Yağmur İle İnsan
(Zeynep Küçük) 4 Şubat 2005 |
İlişkiler |
| |
Bütün yağmurlu havalar böyle değildir elbet. Öyle havalar vardır ki... Bir köşesinde güneş, bir köşesinde beyaz bulutlar. Şarkı söyleyerek bırakırlar yağmurlarını. Dans ederek yere konar yağmurlar. Kat kat daireler çizer etrafına, bir, bir, bir damla daha |
|
Karı - Koca Kavgasına Son!
(Zeynep Küçük) 14 Haziran 2005 |
İlişkiler |
| |
Bu tüyoları benden aldığınızı kimselere söylemeyin. Aman efendim ne demek; teşekküre değmez. Dostluk öldü mü? |
|
Kuyruğun Önemi
(Zeynep Küçük) 19 Temmuz 2005 |
Yaşam |
| |
Benden size bir dost tavsiyesi; bundan sonra yüzmeye kuyruktan başlayın. ‘Kuyruk’ deyip geçmeyin. Meğer kuyruk, postun en önemli kısmıymış. Kafa kesilmese de olur, yeter ki kuyruk kopsun.
|
|
Köylüm
(Zeynep Küçük) 26 Eylül 2005 |
Yaşam |
| |
Kendimi yeşillikler içinde buluyorum. Nane, maydanoz, tere, kıvırcık… Köylümün dağlarının otları; hardal, çıtlık, madımalak buram buram bahar kokuyor, köy kokuyor. Salatalıkların üzerine yerleştirilmiş bir yazı dikkatimi çekiyor “Köylü” |
|
Gelin, Kaynana - Kayınbaba Geçimsizliğine Son
(Zeynep Küçük) 25 Şubat 2006 |
İlişkiler |
| |
Mucize gibi bir şey oldu. O asık suratlı adam gitti; dudakları kavuşmayan, elinden tornavida, pense düşmeyen bir adam geldi. Oturup hizmet bekleyen “Bugün buram ağrıyor, şuram ağrıyor.” Diyen kadın gitti. “Bugün size bir börek açayım da parmaklarınızı yiyin… Çiğ köfte yoğurayım, gelinim sever…” diyen kadın geldi. Gelin lafı gitti; kızım, yavrum lafı geldi.
|
|
|
Mucitler, kaşifler, alimler doğururuz. Ama onlardaki bu zekayı, kabiliyeti öyle törpüleriz ki hiçbirşey başaramayan, kendine güveni olmayan, sıradan birer insan yaparız. Bu bizim eserimizdir.
"Bir ben var bende içeri" işte ben onu bulmaya çalışıyorum.
Gizem, çilem, biraz da ilham...
Bir kağıt, bir de kalem...
Sen yaz belki bir okuyan olur....
Saygılarımla...
|
|