Dokunsam Yanar mıyım?
(PELİN KARCI) 1 Aralık 2010 |
Düşler |
| |
Aklımdan geçenleri, yüreğimde atanları, öylece, safça satırlara akıtmak istiyorum. Eskisi gibi… |
|
Eski Dünyanın Külleri
(PELİN KARCI) 21 Mart 2006 |
Yüzleşme |
| |
Aslında bu yazdığım en anlamlı ama kimsenin anlayamayacağı tek yazım. Öylesine ve ölesiye yazıldı... Beklentileri karşılamak için değil, sevdayı ya da aşkı anlatmak için değil, tarihin sayfasında asılı kalsın diye yazıldı... |
|
Hüzün Duvarı
(PELİN KARCI) 5 Aralık 2005 |
Yaşam |
| |
Ne bilirdim bu hüzün duvarlarını örerken, güneşli günlerdeki sevinçlerin hüzün duvarlarından sızamayacağını... Kendi ellerimle kapatmışım kendime dünyanın tüm kapılarını...
|
|
Sızı
(PELİN KARCI) 11 Eylül 2005 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Hep hayatımın bir köşesinde durup beni bekleyen bir kara kedi olacaksın. Bütün aşklarımla aramı açan bir kara kedi… |
|
Senden Sonra
(PELİN KARCI) 14 Nisan 2005 |
İtiraflar |
| |
“Gitme” demedim sana... Hakkım yoktu bunu istemeye... Daldan düşen yaprak oldum, dağ başındaki kar oldum, yaralı bir kuş oldum, yol kenarındaki taş oldum... Sustum... “Gitme demedim, diyemedim... Sustum, kimseye bahsetmedim sende |
|
|
Unutma dostum, adına yaşam dediğimiz karmaşada bedeller ya da ödüller yaptığımız seçimlerin karşılığıdır.
Beni kaygılandıran tek etken gideceğin kentte ne kadar olacağındır. Gözlerini Ankara’da bırakırsan hiçbir biçimde sen olamazsın. Hadi kendini bütünle, seni ilk günden beri sarsan aşkının en güzel anılarını sar yüreğine, kendin olarak git. Ancak o zaman yaşamla daha iyi yüzleşebilirsin.
|
|