Bir sır değilsiniz.
Geceleyin ay gibi, gündüzleri güneş gibi parlıyorsunuz.
Sadece varlığınızla yoluma aydınlık, ruhuma sıcaklık ve güven verdiğiniz, hayatıma anlam kattığınız için değil,
Dünya yuvarlak olduğu için belki,
Ne gece ne gündüz, ne yaz ne kış, ne ilgi ne ilgisizlik,
Sizdeki o özelliği hiç değiştiremediği için,
Ay gibi, güneş gibi,
Çıkarsız ve doğal kaldığınız için sizi seviyorum büyük ihtimal,
Yerküremiz döndüğü sürece sizi seveceğim.
Henüz tanımıyorum kiminizi,
Oysa biliyorum, oradasınız…
İşde, okulda, tarlada, fabrikada, sarayda, gecekonduda ya da zindanda…
Kiminizin, varlığından bile haberiniz yok bu fakirin,
Her ne olursa olsun işte buradayım…
Ya siz cemâline şahit olduklarım ;
Yakın da olsanız uzak da, farketmiyor siz varoldukça,
Güzelliklerinizle, iyiliklerinizle, samimiyetinizle, özveri ve emeğinizle değil sadece,
Kusurlarınızla, hatalarınızla, beyaz yalanlarınız ve yanlışlarınızla, yetmezlikler ve hatta tembelliklerinizle,
Sizi sevdim,
Artıyı esksi ile dengelediğiniz için yaşamınızda belki de,
Belki de sebepsiz sevdim sizi nedense,
Karşılıksız,
Pazarlıksız,
Hiç birinizi sıralamaya koyup sıradanlaştırmadan,
Hiç birinizin sevgisini yanyana dizip kıyaslamadan,
Gizlemeden, saklamadan,
Utanmadan, şımarmadan…
Bitkilerin ve mevsimlerin…
Gecelerin ve gündüzlerin…
Yağmur, rüzgar, güneş ve dağların huzurunda ve şahitliğinde itiraf edeyim,
İster zenci, ister beyaz,
İster kadın, ister erkek,
İster varsıl, ister yoksul desinler size,
Bitkiyi bitki,
Hayvanı hayvan olduğu kadar,
Sizi İnsan olduğunuz için sevdim ve seveceğim.
Kinlenerek şiddet olursunuz,
Pişerek bilge olursunuz,
Halleşmekle dost olursunuz,
Sevgi ile Aşk olursunuz,
Aşk kalmanızı dilerim,
Sevdiklerim.

Durak Arslan, Strasbourg, 17.05.2010