Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Kendimizle ne kadar ilgilendiğimiz tartışılması gereken bir konu. Belki de ilgisiz olarak yaşayıp duruyoruz. Kendisi ile ilgilenmeyen başkası ile ne kadar ilgilenir. Aslında kendisine yabancı olan, her şeye yabancı olabilir. Aydın’lı bir öğretmenimiz, trafik kazası sonucu ölüyor. Yaş 22. Ateş düştüğü yeri yakar. Bu haberi belki de okumadan geçiyoruz gazete sayfasından. Irak’ın bombalandığı zamanda kaç kişi öldü. Genç, yaşlı çoluk çocuk. Niye öldü bunca insan. Onların ana-baba ve sevgilileri vardı. Sözde uygar insanlık, tüm olanlar karşısında sessiz. Nerde ise alkışlayacaklar. 100 yıl önceki olayları sözde tartışan insanlar, şimdiki zamanda ve yanıbaşımızdaki olayları görmezden geliyor. Korkuyor çünkü. Eleştirecek, karşı çıkacak gücü ve cesareti yok. İşin özü bu. Bize çamur atmak ve saldırmanın sözde medeniler için bir gideri yok. Aksine, bu işten yarar bile umuyorlar. En azından çete başının sempatisini kazanıyorlar. (19 Aralık 2005) İnsanlık ideali, felsefe veya ahlak kitaplarının sayfalarında tartışılıyor. Yaşamın gerçeğinde ise, ilkel canlının fizik yasalarına uygun davranışları, belki de maddenin davranışları aynen tekrarlanıyor. Hücre zarının seçici geçirgen davranışı... Bitki kökünün, bitki için gerekli su ve içerdiği maddeleri seçip alması gibi. İnsan, kutsal bir varlık değil, ilkel bir varlık. Rastgele atılan bir bombanın, bir füzenin öldüreceği canlılar, öldüreceği insanlar hiç düşünülmez. Kanlar içinde kalan, senin çocuğun, eşin , dostun, akraban –ki aslında tüm insanlar akraba? Olsa, böyle kör dövüşü devam eder mi? Ölüm riski taşıyan ayı, önce kimi kurtarır, kendisini mi, sevdiklerini mi. Ayının sevgisi ne kadardır. Yüz yıl önceki olayları soykırım olarak kanunlaştıran insan, neye veya kime hizmet ediyor. Ermenistan’da, Türkiye’de, Lübnan’da ve diğer ülkelerde yaşayan Ermenilere ne gibi bir dost eli uzatıyorsunuz. Aklınızdan böyle bir şey geçiyor mu. Bu insanlara koşulsuz vatandaşlık verin, çalışma hakkı verin, sizin ülkenize yerleşsinler. Çocuklarına eğitim ve sağlık güvencesi verin. Bu ayrıntı sizi ilgilendirmiyor. İlle de 1915’te yaşananlar... Kardeşim sen tarihçi misin. Bir insan acı çekti, bazı insanlar acı çekti peki acı çekmeyen kim kaldı. Bırakın daha uzak Birinci Dünya Savaşını, ikinci Dünya Savaşında, hangi ülkede kıtlık, açlık yaşanmadı. İnsanlar açlık ve hastalıktan kırılmadı mı. Uzaklara gitmeyin, açlıktan ölümler bugün son buldu mu. Ölen insanlar mı Merih’ten geldi, yoksa kendini medeni sananlar mı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında, ölen Osmanlı Devleti vatandaşlarının hangi kısmı veya hangi kesimi ile ilgileniyorsunuz. Osmanlı Devleti parçalandıkça, göç etmek zorunda kalan insanlar, birinci sınıf uçak seyahati mi yaptı. Onlar acı çekmedi mi. Onların ana- babaları, çocukları, sevgilileri ölmedi mi... Niye bu geniş coğrafyayı görmezden gelerek, bazı ayrıntılara odaklanıyorsun. Sömürge haline getirilen ülkelerin insanlarına dostça mı davranılıyor. Siz neden Irak ile ilgilenmiyorsunuz. Korktuğunuz için mi. Demek ki atış serbest komutu ile tarih yazma düşünceniz var. Çanakkale Savaşı’nda, kaç Osmanlı,( kaç tane Türk, kaç Kürt, kaç Arap, kaç Rum, kaç Ermeni, kaç, kaç Yahudi...) öldü. Sizin toplarınız, sizin mermilerinizden ölenler tartışılmayacak ancak, sizin silahlandırdığınız çeteler tartışılmayacak, sizin teşfik ettiğiniz isyanlar tartışılmayacak... Özetle istediğiniz gibi at oynatacaksınız. Demokratik bir uygulama mı. Sizi Balkan göçmenleri ile, Kırım göçmenleri ile, Orta Doğudaki göçmenlerle başbaşa bırakmak istiyorum. Ancak şimdilik sizin işinize yaramıyor bunlar. Varsa yoksa Çanakkale yenilgisi, varsa yoksa yüzyıllık intikam hırsı...(23 Mart 2006) Gerçekten, zorunlu göçlerin tarihini kim biliyor. Göç ve yok etmeye sevk eden güçler kimlerdir. Dün bir konuşmacının (19 Nisan 2006), kızların okula gitmesi engelleniyor. Çünkü okula giden kızlar Türkçe öğreniyorlar... Sözün devamı çektikçe uzar. Türkçe öğrenir. Kapasitesi ve olanakları doğrultusunda her şey olur. İnsanlara faydası olur. Oysa birilerinin tezgahı, okul olmasın, eğitim olmasın, silah tüketicisi kitleler yetişsin. Bu insanların gözü açılırsa olur mu... Olmaz. Yetişen her eğitimli ve akıllı insan emperyalistler için engel.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Odabaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |