Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna |
|
||||||||||
|
En önemli ve öncelikli etki tabii ki kadınlar ve erkekler ve onların arasındaki ilişkilerde oldu. Zihninin bilinçli seviyesinin yanı sıra bilinç altı seviyelerini de farklı sanal mevcudiyetleri yönetmek için kullanabilen kişilerin çok yaratıcı şeyler yapacağı öngörülebilir. Oysa sanal mevcudiyete ilk adım atanlar çok büyük bir çoğunlukla ya bir eş bulmak, ya bir eşi atlatmak ya da bir eşi takip etmek için kullanıyorlar yeteneklerini. Basitleştireyim. Bir Pazar sabahı kahvaltı yapan bir çift düşünün. Suskun bir anlarını. Adam düşünceli görünüyor. Kadın ise adamın ne düşündüğünü düşünmekle meşgul. Kafasının içine girebilmeyi hayal ediyor. Şimdi düşünün ki, adam düşünceli görünmenin ötesinde, bir yandan eşiyle kahvaltı yapıyorken -yeteneğine göre- birkaç farklı zihinsel seviyede sanal mevcudiyet halinde bulunuyor olabilir. Birinde işiyle ilgili tam çözümleyememiş olduğu bir sorunla ilgili sanal iletişime geçebileceği uzman bir kişi arıyor olabilir. Birinde o gün oynanacak futbol maçını sanal izlemek için gerekli bileti ayarlamak için karaborsa koridorlarında dolaşıyor olabilir. Bir başka varlığı daha taşıyacak ve bunu gizli de tutabilecek kadar yetenekliyse, ya da yetenekli olduğuna inanıyorsa, belki de gönül eğlendirmeye de bir kanal ayırmıştır. Kadın ise sahip olduğu tüm sanal mevcudiyetleriyle adamın bildiği ve bilmediği sanal mevcudiyetlerini ağın girebilmeye cesaret edebildiği ve girmeyi başarabildiği heryerinde arıyor olacaktır. Sanal mevcudiyet yeteneğinde ustalaşan kişi sayısı artmaya başladığında sadakatsizlik çok artmıştı. Erkekler ve kadınlar, gerçek hayattan farklı gördükleri bu ortamda çok daha serbest hareket etmeye başladılar ve bunun saklı kalacağını düşündüler. Oysa zamanla dengeler çok değişti. Sanal mevcudiyeti hiç kullanamayan büyük çoğunlukla sanal mevcudiyet yeteneklerini geliştirmiş kişilerin birlikte bir yaşam sürmelerinin çok zor olduğu anlaşıldı. Farklı bir zihinsel düzlemde olan bu insanlar zamanla toplumsal ilişkiler yönünde de kendileri gibi kişilerle kaynaşmanın daha az acı verici olduğunu anladılar. Birlikte olunabilecek ve bir yaşam sürülebilecek kişi sayısı dramatik bir şekilde kısıtlanınca sanal mevcudiyet sahibi kişiler de davranışlarına daha fazla dikkat etmeleri gerektiğini kavradılar. Kendilerinden biraz aşağıda ya da biraz yukarıda başka bir sanal mevcudiyet yetenekli kişi, sanal ağın derinliklerinde araştırmalar da yapabilirdi. Yine de tabii ilişkiler her zaman karmaşıktır, çözümlenmesi zordur ve bu durum onyıllarda değil yüzyıllar bile geçse değişmeyecektir. Sanal dünyada mevcudiyetler yöneten insanların birbirleriyle olan ilişkilerini öyle herkes kavrayamıyor. Onların ilişkilerinin oluşumu, gelişimi, resmiyet kazanması, yaşanan problemleri ve bazen de ayrılmayla noktalanmaları hep ilgili kişilerin kendi arasında yürütülüyor ve çözümleniyor. Toplum genelinin algısının üstünde, çok katmanlı bir ilişkiyi yorumlamak pek kimsenin de harcı olamıyor zaten. Ama şu kesin ki, sanal mevcudiyetlere sahip insanların büyük bir kısmı zamanlarının büyük kısmını eş ya da eş adaylarıyla çeşitli zihinsel katmanlarda sürtüşerek geçiriyor ve enerji kaybediyorlar. Birileri bir zamanlar, dünyanın tümünde kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkilerin sürtüşmelerinde yitirilen çatışma enerjilerini elektriğe çevirebilsek, dünyanın tümünün aydınlatma ihtiyacı için başka bir enerjiye gereksinimimiz kalmazdı demişti. Doğru söze ne denir! (2054'te yaşayan Kamil Asma'nın dilinden, Yazar: Mustafa Acungil)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Acungil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |