"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
aynanda yatsam buz gibi saydam sadece bakan aynanda; acir canim bir anda, sirtim katran kirmizi. ne zaman baksan aynana hayran hayran uzun bir aşki arar gibi, kendi içini görür gibi derin, dikkatli, korkarim, sanirim sezdin beni yüzüm katran kirmizi.. ** saz kırmızı sır oldu geceyle yattı fisiltilari sazliklarda... şahane sözleri yirtik girtlaktan döküldü sorgulanmazdi samimiyeti ürpertinin; teline dokununca birden sazliklar söyledi saz kirmizi.. ** nar kırmızı ben aradım nar ağacında asılı duranı birinin içinde bir taneydin hepsini yere indirdim yardım, yırttım talan ettim nar kırmızı oldu her yanım kırmızıya ağladım. bir taneydin bana ait bulmam lazımdı ağaç belliydi hırpaladım yordum vermedi aradığımı. hepsini yardım, yırttım narlardan birinin içinde bir taneydin ulaşamadım. nar kırmızılara akanlara yok yere gidenlere baktım. bir taneydi bulamadım; nar kırmızı... ** buz kırmızı kesti buz kirmizi. sicak sicak üfleyerek sindirerek acisini; bulutlarla ağir ağir değişerek akti gitti. rengi kaldi geriye buz kirmizi. ** yol kırmızı kirmizi aşkindir kilometre taşlarda kedi gözlerde tabelalarda dinlenme tesislerinde kirmizi sarsintindir ray üzerinde makastaki atişta tempolu seste; der her seferinde dönme geriye! kirmizi beklemendir dijital ertelemede izi çikar koltuğun bedene o iz çikmaz geriye anons anons üstüne gitmek gelmez çöker üstüne kirmizi mavindir yarisi yaşta bata çika dalgasini savura kapali salonda sigara- çay içmesen de ister canin o anda kirmizi yolundur akar damarda tüm basinciyla, uzaklaştikça yaklaştin , yaklaştikça uzaklaştin, derin bulmaca! yol kirmizi kirmizi uğultusuyla kirmizi dolar kirmizi boşalir kirmizi bağirir… yaklaştikça uzaklaştin. uzaklaştikça yaklaştin. sarsar güçlü hafizasiyla bağlar kendine el ayak kol bacak düşer yola, yol kirmizi. özür diler her özürün dilencisi gibi her dilencinin özürü gibi el ayak kol bacak düşer yola yol dilenci yol kirmizi… ** kıpkırmızı kestiği yerden katran sözün başladiği yerden saz yaşin aktiği yerden nar bulutun gittiği yerden buz yaklaştikça uzaklaştiğim yerden yol, ve yazdiğim yerden derin kirmizi... ** oje kırmızı yalnızlığın ağırlığı çökertti omuzlarımı koltuğa ters açıyla... kırmızı ojeler her biri gelişigüzel çıkmış fotoğraf gibi 10 parmağımın marifetleri gülümseyen tek onlar. hayatın ta kendisi öylece oluvermek, kendini dayatır. sevmediğim yemek boğazımdan geçer kendini yaşatır benimse hepsini kusmak gelir içimden. ama yaptığım uysal bir kız çocuğu olup köşemde sessiz - sakin, kırmızı ojelerimi yeniden yeniden yeniden sürmek olur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © serpil dilbaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |