..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > Vildan Sevil




14 Haziran 2011
Yazınsal Yaratı Üstüne Fikir Uçuşmaları (I)  
Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan, yeni okyanuslar keşfedemez.

Vildan Sevil


Yazılı basında, medyada süregiden özgürlük daralması, ona bağlı olarak gelişen yazınsal kabızlık ve tekelleşme, güdümlenme, içe kapanma, internet sitelerinde acemice bir arayışa itti beni. Genelleme yapmama bakmayın. Sözlerim, yazılı basında, vaktiyle bir biçimde yer edinmiş, sayıları iyice azalmış gerçek sanatçıları kapsamıyor.


:AIJD:
MERHABA

Sevgili okur, yeni bir deneme-inceleme dizisinin ilki olan bu yazıyla, bugün, çok riskli sulara yelken açtığımı biliyorum.
Ama ne kadar dost, ne kadar düşman kazanacağımı bilmiyorum.

Ne var ki, tüm yaşamım boyunca, yaşamın bana türlü deneyimlerle öğrettiği doğruları hiç içimde taşıyamadım. Kuşku, yakamı hiç bırakmadı. Doğrularımı paylaşmak, sınavdan geçirmek istedim. Nefer oldum hep. Kariyer-iktidar ilişkisi, bana hep itici ve tutsak edici geldi. Belki de böyle bir beklentisizlik (Belki seçim, belki becereriksizlik), dilimi sivri ve engel tanımaz kılan, bilemiyorum.

Sizlerden umudum ve dileğim, yazdıklarımı, “Dost acı söyler” atasözünü ve yaptığım açıklamaları dikkate alarak okumanızdır. Bir de, şiire şaire, yazıya yazara bakışın, onu algılayışın doğası gereği, öznel olduğunu gözden ırak tutmamanızdır. Her konuda olduğu gibi yazınsal beğenilerde de farklılıklar hep oldu, olacaktır.

Ben sizlere, tüm içtenliğimle kendi görüşlerimi akatarabilirim ancak. Yararlanacak bir şeyler bulup bulmamak okurun sorunudur, derim.

TETİĞİ ÇEKEN

Yazılı basında, medyada süregiden özgürlük daralması, ona bağlı olarak gelişen yazınsal kabızlık ve tekelleşme, güdümlenme, içe kapanma, internet sitelerinde acemice bir arayışa itti beni. Genelleme yapmama bakmayın.

Sözlerim, yazılı basında, vaktiyle bir biçimde yer edinmiş, sayıları iyice azalmış gerçek sanatçıları kapsamıyor. Onlar da zaten, bilboardlarda yer alamıyorlar, TV TV gezip kendilerini tanıtamıyorlar. Kitapçı raflarında bulmak için çok uğraşıyorsunuz ve bu gerçekliği de kabul ediyorlar.

Ciltlere, sayfalara, mürekkep kokusuna bağımlı bir kuşaktan geliyordum. Teknoloji özürlüsüydüm. Bu aleti alıp, sırtımı yastığa yaslayıp yatağımda okuyamıyor, başucuma koyamıyor, çantama tıkamıyordum. Kısacası, çağın dayatmasıyla; pek sevdiğim kasaba pazarlarının köşelerinde, kocaman marketlerde bulamadığımız, hormonsuz, lezzetli, doğal meyve, sebze arayışı gibi bir arayışa koyuldum. Diğer yandan, kendi biriktirdiklerimin verdiği sancı da vardı elbette.

Kısa sürede, ailedeki adım, internet bağımlısına çıktı. Alışma, öğrenme sürecinde olduğumu bildikleri halde, böyle acımasızca yargıladı insafsızlar. Oysa onların ellerinden, bu işi gören cep telefonları yıllardır düşmüyor, iki laf etmeye fırsat bulamıyorduk. Ama kim kendi gözündeki merteği görüyor ki?..

İnternetteki yazın dünyası da pazarlar gibiydi. Yazınsal beğenime uygun şairleri, yazarları bulmak kolay olmuyordu. Ya da şair, yazar sayısı çok fazla olduğu için ben seçemiyor, yetemiyor, ulaşamıyordum.

Sonra forumları okumayı öğrendim. Aaa, yıllardır yazıp çizenler, okunmadıklarından, yorumlanmadıklarından ya da yorumların tek düzeliğinden yakınıyorlardı. Yine, hemen kabahati kendimde aramak suretiyle ve alışkanlığım üzre, kendime haksızlık ettiğimi anladım. Bu yakınmalardaki çelişkinin nedenlerini düşünmeye başladım.

Bu arada, beğenime uygun yazar ve şairlerin kimi şiirlerine, yazılarına yorumlar yazmaya, görüşlerimi belirtmeye başladım.

Huylu huyundan vazgeçer mi kolayca?..Kimsenin giysisi, ayakkabısı yakışmamışsa, öldür Allah, ayıp olmasın diye “Güzel” diyemem. En kibar zamanımda, sözü geçiştirmenin bir yolunu ararım. Şimdi, yazınsal bir metne, algımın ötesinde nasıl yaklaşırım?.. Bir sorgudur başlar:

-Yazarı şairi, yazıyı şiiri kandırma hakkını nerden buldun?
-“Tümünü beğendim, pek güzel” demezsen, şirin gözüküp içsel doyum sağlayacağını umuyorsun, değil mi?..
-Sahici olmadığını bildiğin o doyumu ne yapacaksın?..Sakın, hımmm?..

Falaka, elektrik, Çin işkencesinin esamesi okunmaz o sorguda.

İçimdeki acımasız yargıcın -kalemini kırmazsa eğer-, riyadan, yağcılıktan ömür boyu hapse mahkum etmesi işten değil. Başa çıkamam o yargılamayla.

Şimdiye değin, sivri dilime karşın, özel iletiyle bana ulaşmış birkaç incinme dışında, yorumlarıma olumsuz tepki almadığıma seviniyorum. Aksine yüreklendirici yanıtlar aldığım oldu, sevindim, konu üzerinde daha çok çalışma, düşünme, yazma gereği duydum.

Birkaç yazıyla, örnekle, yazınsal ürünlerin, benim üzerimdeki etkisini, nedenlerini ele alırsam, bilebildiğim, dilimin döndüğü kadarıyla evrensel ölçütlerini anlatmaya çalışırsam, genç sanatçılar ne düşünür, yararlanırlar mı, diye merak ettim.
Görüşlerimi kısa yorumlara hapsetme yerine, daha etraflıca anlatırsam, incinenlerin gönüllerini alır mıyım, diye düşündüm.

İşte sevgili okur, birkaç yazıdan oluşacak diziyi tetikleyen etmenler bunlar.

KARAR

Yaşam bir oyun oynayıp da şu tuşlardan uzaklaştırmazsa, bu açıklama dizisinin ardından, şimdiden ufak notlar alınarak temel taşları atılmaya başlanmış tanıtım/eleştiri yazıları düşünüyorum.

Madem, yazılı basın, ya tekellerin ya da su sızmaz butik dergilerin elinde, biz de kendi yağımızla kavrulup sanalın uçsuz bucaksız göklerine, yarınlara bırakalım sözlerimizi...

Madem, saygın, nesnel eleştirmenlik mesleği, neredeyse maaşlı memurluk haline gelmiş, koyunun olmadığı yerde keçi olmaktan gocunmayalım, diyorum. Varsın, sözlerimiz, “Çam sakızı, çoban armağanı” olsun.

Gün ola, devran döne...

Çok okumak iyidir ama az okumak, hiç okumamaktan yeğdir. Kötü yazmak, iyi değildir ama hiç yazmamaktan yeğdir.

Elbette en güzeli; çok okuyup, çok düşünüp, emek verip kalıtsal yapıtlar bırakabilmektir. Biz, sanata saygı duyalım, emek verelim de gerisini zaman düşünsün.

Haydi, hepimize kolay gelsin...

Sevgi ve dostlukla...


14.06.2011
Vildan Sevil

.Eleştiriler & Yorumlar

:: :)
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
21 Haziran 2011
Teşekkürler sayın Yerli. Tanıştığımıza sevindim. Ben de sizi izleyeceğim. Yazı ve site o denli çok ki keşif yapmaya yetişemiyorum:(( Saygılar..

:: Bekliyoruz
Gönderen: ALİ YERLİ / , Türkiye
20 Haziran 2011
Gerçekten yazılarınızı merakla bekliyorum

:: hocam
Gönderen: Aysu / , Türkiye
16 Haziran 2011
huylu huyundan vazgeçmesin lütfen zira ihtiyacımız var güzel analizlere. sevgiler

:: :)
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
15 Haziran 2011
Teşekkürler, değerli Kara. Yazılar şiirler başka yerlerde mi çıkıyor? Bekliyoruz.

:: eleştiri yıldızdır..
Gönderen: Göktu Kara / , Türkiye
15 Haziran 2011
eleştirmen ise evren... düşüncelerin uçuşması gerek.. başarılar...

:: :) Anlatım hatası
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
15 Haziran 2011
Sevgili Birtek'e kocaman bir teşekkür.Anlatım hatası yapmışım.Yorgunluk:) "yeni bir deneme-inceleme..." demem gerekiyordu. Düzelttim. Sevgiler...

:: :)
Gönderen: Hulya Birtek / , Türkiye
15 Haziran 2011
"Sevgili okur, bir deneme-inceleme dizisinin ilki olan bu yazıyla, bugün, çok riskli sulara yelken açtığımı biliyorum." Ben bu ifadenizden yola cikarak "ilk yaziniz" demistim. Sadik bir okuyucunuz olarak, birikimlerinizden her zaman yararlandigimi belirtmeliyim. Saygilar...

:: :))
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
15 Haziran 2011
İlginize teşekkürler.Deneme inceleme türünde daha önce de yazmış olmakla birlikte,kendimi "Eleştirmen" statüsünde görmediğimi belirtmeliyim. O bir bilim ve ben ondan yoksunum. Konuya kafa yoran, düşüncelerini cesurca paylaşan bir okur desek...:))

:: basarilar
Gönderen: Hulya Birtek / , Türkiye
15 Haziran 2011
Deneme-inceleme dizisinin ilki olan yazınizi, bir solukta, keyifle okudum. Sevgi dolu yaklasiminiz, elestiriye tahammullu elestirmenler grubuna gireceginizi mujdeledi adeta. Sabirsizlikla bekliyor olacagim yazilarinizi. Basarilar dilerim...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İpek Nehir, 1 Mayıs, Vay İstanbul...
Okurun Sevinç Çığlığı ve Yazarın, Kitabın Çilesi
Yine Tecavüze Uğradım!.. Yine Tecavüz Ettim!..
Sen Kaç Kere Doğdun Sevgili Okur?..
Konuğum Var: Cengiz Akın, Post - Modern Edebiyatta "Zaman" Kavramı, Zaman - Bilinç İlişkimiz
Ant Olsun ve Şart Olsun ki Umursamayacağım!.. Nerde Benim Şu Cımbızla Ayna?..
Kassandra'nın Güncel Kehaneti
Poetika// Sanatsal Yaratı Üstüne Fikir Uçuşmaları (Iv)
Ahhh İstanbul... Çekme Beni Böyle Kendine Kendine... Yorgunum...
Kırk Katır mı, Kırk Satır mı? Mutluluk, Onur ve Bölünmek

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.