Selam,

İsmim Kamil Asma. Beni tanımazsınız, çünkü henüz yokum. Yani siz bu yazıları okurken, ben henüz var değilim. Sanırım öyle bir şey. Bu işlerden pek anlamıyorum ben. Teknoloji konusunda çok deneyimli değilim zaten.

Ama hala yazı yazabilme yeteneğine sahip olan insan o kadar az ki... Özellikle eski tarz, sizin sevdiğiniz tarzda yazılar yazabilen kişiler çok az. Sizin dönemlerinizde başlamış olan kısa mesajlar, sonra internet sosyal ağlarındaki yazı esasından çok farklı unsurlar kullanan iletişim şekilleri, sonra resim ve film paylaşımları derken... Yazı yazmayı çoğu insan unuttu. Okuma oranı da giderek düşüyor toplumda.

Yine de metin herşey tabii. Reklam metinleri, duyurular, propoganda metinleri, program metinleri, ses kitapları... Hepsine ve daha pek çok şeye metin lazım.

Geçmişe ilişkin araştırmalarım doğru ise, sizin dönemde yazar olabilmem hayli zor olurdu. Yoğun rekabet içinde kendime yer açabilmem, çok bulunan bir emek türü olduğu için ucuz karşılıklarla hayatımı keyfime göre sürebilmem... Bunlar pek olası olmazdı sanırım. Çok üstün yeteneklerim yok çünkü. Sadece, yazabiliyorum, o kadar. Bir de belki biraz ifade gücü...

***

Bu ilk yazım, ilk kelimedeki gibi, bir selam yazısı.

Sizin dünyanızdan Mustafa Acungil diye birisi ajansımla temas kurmayı başarmış. Gelecekle ilgili senaryolar, hikayeler, bir çeşit kehanet yazıları yazmayı düşünürken başarmış bunu. Zamanda yolculuk falan değil, o 2053’te bile hala bilim kurgu!

Ben sizin zamanınıza ulaşamıyorum. Bu daha çok Mustafa’nın buraya ulaşması gibi bir şey. Sadece zihinsel bir bağlantı. Belki ilerde yazma fırsatım olur, bizim dünyamızda yazarların zihinsel çalışmalarının bir kısmını yazar kendisi yapıyor. Çoğunu ise yazar ajansı yapıyor. Böylelikle önce ajansımın dalgaboyunu yakalamış, sonra benimle temasa geçti. Bazı zamanlar Mustafa’yı zihnimde hissediyorum ve o zamanlar oturup yazdığımda, ama gerçekten eski usül bilgisayar tuşlarına dokunarak yazdığımda sadece, yazdıklarımı Mustafa algılıyor. Size bu satırlar ulaşıyorsa böyle ulaşıyor.

Bizim zamanımızda benim emeğim pahalı bir emek. 500 kelimelik bir yazı size hayli pahalıya patlardı normalde. Ama benimle temasa geçmeden önce ajansımla o konuyu da bir şekilde çözmüş Mustafa. Ödemeyi nasıl yaptığı konusunda hiçbir fikrim yok, ajansım o konuyu dert etmememi çok net bir şekilde ifade etti.

***

Belki de, Mustafa’nın algıladığı şekliyle, ben sadece onun zihninde bir karakterim. Gelecekle ilgili yazmak istiyordu uzun zamandır. Türkiye Bilişim Derneği’nin Bilim Kurgu yarışmasında dereceye girince de kendinde bu cesareti daha rahat buldu. Geleceğin gündelik hayatını yazmak için gelecekten bir karakter olarak bana ulaştı. Zihninde oluşturdu ya da beni.

Sayemde neler ulaştırmayı düşünüyor size? Mesela 2053’te aşkın nasıl olduğunu... Bilgisayar türevi cihazların ne şekillere büründüğünü... Teknoloji gelişim hızında olan değişiklikleri... Yeni yine yeniden dünya düzenlerini...

Kamil Asma henüz yok. Sizin dünyanızda henüz yok. Olası geleceklerin kimilerinde başka başka tarihlerde de yaşıyor olabilir, ama ben 2053’te yaşayan bir Kamil Asma’yım.

İçinde yaşıyor olduğum zamanları size anlatmam zor olacak. Size neyin yeni, neyin garip, neyin olanaksız, neyin düpedüz yalan gibi geldiğini bilmem olası değil. Sizin döneminizin insanlarını o kadar yakından tanımıyorum. Bu konuda Mustafa’ya güveniyorum. Kamil Asma’nın deneyimlerine sızmayı başardığı gibi, bunları sizin algınıza uygun bir şekilde sunmak için gerekli yöntemleri de bulacaktır.

Kurduğu bağlantının ne kadar sağlıklı ve devamlılığına ne kadar güvenilir bir bağlantı olduğu hakkında da bir fikrim yok. Bakalım günler neler gösterecek bize!

(2053'te yaşayan Kamil Asma'nın dilinden, Yazar: Mustafa Acungil)