Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Hayatta istedikleri aşağı yukarı olmuş gibi.. Küçük dileklerinin dışında en iyi şekilde yaşamak ve kalitenin bilincini yaşamsalına almak hedefleri arasındaydı. Sevmek ve sevilmekten başka ne olabilirdi ki! bu tez zamanda biten hayatta. Mahremindir senin özelin; yatak odandır, dolabındır, kısacası evindir. Gizlice girilmiş sen olmadan; bütün eşyaların dağılmış sanki savaş meydanı olmuş o düzenli eşyaların. Zor zamanlarda satmak için aldıklarından eser yok. Yaşamak aynı yerde, senin dokunduklarına el sürülen o evde. Çok zor.. Giden gelir mi bilmem, ev artık eski ev değil. Odam eski oda değil. Elini sürdüğü her eşyamda tiksintim hat safhada, tedirginlik almış bedenimi ya gelirse geri! İnsan kendini suçluyor anlamsızca; keşke koymasaydım kolay yerlere, keşke kapıyı kontrol etseydim..keşke ve keşke.. Hırsızın hiç suçu yokmuş gibi. O benim evime nasıl girer ya! Kapıyı sürgülemiş balkondan girdiğinde, kolayca açmayalım diye.. Of ki of mahremiyetine yapılan çirkin saldırı bu, benliğin hep o anı düşünürken.. Nasıl olur diye şok geçirirken, beni görüyor ve ben onu görmüyorum’u düşünürsün hep. Bu belki saçmalık ama değişik hikâyeler geçer beyninden. Takip edilmek düşüncesi insanı mahveder. Kendini suçlarsın keşke şunu yapsaydım, bunu yapsaydım diye. Olan olmuştur artık polise anlatırsın derdini. Parmak izleri alınır ne kadar ne var diye anlatılır.. Ama gerçek olan hanene tecavüz edilişi, eşyalarının yerlere atıldığı ve dolaplarının didiklenmiş olmasıdır. Hayat na garip; hiç başıma gelmez dediğim, hele eve yeni dönmüşüz o kadar yaz boş kalan evimde; bir iki saat içerisinde oluşuna halâ inanmak istemiyor kalbim. “Şok” tayım hem de nasıl.. yaşayan bilir.. Bayram sonu böyle bir şeyle karşılaştım. Bayramda üstelik Yunanistan’daydık. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Belki içinizde, evine hırsız giren olmuştur. Bilmiyorum bu travma nasıl atlatılır.. inanın insan paranoyak oluyor; sanki dışarıdan sizi görüyor gibi, ya da tekrar eve gizlice girecekmiş gibi vs.. şeyler düşünceden geçiyor. Bir şeyler alıp almamasından ziyade evinizin hele ki mahrem sayılan yerlerini karıştırması, onlara dokunması, insanda çok kötü bir duyguya sebep oluyor. Sizin dışınızda başka ellerin oralara izinsiz bir şekilde dokunması, içimi sızlatıyor kötü oluyorum.. Sözler bazen biter konuşmazsın Aynaya bakar zevk alamazsın Midene kramp girer birden Nefes alamazsın İşte o anlar yaralar insanı, hayat durur sanırsın. Mahrem olmayan mahrem gibi sana Bir kere girmişse endişeli korkular lahzana Ne ferman eder gönül, ne de aklın gider gideceği yere Tazedir yaşanılan Dün dünde kaldı demek içinse erken Allah’ından bulsun derken, Ceza almasını yürekten istersin. Mahremim mahrem sanki bana Ellerim dokunmaya korkar oldu Gitmek lazım bu yerlerden Başka yollara başka diyarlara Ya bırakamadıkların… ..........kuyuda tutarsın düşünceleri ..........Ümit olur bazen gözyaşın, akıtırsın birer birer ..........Bu yalan dünya kime kalmış kalacak dersin ..........Korku mu ürpertir seni tedirginlik mi çözemezsin ..........Bildiğin bilemediklerine ters gelir akamazsın akman gereken yere... " Hamdiye 16Eylül2010
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © H.Deniz Hatipoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |