..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Nilgün SARIGÜL
Nilgün SARIGÜL - Aşk Camdandır
Site İçi Arama:


Deneme
  Mavi Boncuk Mor Menekşe (Nilgün SARIGÜL) 25 Nisan 2005 Sevgi ve Aşk 

Sen kendi dünyasında Aşk’a aşık, aşkı tek bir şeyde değil her yerde her şeyde arayan deli bir adam. Ben aşkı sen de bulduğunu sanan kör bir aşık.

  Giderken Yüreğimi Bana Bırak (Nilgün SARIGÜL) 22 Ağustos 2005 Sevgi ve Aşk 

Yüreğime dokunan yüreğin, bütün benliğimi kor kor yakacak ve içli bir kemanın tellerinde dile gelen nağmeler gibi yüreğim çaresizce sızlayacak.

  Aşkımın Şahidi Çobanyıldızı (Nilgün SARIGÜL) 2 Mayıs 2005 Sevgi ve Aşk 

Hani ıssız bir yolda yürürken Hani bir korku duyarda insan Hani bir şarkı söyler içinden İşte öyle bir şey....

  Deniz Gözlü Çocuk ve Elma Şekeri (Nilgün SARIGÜL) 9 Mayıs 2005 Yaşam 

Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini, yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara, bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı, dizlerinin yerine dayasaydım taşlara ....

  Yüreğime Yağmurlar Yağar (Nilgün SARIGÜL) 16 Mayıs 2005 Düşler 

Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyor yüreğim... Dağ başı yalnızlığı ölümden beter…Yumruklarımı sıkıyor, avazım çıktığı kadar bağırıyorum.. “SENİ ÇOK SEVİYORUM” Sesimin yankısıyla çığlar düşüyor eteklerime… Yollarımda karlar, yolları

  Sen Canımsın (Nilgün SARIGÜL) 3 Haziran 2005 Düşler 

Tan ağarmaya, gün ilk ışıklarını göndermeye başlarken üzerime, gülümseyen güneş olup doğmalısın günüme ve yaşamalıyım tüm günü gönlümce seninle..

  Aşk Kapımı Çalınca (Nilgün SARIGÜL) 23 Mayıs 2005 Sevgi ve Aşk 

Gönlümce, yaşayıp, dağlara taşlara adını yazmak, akar sular gibi çağlamak, yağmur olup yağmak, yeşile yeşil, sana can katmak varken, bir kelebek ömründe tükettim her şeyi..

  Seninle Son Gece (Nilgün SARIGÜL) 3 Haziran 2005 Düşler 

Ne kışın beyazını, ne baharın yeşilini yaşar oldum... Kurak topraklar misali parça parçayım, mevsimler bile beni terk etti gitme...

  İlk ve Son Mektup (Nilgün SARIGÜL) 27 Haziran 2005 Sevgi ve Aşk 

Gidene ağlamaz kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.

  Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim (Nilgün SARIGÜL) 13 Haziran 2005 Sevgi ve Aşk 

Ben sensizliği bile seninle yaşıyordum… Bu yüzden seviyordum seni.

  Penceremde Bir Sabah (Nilgün SARIGÜL) 17 Ağustos 2005 Yaşam 

Bazen seneler mi bizi kovalıyor? Yoksa biz mi onun peşinden koşuyoruz bir türlü anlayamıyorum…

  Hasret (Nilgün SARIGÜL) 19 Eylül 2005 Yaşam 

Sokaklar ne zaman çiselediğini bilemediğim yağmurla ıslanmış durumda. Etrafta mis gibi toprak kokusu. Yürüdüğümüz yolun iki yanında sırasıyla ağaçlar var. Kimileri yapraklarını dökmüş, kimileri ise göz pınarlarımızda biriktirip de ne zaman nerde salıverec

  Gözyaşımda Resmin Var Anne (Nilgün SARIGÜL) 5 Aralık 2005 Yaşam 

Biliyor musun anne? Sen dahil herkes beni güçlü sanıyor. Oysaki geceleri yorganımın altında dizlerimi göğsüme kadar çekerek, sessizce döktüğüm göz yaşlarımın seninleyken bile sensizlik için olduğunu kimse bilmiyor.

  Suç ve Ceza (Nilgün SARIGÜL) 8 Şubat 2006 Günlük Olaylar 

Ocak ayının ikinci yarısını sürmekte olduğumuz bir zaman dilimini yaşamaktaydık. Kış tam anlamıyla kendini hissettirmeye devam ediyordu.

  Bir Tutam Tebessüm (Nilgün SARIGÜL) 20 Mart 2006 Yaşam 

Onu ilk gördüğümde ılık bir Mayıs sabahıydı. Gece yağmurun çiseleyerek ıslatmış olduğu sokaklar yavaş yavaş kurumaya yüz tutmuştu.

  "Yüreğimde Cam Kırıkları" (Nilgün SARIGÜL) 13 Nisan 2006 Sevgi ve Aşk 

Derler ki! Hayatın en hüzünlü anı mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın an dır.

  "Vuslat" (Nilgün SARIGÜL) 2 Ağustos 2006 Sevgi ve Aşk 

Sensizlik, damarlarımda gezinen sinsi bir yılanın zehri gibi. O zehir ki! Her bir damlası yakar kavurur içimi , al canımı al dedikçe yerden yere savurur beni...

  "Gönül Yarası" (Nilgün SARIGÜL) 28 Kasım 2006 Sevgi ve Aşk 

Mektuplar yazdım sana yollar kadar uzun, yiten yıllar kadar ümitsiz. Her bir satırında gözlerimden yaş, kalemimden kan damladı çaresiz. Gündüzler bitmek bilmiyor bu şehirde, bir bataklık gibi her çırpınışta biraz daha çekiyor yok etmeye çalışıyor benliğimi. Geceler sevimsiz bir filmin tekrarı gibi... Katran karası gökyüzünde yıldızlar bile karaborsa, terk edip gitmişler beni.

  "Her Ağaç Bir Ömürdür" (Nilgün SARIGÜL) 26 Şubat 2007 Anılar 

Aslında her ağaç, yaşanmış günlerin anısına kök salarak, yaşanacak nice günlerin ışığına yaprak açan en doğru tanıktı. Belki, gölgesinde bir şehidin dinlendiği, belki yaşlı bir çiftin torunlarına anlattığı masalların kahramanı, belki genç bir kızın dudaklarına konan ilk öpücüğün şahidi, belki de kollarında küçük bir çocuğun sevinç çığlıkları attığı salıncağı idi. Her şeyden öte yemyeşil bir ömürdü ve bu ömrü kesip atmaya, yok etmeye hiç kimsenin hakkı yoktu.

  "Bugün Unuttum Belki Yarında Unuturum Seni" (Nilgün SARIGÜL) 24 Ekim 2007 Sevgi ve Aşk 

Mazi, içimde kapanmaya yüz tutmuş bir yaranın derin izleri gibi. Kanamıyor artık, sadece sızlatıyor içimi. Daha ne kadar sevebilir daha ne kadar saklayabilirim ki seni. İşte bu yüzden söz verip kendime, elimi tutamadığın o durakta bugün unuttum seni.

  "Sevmek Bir Ömür Boyu" (Nilgün SARIGÜL) 15 Mayıs 2008 Sevgi ve Aşk 

Özlem... Karanlıkta yanan mum ışığı...

 

 



SENİ ÖZLEMENİN KİTABINI YAZABİLİRİM

Seni özlemenin
Ne demek olduğunu sor bana,
Yetmiş iki dilde anlatabilirim
Kitabını yazabilirim sayfalarca.
Yalnızlığın rezilliğini
Kokuşmuşluğunu
Ve çıplaklığını da.
Ama hiç kimse
Kavuşmanın güzelliğini
Sormasın bana / anlatamam.
Ben sana hiç kavuşmadım ki!

Bilmiyorum
Dudakların nasıldır.
Sıcak mı ateş topu kadar,
Yoksa soğuk mu
Buza kesmiş bir bardak su gibi?
Kıvrımlarına,
Kırmızı karanfiller mi tutunmuş,
Küle gizlenmiş kor mu var?
Tenime değdiğinde dudakların
Cemre mi düşer bedenime,
Mızrap değen bir saz teli gibi
Titrer mi yüreğim bilmiyorum.
Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki!

Bir kadını sardığında kolların,
Ürkek ceylânlar
Nasıl kurtulur tuzağından?
Dolu yemiş yaprak gibi
Nasıl titrer bir yürek?
Ellerin nasıl okşar bir bedeni,
Goncalar
Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum.
Hiç sana sarılıp yatmadım ki!

Kısacası:
Tatmadım kavuşmayı / anlatamam.
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim.
Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana.
Yokluğunda yıllardır
Özlemine dayanmayı öğrendim
Yokluğuna katlanmayı
Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa
Ustası oldum beklemenin
Tükenmek pahasına.

Ama hiç kimse / kavuşmayı,
İki derenin birbirine karışıp
Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu
Sormasın bana ,anlatamam.
Çünkü seninle ben,
Ayrı kaynaktan doğmuş
Sularında hasretleri taşıyan
Başka denizlere koşan iki ırmağız.
Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları
Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız.
İşte onun için
İki dere nasıl karışır birbirine
Nasıl sığar iki nehir bir yatağa /bilmiyorum.
Seninle
Hiç aynı yatakta coşmadım ki!

Sen bana /yalnızca
Ve sadece
Kahpe sensizliği sor
Rezil beklemeyi , özlemeyi sor.
Tanrı şahidimdir
Kurda kuşa
Dağa taşa bile anlatabilirim.
Demem o ki uzaktaki yakınım:
Vuslatlara yabancıyım,
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim.

Kâmuran ESEN



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nilgün SARIGÜL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 16:55:30