Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
Melankolik bir ruhun handikabında çaresiz,yön bulamazsın.Fırtınalara,kasırgalara yenik düştüğün anlar her zaman seninle iç içe olur. Zaten; şimal rüzgarları, hiçbir zaman ısınmayan yüreğinin odacıklarına buz zerrecikleri püskürtmeye devam etmektedir. Her Allah’ın günü, yuvarlanmaya ramak kalmış sarp,sivri tepelerdeki kaya parçasının potansiyel gücünde; kopacağın,kinetik enerjiye dönüşeceğin anı beklersin! Ölüm sessizliği, bütün hücrelerine dek şırıngalanmıştır adeta.Kaçınılmaz bir gerçektir; hissedersin Azrail’in ayak seslerini,yüreğinin derinliklerinde.An meselesi,bir anlık bir elveda!Dönüşü olmayan mutlu(-suz) yolculuk! Doğarken ağlamıştın,ananın rahminden çıktığında.Şimdi giderken belki de güleceksin,kahrolası dertlerinden kurtulduğun için değil mi?Hangi cehennemde umutlarının,tomurcuk olmadan yitip gitmesine yansan(!),nafile!.. Bazen gölgenden bile medet umduğun anlar olur! Konuşursun kendinle!Gelip geçenler : “kafayı sıyırmış!” diye sana acımaya, senden uzaklaşmaya çalışırlar. Bir tek dostun kalmıştır senin. Hem de sadık dostun!Sen nereye gidersen o da gider! Tek kelimelik : “Gölgen!..” Oluşan kalabalıkların içerisinde bir tek senin varlığın hissedilmez. Mutlu çiftlere gözlerin takılır; el ele, göz göze,dudak dudağa sevişenleri buruk bir tebessümle izlemekle yetinirsin! Ah! Bir zamanlar,senin o gençlerden hiç farkın yoktu. Sen de mutluluğun engin denizlerinde korkusuzca fırtınalara karşı kulaç atıyordun, bıkıp usanmadan! Yorulmak nedir bilmezdin.Bazen dişi kısrak gibi kırlarda meydan okurdun yılkı atlarına inat.Kimseler, tutamazdı seni.Saçların, atın yeleleri gibi şaha kalkardı!Gözlerinin siyahlığında kaybolurdu,erkeklerin hayalleri! Şimdi hayal meyal ilk sevgilin düşer yüreğine. Her düşüşünde;kor ateşi gibi yanar bağrın! Sevgilinin, dudaklarına busesini yapıştırdığında; dudaklarının titrediğini, duyduğun hazzın ölümsüzlüğünü hiçbir zaman unutamazsın!.. Nasırlaşmış avuçlarında ellerinin sıkmasının acısını, tatlı bir tebessümle anımsarsın ve gülersin kendi kendine!Özlemini duyarsın nasırlı avuçların,ellerini sıkıp acıtmasını! Bilirsin ki;bir daha geri gelmeyecek,yaşanmayacak;uçup giden yaşanmışlıklar! Gelmeyecek!.. Her ay sonu rutin telefon çağrılarının dışında; kimse anımsamaz seni. İyileşeceğin gün belki de yaklaşmaktadır.Belirgin semptomlarının tedavisinde elde edilen bulgular;seni yeniden gerçek yaşama dönüştürmenin müjdesini verecektir.Kim bilir!..Allah’tan umut kesilmez! Bir gün mutsuzluk labirentinden koşar adım uzaklaşıp ,tekrar yaşama sarılacak,seni bekleyen prensinin kollarına hiç düşünmeden atılacaksın!Umutsuz yaşanmaz! İşte yine o telefon ve yine o aşina ses: -Semra hanım, ben aile doktorunuz ! Müsaitseniz gelebilir misiniz? Yorgun beynin, doktorunun müşfik sesinin maksadını anlamakta zorlanmaz: “Psikolojik terapinin zamanı geldi,ha!.. " B= BB>
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayhan Sarıkaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |