Güzellik her yerde karşılaşılan bir konuktur. -Goethe |
|
||||||||||
|
Dünyada makamını eline almış, sözüm ona yetkililerimizin bile yetkileri dünyanın en ucuz insanına bağlı olabiliyor. Madem öyle, neden “İşte ben buyum!” diye böbürleniyoruz? Horozvari diklenmelerimizin ardında yatan ne? Kime güveniyoruz? Artık hiçbir şeye söyleyecek sözüm yok. Sadece sormayı tercih ediyorum şu sıra. Yavaş yavaş hazmetmek istiyorum olanları ama bütün olaylar birbirinin peşi sıra öyle hızlı gelişiyor ki; yine hiçbirini anlamlandıramıyorum. Sorularımın hiçbirinin muhatabından cevap alamıyorum. Bu yüzden geceye sormayı, sorularımı rüyalarıma ötelemeyi öğrendim az da olsa. Kime ne söyleyeceksem yüzüne karşı haykırıyorum. Bazen iş çığrından çıkıyor; çılgınca bağırarak uyanıyorum. Bağırmaktan hasarlanmış ses tellerimin sorumlularına kin biriktirmekle meşgul oluyorum gündüzleri de. Fıtratım bu; haksızlığa karşı sessiz kalamıyorum. Adamımın karşısına geçip söyleyeceğimi söylüyorum. Ancak söyleyeceklerimi sis bulutlarıyla yarı görünür hale getirmekten de geri durmuyorum. Çünkü üzülerek söylüyorum ki; ben de sufle alıyorum. “Karşındaki kim senin, yerini bil de konuş!” diyor birileri. Ardından söylemek istediklerimi o nasıl süslemişse o şekilde söylüyorum. Sonuç?.. Yine arkadan bakan ben oluyorum. Sonra birileri kalkıp bu duruma sistem, dünya düzeni diyor. Nizam buysa ben pervasızca savruluyorum. Kahretsin… Dünya dehşet verici bakışlarıyla büyücü bir koca karı gibi. Ve sen… Sana sesleniyorum şimdi. Devam et bakalım rütbene güvenmeye. Zaman denilen mefhumun bugünü varsa, var yarını da. Ve sendeyse şimdi sıra, yarın da ben de. O yüzden şimdilik sadece bunları söylemekle yetiniyorum. Ve biliyorum ki sen, kafanı sallamaktasın şu anda Ahfeş’in keçisi gibi. Yüzüne söyleyemememin rahatlığı var belki de üzerinde. Ama okumakla yetinme sadece; Fikret biraz da. Gece yorgun, devrildi üstüme. Devrik tümcelerim geldi peşi sıra. Devrik tümcelerimle beraber ben de devrildim sessizce. Şimdi sen de bunu yalnızca oku ve düşün. Sakın ses çıkarma bana. Ben susmayı biliyorsam; artık sen de öğren ve yalnızca işine bak; yapabilirsen…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Büşra Dündar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |