..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Dünya > Mevlüt Tok




2 Aralık 2010
Wikileaks, Mossad ve Cıa İşbirliği  
Mevlüt Tok
İnternet alanındaki gelişmeler sanayi devriminden sonra dünyada köklü bir dönüşüm ortaya koyan süreci başlatmıştır.


:BDBH:
İnternet alanındaki gelişmeler sanayi devriminden sonra dünyada köklü bir dönüşüm ortaya koyan süreci başlatmıştır. Bilgi çağının ve bilişim devriminin alt yapısı, özellikle bilgisayar teknolojisinde yaşanan önemli gelişmelerle ku­rulmuştur. Yeni bilişim devriminin alt yapısını oluşturan elektro­nik ve bilgi işlem sektörü ülkeler arasındaki kalkınma, zenginleşme ve üstünlük kurma gibi alanlardaki dengele­ri de alt üst etmektedir. Artık yarış bilişim alanındaki öncülüğe ve üretkenliğe geçmek­tedir. Bilişim teknolojisi alanındaki hızlı ve etkili gelişmeler doğrudan toplumsal yaşamı etkilemektedir. Günümüz toplumsal yaşamında olmazsa olmazlar arasında yer almaya başla­yan, "bilgi ve iletişim teknolojileri"nin gelişmesine dayanan bilişim devrimi ekonomide, toplum­sal yaşamımızda ve ekinimizde kalıcı ve köklü değişim­ler ortaya çıkmıştır.

Sayısal ekin, sayısal yasam kavramlarında olduğu gibi interneti destekleyen yeni teknolojinin yaşamımıza kattığı yeni bir çok öğe karşımıza çıkmaktadır. Telekomüni­kasyon ve elektronik alanındaki son yıllardaki hızlı geliş­meler toplumsal, ekinsel, ekonomik ve siyasal yaşamı derinden etkilemektedir. Bilgi akışının hızlanması ve her alan­da etkili bir araç olarak kullanılması toplumsal yaşamımızda önemli yansımalar bulmaktadır. Bireysel olarak her geçen gün birikimlerimiz artarken, bütün insanlık da sanki bir bilgi denizinde yüzme noktasına gelmiştir. Bilgi birikiminin artması ve anında kamuoyuna sunulması belli bir yoğunluk meydana getirmiştir.

Yeni teknolojinin yaşamımıza kattığı birçok yenilik ve olanağın yanı sıra bazı sıkıntıları da beraberinde getirdiği gözlenmektedir. Bunların başında sanal suçlar ve terör eylemleri Siber suçlar ve siber terör bilişim devrimiyle yaşamıımıza giren yeni kavramlar ve sorunlar olmuştur. İnternet ve bilişim kesiminde insanlara büyük olanaklar getirmesinin yanı sıra olumsuz yönleri de çabuk ortaya çıkmıştır. Yeni terörizm olarak da adlandırılan siber terör yeni bilgi ve iletişim teknolojileriyle paralel olarak geliş­miştir. Bilişim ve iletişim teknolojileri teröristlere yeni bir boyut kazandırmıştır. Özellikle; Bilişim Teknolo­jilerinin insan yaşamına egemen olduğu veya olmaya çalıştığı çağımızda, terörün ve savaşın, sıcak veya soğuk türlerine bir yenisi daha eklenmiştir: siber terörizm. Dünya bugüne kadar hiç rastlanmayan türden bir tehdit­le karşı karşıyadır. Siber terörün bir ülkesi, bir ordusu ve hatta bir sınırı yoktur. Siber terör için tüm dünya ideal bir uygulama alanıdır. Siber dünya, artan bir şekilde isyan­ların, sınırsız özgürlük savaşçılarının, teröristlerin ve pro­testo amacıyla geniş çaplı bir çatışmaya giren bütün grup­ların sayısal savaş alanı olarak kullanılmaktadır.

Kişisel ve özel bilgiler artık neredeyse kalmamıştır. Bütün kirli çamaşırlar iğrenç bir içimde ortaya dökülmüştür. Politik fahişelikler ortaya çıkarılmıştır. Kimin eli kimin cebinde görmaya başldık. Bu bilgi bombardımanında her yer toz duman. Adeta bir bilgi kirliliği de vardır. Politik olaylarda saydamlığı yakalaık derken peşinde bilgi kirliliği denizinde boğuluyoruz. Hangi bilgilerin doğru, hangi bilgilerin yanlış olduğunu da çok kesin olarak kestiremiyoruz. Herşey, neredeyse yatak odalarına kadar herşey araştırılmakta ve kamuoyuna sunulmaktadır. Yönetimlerde artık basın ve yayında internet yayınları kendisini önemli bir baskı gücü olarak hissettirmektedir. Süper güçler masa başında kabul ettiremediklerini internet yoluyla şantaj yaparak karşıtlarını köşeye sıkıştırıp sindirerek istediklerini almaktadırlar. Amerika ve İsrail nasıl teröristleri kendi çıkarlarına kullanabildikleri gibi SİBER TERÖRİSTLERİ de aynı biçimde kullanmaktadırlar. Bu büsbütün elektronik dedi kodudur. Bu bütün dünyayı biri birine katma ve dost olması gereken ülkelerin arasını açma projesidir. Wikileaks Amerika ve israil'in derin devleti gibi çalışmaktadır. Yoksa Amerika ve israil'in büyük günahlarından bahsetmemesinin olanağı yoktur.

İşte en büyük terörist... Bilgi bombardıman uzmanı. Atom bombası atılsa bu kadar etki uyandıramazdı. Julian Paul Assange en büyük terörist. Bazılarına göre bir kurtuluş örgütü üyesi. Güya ezilen ülkelerin yanında yer alıyor. Onların ikiyüzlü halklarınaihanet eden önderlerini ele veriyor. 1971 yılında Avustralya'da dünyaya gelen Julian Paul Assange, Wikileaks adlı internet sitesinin en etkili yöneticilerinden biri. Kendisi bir matematikçi ve aynı zamanda bilgisayar uzmanı. Yayınladığı belgelerle başta ABD olmak üzere pek çok ülkenin tepkisini çeken Assange, 2 kadına tecavüzle suçlanıyor. Bu nedenle hakkında tutuklama kararı bulunuyor ve INTERPOL tarafından aranıyor. Assange'nin yakalanmamak için İsviçre'de saklandığı belirtiliyor.

WikiLeaks belgeleri açıklandığından bu yana çıkan belgelerde, sadece ABD'nin istekleri ortaya çıkıyor. ABD içinde neler olduğuna dair bir bilgi yok. Peki dünyayı sarsan bu belgeler kimin işine yaradı? WikiLeaks kriptolarında ABD çıkarlarına aykırı, ciddi sonuçlar doğurabilecek belge şimdilik yok. Ünlü Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, örneğin Ortadoğu meselesinin kilidi olan İsrail’in Yahudi yerleşimlerinden bir kez bile bahsedilmediğine dikkat çekti. Belgeler, İran karşıtı cepheyi ise güçlendirecek.

Wikileaks belgeleri arasında Amerika ve İsrail karşıtı çok ciddi belgelere rastlanmamaktadır. Wikileaks CIA ve Mossad tarafından denetimli ve yönlendirilmiş yayın yaptığı izlenimini vermektedir. Amerika'nın ve İsrailin işlediği insanlık suçlarından hiç söz edilmemektedir.. Şu anda bu konuda kesin görüş belirtmek çok zordur. yayınlanan belgeleri izleyerek ileride daha kesin sonuçlara daha kolaylıkla varabileceğiz. Şu anda yayınlanan belgeler daha çok Amerikan karşıtlarını köşeye sıkıştıran belgeler niteliğindedir. Artık bundan böyle uluslararası ilişkile eskisi gibi sürmeyecektir ve halklar hep yöneticilerine kuşkuyla bakacaktır. Perde arkasında konuştuklarının gerçekliğini merak edecektir. Dünya liderlerinin ne kadar iki yüzlü olduğunu görmeye başlayarak hep gerçek yüzlerini merak edeceklerdir.

Ortada Türkiye üzerine oynanan çok büyük bir oyun var. ABD gizli servisi CIA ile İsrail gizli servisi Mossad, sinsi bir operasyonla El-Kaide üzerinden dünyayı şekillendirmeye çalışıyor. CIA ve Mossad, bu psikolojik operasyonu Wikileaks isimli internet sitesi üzerinden yürütüyor. Bu iki gizli servis, sitenin kurucusu Julian Assange'nin açıklayacağı Afganistan gizli belgelerini kullanarak, Türkiye ile El-Kaide arasında bağlantı olduğu yalanını gündeme sokmayı amaçlıyor. Bu operasyonla, Türkiye'nin görüntüsü Hamas, Hizbullah ve El-Kaide üzerinden "Dinci Türkiye", "Teröre destek veren Türkiye" biçiminde bozulmak isteniyor. Bunun alt yapısı da aylar öncesinden hazırlanıyor.

Türkiye; İsrail'in bütün korku imparatorluğunu yıktı. İşte İsrail ve Amerika'yı kontrol eden güçlü Yahudi lobisi de, bunun bedelini ödetmek üzere Türkiye'ye bu tuzağı kurdu. Şu anda İsrail'in bütün amacı; kendisinin Ortadoğu'daki eylem alanını iyice daraltan Türkiye'deki yönetimi zor durumda bırakmak. Bunun için yapmayacağı şey yok. Mavi Marmara olayının ertesi gününden itibaren, gemidekilerin El-Kaide bağlantılı kişiler olduğu haberleri, Yahudi patronlara ait dünya medyasında yer almaya başladı. İsrail bundan sonraki hamlesini de, Türk hükümetinin teröre destek verdiği iddiası üzerine kurdu.

CIA eski üst düzey yöneticilerinden Graham Fuller, Büyük Orta Doğu Projesi’nin bir felakete dönüştüğünü ve Türkiye’nin Orta Doğu’da Amerikan planlarına dahil olmamasının kendi çıkarına daha çok hizmet edeceğini söyledi. Orta Doğu’da Türkiye ile Amerikan çıkarlarının birbiriyle uyuşmadığını söyleyen Fuller, Türkiye’nin Washington yörüngesinde olmayan bir siyaset izlemesi gerektiğini çünkü Amerikan planlarına dahil olmasının idam fermanını imzalaması anlamına geleceğini söyledi.

BOP diye başlatılan Osmanlı’ya ihanet projesi ters dönmeye başladı da Amerikalılar ondan mı paniklemeye başladılar? Sayın Davutoğlu Batı’nın ve ABD’nin korkusu oldu. Artık Türkiye Davutoğlu ile birlikte yavaş yavaş Batı’nın ve ABD’nin denetiminden çıkarak kendi gücüyle ve tarihsel çekim alanını peşine takmaya başlamış ve kendi Şengen’ini oluşturmaya başlamıştır. İslam dünyasında bir önder olarak gözükmeye başlayan Türkiye Batı’ya ve ABD’ye eski rakibi ve düşmanı Osmanlıyı anımsatmıştır. Türkiye’yi artık yeni bir Osmanlı gibi görmeye başlamışlardır.

Ortadoğu’yu tekrar cetvelleriyle parsel parsel çizmeyi planlayan Batılı ve Amerikan sömürgeci güçler oluşturmak istedikleri BOP yerine karşılarında Yeni Osmanlı’yı görmekten hiç de hoşnut olmadılar. Osmanlı torunlarının dedelerinin topraklarındaki kaynakları Batı’ya ve ABD’ye peşkeş çekmeyeceğini çok iyi bildiklerinden, onu yolundan alıkoymak için bu kutsal yolda yürüşünü durdurmak için Osmanlı torunlarını eksen kaymasıyla suçlamaya başladılar.

Bu arada Yeni Osmanlı’dan en çok rahatsız olan da etrafı çepe çevre müslüman Araplarla sarılı olan İsrail oldu. Eğer Ortadoğu’da BOP yerine Yeni Osmanlı kurulursa en çok zarara uğrayacak olan da kuşkusuz İsrail olacaktır. İsrail'in yaşam güvencesi de ortadan kalkacaktır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dünya kümesinde bulunan diğer yazıları...
11 Eylül Karartması, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sözleşmeli Öğretmen
Kızılca Kıyamet: Bilişim Kıyameti
Sökün Köyü'nün Boynu Bükük Tarihi Camisi!
Askerliği Gereksiz Yere Uzatmak Yersizdir
Halk Ne Denli Varlıklı ve Eğitim Düzeyi Yüksekse, Yönetim Biçimi de O Denli Demokratiktir
Yoksulluğa Karşı Savaşta Din Görevlilerinin Önderliği
Çok - Kültürlü Toplumlar
Din Görevlisi Kanaat Önderi Olmalıdır
Uygarlıklar Dayanışması mı Yoksa Uygarlıklar Çatışması mı?
Ekinlerlerarası İlişkiler: Erime veya Bütünleşme

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ozymandias [Şiir]
Pars! Pars! [Şiir]
Ak Güvercinim, Özgür Yiğidim! [Şiir]
İl Olma Yolunda İlerleyen Silifke [Deneme]
Cayır Cayır Yanıyor Ülkemiz Şu Lanet Terör Yangınında! [Bilimsel]


Mevlüt Tok kimdir?

Emekli İngilizce okutmanıyım. 1954 Mersin doğumluyum. Bu sayfalarda çeviri denemeleri yapmak istiyorum.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mevlüt Tok, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.