Öykü > Deneysel

heyecanlı

Aşkın Sırat Köprüsünde Tango

Sadece birbirimizin gözlerine baktık. Ne müziğin sesi, ne figürlerin canlılığı, ne de rüzgâr kaçırabildi o anı. An’ı kıpırdatan bir tek yürek çarpıntısı oldu. Kalktım, kendi gözlerimden onun gözlerine yol aldım.

karışık

Zaman, Mekan - Patates, Soğan 4

Yerinden kalkıp onun koluna girdi. Ağzındaki sigarayı saklamaya çalışan delikanlıyı dükkânın kapısından sokağa attı. Bünyamin bu işe fana bozuldu. Çuf çuf diye bağırdı. Bütün sokağı inleterek, Çuf çuf… Onlarca kez, hem de edepsiz el hareketi yaparak. "Çuf çuf işte sana Osman. Çuf çuf…"

nötr

Zaman, Mekan - Patates, Soğan 1

Saat tam sekizde Bursa Nilüfer’deki E tipi cezaevinde beş aydır tutuklu bulunan Simitçi Nazmi gardiyanın gürültüyle açtığı demir kapıdan avluya çıkarak mahkûmları adliyeye götürecek araca bindi. Bu gün ilk duruşmasına çıkacaktı. Arkadaşlarından ödünç aldığı takım elbiseyi ve gömleğini giymiş bir de boynuna kravat bağlamıştı. Hayatında ilk kez kravat

olumsuz

Zaman, Mekan - Patates, Soğan

Küçük Sude tren istasyonun merdivenlerinden karanlık dehlize ilerlerken artık kuşları göremediği için üzüldü. Annesi her zaman acele ettiriyordu. Ve nedense her zaman gidecekleri yere geç kalıyorlardı. Oysa serçelerin hiç acelesi yoktu.

olumsuz

Sayıklamalar (Platon'u Düşlerken... )

"Başını ışığa çevirdiğinde gözlerinin yandığını hissetti. Hiçbir nesne göremez olmuştu. Bir süre olduğu yerde gözlerini ovuşturdu. Yavaş yavaş puslu da olsa etrafı seçmeye başlamıştı. Oldukça ürkütücü bir manzaraydı bu. İnsanoğlu büyük ve ortak, evrensel bir trajediyi, hem de onun hiç de farkında olmadan, paylaşmak zorunda bırakılmıştı bu karanlık

olumsuz

Eğer Ben Öykü Olsaydım

Yürekler çok dövülmüş bir köpek yavrusu gibi. Acı ağlatmaz artık. Bütün bu düzensiz düzene bu kadar kolay alet olmak bu yüzden.Rüyalara girmiyor artık kalem satan çocuklar ya da satacak kalemi olmayanlar.

karamsar

Sis ve Rüzgar

İşaret parmağıyla kenarından yakaladı gözü ve cebin kumaş duvarından da destek alarak yukarı doğru itekledi. Artık göz, cepten dışarı çıkmak üzereydi.

düşündürücü

Varoluş Anksiyetesi

Biliyor musun seni kendi yerime koyup kendi sorunlarımı çözmeye çalışmaktan da bıktım artık.
Senin bana ne kadar uzak bir kendinin olduğunu düşünsen de bana o kadar yakınsın ki..

olumlu

İnsanlar

Güneşli bir öğleden sonra ben de bahsettiğim bu durumda arkadaşımı bekliyordum. Kafamın formüllerle dolu olmasından aklıma dersten başka bir şey gelmiyordu. Formüller, dersler… Derken o kadar dalmışım ki...

üzgün

Yokuş Yazı

yağmurun cama bırakıp gittiği ses bu flüt konçertosuna sığınan yüzüm,
mağrur bir fa diyez bekliyorum bir kırbaç şaklıyor anlıma, yüzümü yalayan ellerim kırık.

karışık

Sultanahmet'ten Bir Sesleniş

Bir konağın, bir Gül Goncasıydım ben önce, çok önce. Eteklerimi sallandıra sallandıra yürürdüm konakta, yeşil boyalıydı konağımız, beyaz çerçeveli pencereleri, annecimin elleriyle işlediği beyaz işlerle hayat bulurdu. Cumbalı misafir odasıda görülmeye değerdi doğrusu, diğer konakların hanımları pek kıskanırlardı anacımın elişlerini, kanaviçelerini, sarma işlerini, hasetle bakarlardı her geldiklerinde. Banada

karamsar

Mağarada

Demir Özlü'nün bir öyküsünden alınan bir cümleyi de koyarak bir öykü yazacaktık. Ben de bu öyküyü yazdım. Cümle: "Her şeyini yitirmiş olduğunu sanan çaresiz bir varlığın teriydi bu."

olumsuz

Mezar Taşları

Kötü yaşadı:kurnazca,yakıp yıkarak ve aldırmayarak.Ama iyi öldü dediler.İyi ve masumca…Söylediklerine göre ölmeden önce bir çocuğunki gibiymiş hareketleri…Yağmurda zıpzıp zıplıyormuş..
Bilmiyorum, bunun tarifi nasıl olur.İnsan kendi canına kıyma noktasına geldiğinde benim de ümitlerim bitmiş oldu.İlk katil Kabil,ilk maktul de Habil’di…Peki ilk kim yaşadı hem katilliği hem de

Başa Dön