Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Bu süreç, öğretmenin davranışıyla doğru orantıda olmalıdır. Öyle olmalı ki, iyi öğrenciler yetişsin.Toplum onlar sayesinde medenileşsin. Yıllar nasıl da geçmiş geriye baktığımda. Kızım şuan yükseklisansa başladı. Bugün öğretmenler günü ve biz Öğretmenlerin öneminden konuşurken, birden aklımıza karamehmet ilköğretim okulunda okuduğu dönem 5. Sınıf Meral öğretmeniyle yaşadımız bir anımız geldi. Kötü bir anıydı yalnız bizimkisi. O güne gidersek sanırım bundan 12 yıl kadar önceydi. Hava yağmurlu olduğu için şemsiye ile, okula doğru kızımı karşılamaya giderken kızımın koşarak : "anne telefon çantadaymış, öğretmen aldı, senin alman gerekiyormuş" diye heycanlı bi şekilde anlatmaya başladı. Daha o ilk kelimelerde birşeylerin yalnış gittiğini anladım. Hemen aklıma, dün teyzemden dönerken telefonu kızımın okul çantasının ön tarafına koyduğum ve daha sonra unutup, almadığım geldi. Okula telefon getirmek yasaktı o dönem şimdilerde nedir durum bilemem. Öğretmen Meral derse girdiğinde soruyor çocuklara, yanınızda telefon varsa hemen bana getirsin diye. Kızımın zaten çantasındaki telefondan haberi yok. Ders başladığında ön gözünden birşey alırken telefonu görüyor. O an hemen götürüyor öğretmenine. Ama öğretmen kızgın birşekilde ben sorduğumda niye getirmezsin diye bağırararak telefonu alıp atacağını felan söylüyor. Daha çocuğu dinlemeden bir önyargıyla sadece öfke kusuyor. İlk kez başına böyle birşey geldiği için, kızım anlatmaya çalışsa bile, meral öğretmen hiddetli bir şekilde ona bağırıyor. Herneyse ben okula vardım. Kızımla birlikte tabi. Koridorda Meral hanımı buldum ve ona asıl olayın farklı olduğunu anlattım. Ama o aynı hiddetle, bana da şartlanmış olduğu davranışı yineledi. Aman Allahım bu nasıl bir eğitimci şok olmuştum. "Siz eğitmensiniz sizin çocuklara daha hoşgörülü olmanız, örnek olmanız gerekmez mi ?" dediğimde, daha da kızdı. Sesimiz koridorda yankılandı. Onun sesi benim sesim dalga dalga dans ediyordu sanki. Ders zili çaldığı için çocuklar sınıfa girmişler koridorda sadece bizim sesimiz vardı. Kızımda yanımda o an. Öğretmenine onun yalnış anlaşıldığını asıl suçlu kendim olduğunu izah etmeye çalıştım. (Haksızlık kime yapılırsa yapılsın sessiz kalamam reelde de.) Ve bizi orada bırakıp elindeki telefonu sallayarak "Siz hoşgörümü istiyorsunuz, müdür yardımcısından alın telefonu "diyip delirmişçesine merdivenden indi. Ben o an telefon derdinde değilim ki, haksızlığa uğrayan kızımı anlatabilme derdindeyim. Ama beni dinlemekten bile aciz. Kendini bilmiyorum ne zanneden birinin öğretmen olmaması gerekiyormuş. Meslek olarak baktığında onun gibi binlerce insan var. Ama sonrasında ne çok travmalı çocuklar... Kızımın ilk 3 yılı Nermin öğretmenle geçti. İyiki de geçti . Öyle sevgi dolu bir insan. Bazı veliler onun bu sevgi dolu halinden hoşlanmadı. Otoriter, baskıcı, şiddet sözleri olmalıydı, korkutarak çalıştırmalıydı öğrencileri. Onların gözünde öğretmen anlayışı buydu. Ve kadıncağız emekliliğini istedi, onların bu davranışlarından dolayı ayrıldı okuldan. Meral hanım Nermin öğretmenden sonra geldi. O yüzden son 2 yılı geçirdi çocuklarla. Son yıl böyle bir olayımız oldu onunla. Şikayet etmeyi bile düşündüm. Son yıl olduğu ve puanıyla oynar diye vazgeçtim. Komşu oğlu faruk da aynı sınıftaydı kızımla. Ona da farklı bir konuyla haksızlık etti. Bizim olayımızdan önceydi hatta . Farukla sanırım 3 yıl önceydi. Sohbetine doyum olmaz onun. Felsefe yaparız bir araya geldiğimizde. Konu ilkokula gelmişti o gün . Laf meral hanıma geldi. Ne kadar kötü hissediyormuş o dönemler faruk, travma yapmış adeta. Yapmadığı bişey hakkında ceza almış. Annesini toplantıda eleştirmişti meral hanım, o anlatırken anımsadım. Bizden tek farkı ; faruk maalesef destek alamamıştı. Annesi olayı tam algılayamadığı için sessiz kalmış meral öğretmen konuşmuş şikayet etmiş, o sadece dinlemiş. Bir de Faruğa sorayım diyememiş. Karşısındaki Otoriteye sahip herşeyi ben biliyorum edasında olduğu için..Öğretmen daha iyi bilir ya..😴 O an çocuğunu dinleyip tekrar öğretmenle konuşup oğluna destek olabilseydi.. o sıkıntılı dönemi daha rahat atlatırdı. Birinin sana güvenmesi, yanındayım demesi kadar güzel birşey olamaz. Ve bu çocuk haksızlığa uğramış. O kadar üzüldüm ki. Yardım etmek isterdim ama işte herşey "o an" da saklı. Bizim bu telefon olayından sonra kızım soğudu öğretmeninden. Neyse ki son yılıydı öğretmenin. Ortaöğretimde başka öğretmenler olacaktı hayatında. Mesela bu olayın akabinde, kızıma hayatın farklı renkleri olduğunu anlatmalıydım. Okul hayatında birsürü öğretmenler olacak annecim dedim. Onlar farklı olabilirler davranışsal olarak, onların eğitimlerine odaklan. Yapılan davranış ve kendilerine özgü karakterleriyle pek alâkadar olma. Her insanın karakteri farklıdır sonuçta. Biz; ebeveynler çocuklarımızın hep yanında olmalı, onlara güç katmalıyız. Çocuğumuzun yapısını çok iyi bilmeliyiz öncelikle. Hepimiz hata yapabiliriz. Bunun farkında olup ona göre davranmak en güzelidir. Mesela Meral hanım ben ona anlattığımda; "kusura bakmayın ben farklı algılamışım. Yalandan hiç hoşlanmam, O yüzden böyle davrandım. Meğer olay farklıymış üzgünüm" diyebilmeliydi. Kızım bundan enfes bir şey öğrenirdi. Ama kendi kurduğu otoriteye öyle alışmış ki meral hanım, hatasız olmayı seçti. Size birde ilginç birşey anlatayım. Tesadüfmü dersiniz, mukadderat mı..😊 Öğretmenler günü yaklaşmıştı ve sınıf annesi herkesten para toplayıp hediye alacaktı. Ben katılmadım, kendim özel bişi almak istedim. 23 kasım akşamı ataevler metro marketten cam eşyası birde kitap alalım dedim. Kitap kısmında nevzat tarhanın bir kitabına ilişti gözüm, çok okumadan aldım. Evde inceler ona göre gönderirim dedim. O gece bitirdim kitabı😁 çok güzeldi. Şu an adını bile hatırlamıyorum kitabın. İçeriği önyargıyla ilgiliydi. İnsanların hoşgörüsündeki davranışlarının sonuçları .. İnşallah meral öğretmen, ona aldığımız kitabı okur, dedim. 😁Güzel bir hediye oldu. İlginç yanı; kitap reyonda tekti. Sanki bizim almamız için..📘😇 Başka zaman gittiğimde, hep bakmıştım acaba varmı devamı kitabın diye, göremedim. Farklı kitapçılara baktığımı anımsıyorum. Ama yok çıkmadı o kitap karşıma. Şimdi internetten araştıracağım. Belki bulur alırım. 😉 "24 kasım da, böyle bir anıyı yazıya dökmek istedim bu yüzden ." Sonuç olarak diyorum ki; insanlar değişebilmeli, çaba sarfetmeli gelişmek adına. Sevgiye dayalı eğitim olmalı, hayatı severek daha iyi öğrenir insan çünkü. Öğretmenin tek bir kelimesiyle ne hayatlar değişir. Çocuklar keşfedilmeyi bekleyen mucize enerjilerdir. Hafızanızda iyi anılar bırakacak öğretmenler girsin hayatınıza.. 💐 24 kasım 2020
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hamdiye Hatipoğlu , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |