Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Sonraki onyılların makro olaylarında etkili olan, başlangıçta ise hayli mikro gözüken birtakım gelişmelerden örnekler vermem gerekli bu noktada. Bunun en güzel örneği de Bill Gates. Bill Gates, Microsoft’taki tüm görevlerini bıraktıktan sonra vakıf çalışmalarına kendini adadı. Yazılım sektörünü neredeyse tek başına yaratan Gates, hayır işlerine yönelince, bu sektörü de yeni baştan ele aldı. Kendisinden önce aynı zamanda yakın dostu olan Warren Buffett’ın hayır kurumlarıyla ilgili girişimlerinde uğradığı hayalkırıklıklarını biliyordu. Gates’in hayır işleri için ilgisini en çok çeken bir konu ve en çok çeken bir kıta vardı. Gelişmiş dünyada büyük ölçüde kontrol altına alınabilmişken dünyanın kalanında büyük bir kıyıma sebep olan sıtma ve aids gibi bulaşıcı hastalıklar ve Afrika kıtası. Vakıf bu hastalıkların kontrol altına alınabilmesine yönelik önemli çalışmalar yapmaya başladı. Sadece Gates ve Buffett’ın değil, pek çok başka hayırseverin parası da vakfa akıyordu. Çünkü sonuçlar alıyorlar, insanların hayatlarını kurtarıyorlar ve göstermelik değil gerçek bir fark oluşturuyorlardı. Çalışma sistemi üzerine iyi kafa yorulmuştu ve kişilerden büyük ölçüde bağımsız olarak, kurumsal yapı başarıyı sağlayacak şekilde tasarlanmıştı. Vakıf bir şirket gibi yönetiliyordu. Kurtarılan canların ve yaşam kalitesinde sağlanan artışların ölçülebilmesi için yöntemler geliştirilmiş, bu yöntemlere göre çalışanlara hatırı sayılır primler verilmesi gelenekselleştirilmişti. Birkaç yıl sonra Gates, Afrika’ya kalıcı olarak yerleşti. Vakfın çalışmaları yanısıra, kişisel servetiyle de bu kıtada yatırım yapmaya başlamıştı. Rivayetler muhtelif... Kabile yönetiminin hala etkin olduğu, elmas madenleri üzerinde bitmez çatışmalardan bunalmış bir ülkede birkaç yılda akla hayale gelmeyecek sonuçlar aldığı ise kesin. Ülkede yaşayan tüm bireylere 5 yıl içinde standart beslenme, barınma ve sağlık imkanlarının sunulması, bunun üzerine de yine tüm bireylere 300 USD aylık maaş bağlanması koşuluyla, hiçbir ücret ödemeden bu zengin elmas yataklarının 100 yıllık işletme haklarını elde etti. Bu vaatlerinin yanısıra, elde ettiği gelirlerin bu giderleri karşılayıp arttığı senelerde, artan karın yarısını yine insanlara dağıtmayı da kabul etmişti. Ayrıca anlaşma metinlerinde yer almamakla birlikte, sonradan, 10 yıl içinde ülkede Aids başta olmak üzere tüm yaygın hastalıkları kontrol altına almayı da vad etmişti. Gates dolar cinsinden ürettiği büyük serveti, tam da doların büyük inişine başladığı yıllarda değerli taş ve madenlere dönüştürmeyi başarmıştı. Dolar cinsinden olan servetini çılgınca harcamaya başladı. Madenlerin üretimini önce çok kıstı. Aralarındaki savaşlarda kullanmak üzere silah almak için elmasları yok pahasına elden çıkaran eski sahiplerinin aksine, çok daha akıllı, temkinli ve kararlı adımlar atıyordu. 5 yılı aşkın bir süre boyunca, neredeyse tüm kişisel servetini kullanarak harcamaları karşıladı. Bu dönemde, vad ettiği paraları tıkır tıkır ödeyerek, ülkede yaşayan tüm vatandaşların güvenini kazandı. Elmas işleme tesisleri kurdu ve bunları geliştirdi. Elmas işlemeyle ilgili uzun süren seçimler ve eğitimler sonrasında yerli insanlardan ekipler kurdu. Kısa sürede dünya elmas piyasasında büyük ağırlığı olan yeni bir borsa bile oluşturdu. Vakıfla ortak yürüttüğü bir çalışmayla da bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmeye başladı. Geleneksel karantina yöntemini kullandı. Ama en son teknolojilerini bu yöntemi uygulamaya seferber etti. Tehlikeli seviyede bulaşıcı hastalık taşıyan kişileri, kendi içinde rahat bir ortamda soyutladılar. Bu insanlar ölmeye yatıyolardı aslında, ama en azından toplumun kalanına olumsuz etkileri en azlanmış oldu. Afrika’da bir ülkenin kaderi, öyle hızlı ve öyle inanılmaz bir şekilde değişti ki, bu değişmeden zarar görecek bazı mihraklar neler olduğunu fark edip engellemeye yönelik girişimlerde bulunana kadar iş işten geçmişti. (2053'te yaşayan Kamil Asma'nın dilinden, Yazar: Mustafa Acungil)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Acungil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |