Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
-Sev beni,şımart beni ve beni çok önemse!...Buna çok ihtiyacım var...dedi kadın. -Tamam ,dedi adam,seni çok seveceğime ve şımartıp önemseyeceğime söz veriyorum!... -Çok temiz bir yüzün var ve çok yakışıklısın.Hayatıma hoş geldin!Artık sevgilim oldun,sana söz veriyorum seni çok mutlu edeceğim.Beni önemsersen çok sevileceksin. -Sen de çok güzelsin canım,ben de aynı sözü veriyorum. İlk kez aynı yatağı paylaşıyor ve çok mutluydular.Bir birile- rinden ne kadar çok hoşlandıklarını anlatıyor, methi yeler diziyor ve bir birlerini bırakmayacaklarına,bu sevginin de- ğerini bilip onu koruyacaklarına ve dünyada hiçbir gücün onları ayırmasına asla izin vermeyeceklerine dair sözler veriyorlardı. O günden sonra sık sık bir araya gelerek sevgilerini böyle mutluca yaşamaya ve paylaşma- ya devam ettiler. Hele adam çok mutluydu.Tam istediği tipte bir kadın ile tanışmıştı.Belki baş kalarına göre güzel olmayabilirdi ama ona göre çok güzeldi.Zaten tanıştıkları ilk gün bir bir- lerini çok beğenmiş ve ikisi de mutluluktan adeta uçmuşlardı Ondan sonra .hergün birkaç kez bir birlerini arıyor,görüşü- yor,, konuşuyor ve birlikte olmaktan bir türlü doyamıyor- lardı.Hele adam,her gün ona güzel,romantik isimler takı- yor, o isimler ile çağırıyor, telefon ederken bile sesine duy gusallık ve sevgi yükleyerek adeta telin üzerinden ona o güzel duygularını aktarı- yordu.Onu yüceltiyor,aşkını ifade etmek için yeni yeni sözler,cümleler icat ediyordu.Bunu yaparken de sevdiği kadını daha çok mutlu ettiğini ve şı- marttığını düşünerek büyük zevk alıyordu..Hatta daha faz lasını bile yapmak ,ona günün yirmi dört saati boyunca sevgisini ifade eden sözler söylemek ve ona methiyeler dizmek istiyordu ama inandırıcı olamamaktan korkuyor ve kendisini frenliyordu.Kadın da önceleri onun o övücü söz- lerinden zevk alıyor,mutlu o- luyordu. Fakat ilk iki aydan sonra,o kadar da abartama canım, demeye başladı. Doy- muşa benziyor gibiydi.Adam bunu hissettiği zaman beli etmeden üzülmeye,sevgisi mi azaldı diye de korkmaya başladı.O korku bazen endişeye bazen de bu kadar sevme- me rağmen neden bunun karşılığını alamıyorum diye öfke ye dönüşüyordu.Çünkü ilk başladıkları günden itibaren onun sevgisinde gittikçe artış olurken kadınınkide ise sanki bir duraklama veya gerileme olmuştu. Önceleri onu sık sık arayan kadının, zamanla aramaları önce seyrekleşti sonra da kesildi.Hat- ta adama,hep ben mi arıyacam sen niçin aramıyorsun?diye ilk kez çıkıştı. Adam da bu çıkışı onun sevgisine ve sitem edişine bağladı ve üzüleceğine sevinip onu daha çok aramaya başladı. Fa- kat buna rağmen yine de doğru gitmeyen,yanlış olan bir şey vardı ve bunu hissediyordu. Galiba çok bencil davranı- yordu kadın.Parmağını bile oynatmadan hep onla ilgilenil- sin istiyor- du.Hatta bazen telefonuna bile cevap vermiyor, duymadım,telefon yanımda değildi gibi maze- retler ileri sürüyordu.Adam bunları da kadınların bazen naz edişle- rine,kadınsı ruh hallerine bağladı ve hiçbir şey olmamış gibi yine tüm iyi niyetiyle onu aramaya,arabası ile gezdir- meye, yemekler yedirmeye devam etti ama ne yapsa yaranamıyordu.Bu da onun canını çok sıkıyor- du.Bu yüzden bir gün,arama aralarını uzatmaya ,yarattığı tatlı, şımartıcı sözleri de artık kullan mamaya karar verdi.Bu durum karşısında kadın,neden aramadın?diye sitem edince de hemen sevinip verdiği kararları unuttu ve yine eskisi gibi aramalarına devam etti..Ama yine de deği- şen bir şey yoktu.Yine hep arayan,ilgilenen,romantik cümleler yazan,duygusallığını dile geti- ren ve her konuşmanın sonunda,hadi öptüm,diyen yine o idi.Kadın kesinlikle eski kadın değil ve değişmişti ama adam bunu da hemen,her gün bal yenmez ya insan bazen baldan da bıkar, diye düşünerek kendini teselli etti.Olumsuz bir şey düşünmek istemiyor veya öyle bir düşün- ceden korkuyordu.Fakat ne yapsa değişen bir şey yoktu ve geriye doğru bir gidişin olduğunu artık görebiliyordu. Bir gün adam bu durumu uzun uzun düşündü.Hiç de istemediği bir düşünce gelip beynine o- turuverdi.Kadın onu değil başkasını seviyor,onu ise yedek olarak kulla- nıyordu!Her nedense ayrıldığı ve hala sevdiği erkekten duymak istediği sevgi sözlerini ona söyletiyor, özlediği ilgi- yi ona göstertiyordu.Veya sevdiği erkeğinin yarattığı boş- luğu onla doldurmak istiyordu.Öyle ya dün seven kadın neden tavır değiştirmişti?Üstelik o da onun kadar duygulu ve sevecendi. Hatta kendisinden fazlaydı az değildi. Böyle bir kadın sevmeden duramazdı. O halde onu durduran veya yavaşlatan neydi? Bunun mutlaka bir nedeni olmalıydı veya belki de durum böyle değil di ama bu düşünceler o günden sonra adamın içini kemirmeye ve beynini meşgul etme- ye başladı.İçine bir kurt düşmüş ve istese de eskisi gibi sevdiği kadına karşı duyduğu o duygu seline kaptıra- mıyordu kendisini.Aptal yerine konulmak,karşılığı olma- yan bir sevgiye kapıl- mak ve kendisini sevmeyen birine aşık olmaktan korkuyordu Bazen de belki yanılıyorum diye düşünerek moralini düzeltiyordu.Fakat bir güvensizlik oluşmuştu artık.. Şüpheye kapıldığı o günden itibaren adamın tavırlarında değişmeler olmuştu.Evde otururken,yolda yürürken, televizyon izlerken,biri ile konuşurken ve hatta yemek yerken bile gözlerini ya bir noktaya dikiyor,ya da nerede olduğunu unutuyordu..Ona sorulan soruları duymaz,ye- mek yerken çatalla çorba içmeye ,peynir diye çatalı ekmeğe batırmaya kalkar etrafındakileri şaşırtıyordu. Dalgın bir hal almıştı.Kadın da ondaki bu değişimi görüyor ve şüpheli şüpheli ona bakarken bir defasında da, -Yalancı,sen artık beni sevmiyorsun,demişti.. Adam gülümsemişti.Çünkü o cümleyi aslında o söylemek istiyordu.Aralarına ikisinin de hissettiği bir soğukluk ve gerginlik girmiş ve sanki ikisi de tartışmaktan çekiniyor- du. Adam sadece onun sevgisinden emin olmak istiyordu ama bunu nasıl öğreneceği- ni bilemiyordu bir türlü.Bir gün onu ararken nerede olduğunu sorduğunda kadın eskiden aşk yaşadığı ilk sevgilisinin semtinin adını söyledi.O semt de merkezden epey uzaktı ve gecenin de geç vaktiydi üstelik.İçine birden bir şüphe düştü.. -Orada ne yapıyorsun?diye sordu meraklı ve heyecanlı bir sesle. -İşim vardı,dedi kadın kekeleyerek. Heyecanlanınca biraz kekelerdi.Adam onun o halini öğrenmiş ve bu kekelemesi onun şüp- hesini daha da arttırmıştı. -Ne işin var?diye bir daha sordu . -Bir senet işim var,onu ödeyeceğim.Bugün hep bunun için uğraştım durdum. Kadın heyecanlı ve çabuk çabuk konuşuyordu. -İyi,dedi adam soğukça ve tatmin olmamış bir şekilde,iyi geceler! -İyi geceler! Halbuki diğer zamanlarda telefonu kapatmadan önce, canımlar,öperimler…söylerlerdi bir birilerine ama bu kez ikisi de bu kelimeleri kullanmamışlardı.Adam rahat edemedi,düşündü dur- du,üzüntüsünden sigara üstüne sigara içti ve yarım saat kadar sonra yeniden aradı.Bu kez tele- fon açıldı,garip bazı sesler işitti ama konuşan olmadı ve biraz sonra da kapandı.Adam,”onla beraber” diye düşündü,”onun yanında konuşamadı işte” .O gece uykusu kaçtı ve uyuyamadı.Ertesi gün adam onu aramadı.Hatta kızarak kendini fren- ledi,sel gibi akmaya hazır bekleyen sevgisinin önüne set çekerek bir hafta aramadı onu.O da aramadı nedense.Bir hafta sonra adam daha fazla dayanamayarak,ön yargılı davranıp ona haksızlık yapmış olabilirim diye aradı ama sesi itici ve soğuktu.Kısa ve çok resmi bir konuş- ma oldu.İki gün sonra ise o aradı ve,”neden aramıyorsun?” diyordu,”senin bu hesap yapmala- rından nefret ediyorum.Fikrimi açıkça söylemeliyim,senin bu halini hiç beğenmiyorum.” Onun bu tarz sitem edişi adamı yine mest etmeye yetti.Onun ardından hemen onu arayarak onu ne kadar çok sevdiğini,içinden gelen sevgi ve özlem selini daha fazla durduramayarak anlatmaya başladı. -Bu kadar melankolik bir sevgi istemiyorum,dedi kadın. Adam bozuldu yine.Ne yapması gerekiyordu bir türlü karar veremiyor ve kendini de bir türlü ona göre ayarlayamıyor-du.Bir sözüyle yıkılıyor bir sözüyle füze gibi fırlıyordu havalara.Kendine kızmaya başladı.En iyisi çatık kaşlı,ciddi, duygularını belli etmeyen çok önemli bir adam gibi olmalıyım,diye düşündü, ben de artık onu ciddiye almamalıyım.Evet evet o günden sonra öyle yapacaktı. Yine buluşup yemek yedikleri bir gündü ve kadının cep telefonu ikide bir çalıyor,bazen telefonuna hiç cevap vermiyor ve bazen de üstü kapalı cevaplar vererek hemen kapatıyordu.Adam sorunca da, -Eski arkadaşım arayıp duruyor,dedi. -Bitmedi mi daha?diye sordu adam sinirlenerek. -Çoktan bitirdim,sekiz ay oldu. -O zaman niçin arayıp duruyor? -Her gün arar yine de.Bu da benim sapığım,kendini tutamıyor arıyor işte. -Senden yüz bulmazsa arayamaz,neden telefonu değiştirmedin. -Kaç kez değiştirdim ama ortak dostlarımızdan öğreniyor.Benden yüz falan da bulduğu yok! Öyle bir şey olursa merak etme söylerim sana,sen beni ne sanıyorsun? Son cümleyi söylerken adeta kızgınlıkla bağırmıştı.Bu da adamı rahatlatmıştı.İlişiksi olsa bu denli kızmazdı,yüzündeki ifadeden öyle bir şey olmadığını az çok anlıyordu. Kalkmak üzere oldukları zaman adam hesabı istedi.Kadın hemen azarlar gibi, -Bak yine hata yaptın,dedi,hesabı ödemeden önce bana bir şeyi isteyip istemediğimi sorman gerekirdi. Adam bozuldu ve, -Bence ayıp ediyorsun,dedi,şimdi gerçekten beni üzdün.Kaç saattir burada oturuyoruz,yiyip i- çiyoruz ve böyle bir şeyi düşünmeyeceğimi de biliyorsun.Hemen bunu kusur sayıp yüzüme vurman hiç hoş değil. Bir anda aralarında soğuk bir hava esmiş ve ikisi de gerilip üzülmüşlerdi ve öyle üzgün bir şekilde ayrıldılar ama o günden sonra da kadın adamı olur olmaz şeyler yüzünden onu azarla- mayı ve sık sık eleştirmeyi sürdürdü. Bu kadın ne yapmaya çalışıyordu?Önce sevgisi azalmış,sonra aramaları kısıtlamış ve hatta arama işini tamamen ona bırakmış ve şimdi de olur olmaz şeyleri kusur sayıp ikide bir onu eleştirir olmuştu.Ne yapsa yaranamıyordu ve ne yapacağını da bilmiyordu. Ertesi gün onu aradığı zaman yine eski sevgilisinin semtinin adını söyleyince artık tepesi attı ve, -Sen sürekli olarak onun semtine onla buluşmaya mı gidiyorsun? diye bağırdı. Kadın da ona bağırmaya hazırmış gibi, -Ben özgür bir kadınım,diye bağırdı,sana hesap vermek zorunda değilim.Bana ne verdin ki durmadan benden hesap soruyorsun? Dilediğim gibi yaşarım,özgür bir kadınım.Sana bir mec- buriyetim mi var? Adam bir anda ne diyeceğini bilemedi,şoke olmuştu. Özellikle “bana ne verdin ki durmadan hesap soruyorsun?”cümlesine bozulmuştu. -Bir fiyatının olduğunu bilmiyordum,dedi soğuk bir sesle ve telefonu kadının suratına kapadı. Bu kez kadın aradı,telefonunu belki on kez çaldırdı ve adam telefonu açınca, -Ben genel anlamda söyledim,dedi, ayrıca bana nikah mı verdin ki o kadar baskı kuruyorsun demek istedim.Bir daha da yüzüme telefon kapama! Hadi hoşça kal. Son cümlesi birden adamın hoşuma gitmişti.Bana nikah mı verdin ki…diyordu.Yani onla evlenmesini istiyordu veya adam öyle algıladı ve hemen heyecanlanarak yine aradı onu, -Seni seviyorummmm!diye bağırdı. Kadın önce onun bu heyecanına şaşırıp ne diyeceğini bilemedi sonra, -Gaza gelme hemen,dedi soğukça,evlenmek istiyorum demedim.Genel anlamda öyle dedim ve kendimi de kastetmedim. Adam yine bozuldu ve birden kendini tutamayarak, -Tamam,evlenme!diye bağırdı,kimi istiyorsan ona git!Sana yalvarmaktan,hep alttan almaktan ve senin kaprislerini çekmekten bıktım.Senin defterini de kapatıyorum çünkü artık çekemiyo- rum seni. Bu tepkiyi hiç beklemeyen kadın telefonun öbür ucunda biraz sessiz kaldıktan sonra, -Nasıl istersen,dedi,benden bu kadar nefret ettiğini ve bana karşı bu kadar dolu olduğunu bil- miyordum.Senin saçma sapan kıskançlık krizlerin işte,ondan öyle yapıyorsun..Seni seveceği- me söz verdim ama seni seviyorum demedim daha.Tam da yakınlaşmaya başladığım bir anda. Böylelikle de hakkımda düşündüklerini öğrenmiş oldum Adam artık ona inanmadığı ve ona karşı güvenini yitirdiği için yüzüne telefonunu kapadı ve o gece onun için tam bir işkence oldu.Sevdiği kadını kaybettiğine inanıyor ve o üzüntüyle dur madan sigara içiyordu.Sonunda onun “ tam da yakınlaşmaya başladığım bir anda ,” cümlesiy- le teselli bularak sabaha karşı uyuyabildi.Ne kadar uyudu bilmiyordu ama uyanınca hemen ilk işi cep telefonuna bakmak oldu.Düşündüğü gibi cep telefonunda “mesaj alındı” yazıyordu. Hemen gözlerini bile doğru dürüst açmadan mesajı açıp okudu.”Sabaha kadar uyuyamadım ve bu mesajı yazıp içim rahatladıktan sonra yatıyorum.Bilmiyorum ya.dün çok gergindim.” Adam o gün önüne gelene selam verdi,merhaba dedi ve hatta yaşlı komşusu Hazma Dayı’ı hiç sebep yokken sarılıp öptü de.Yüzü gülüyor,uçacağı geliyor ve kendini kuş gibi hissediyordu.Nitekim o günden sonra ilişkileri yeniden düzene girdi.Adam ona olan sevgisini ispat eder- cesine sevmediği halde onun istediği eğlencelere katıldı,paralar harcadı ve hatta bir defasında kadın,yanımda para yok bu gün şu faturayı ödemem şart,diyince epey yüklü bir borcunu da ödedi.Ama yine de ters giden bir şey vardı.Kadın onun mesajlarını bazen iki gün gibi gecik- meli cevap veriyor veya her seferinde bir mazeret uyduruyordu.En kötüsü de o eski arkadaşı hala sık sık onu aramaya devam ediyordu.Onun yüzünden bir gün tartışıp tam on beş gün hiç buluşmadılar.Buluştukları zaman da kadın onu özlemiş diye beklerken adam yine hayal kırık- lığına uğradı.Buz gibi soğuktu ve hemen, -Neden telefon edip konuşmuyorsun da bana hep mesaj çekiyorsun?diye kızgın bir sesle sordu kadın,senin mesajlarını açıp okumaya bile gerek görmüyorum,öyle havada asılı kalıyorlar.Me saj yazmak bana saçma geliyor,okumak da öyle. Adam şaşırmıştı.Oysaki kendisi öyle istemişti.”Her zaman telefonda konuşmaya müsait ola- mam,bana sık sık mesaj yaz ve mesajların bana can veriyor,”demişti. -Bana sık sık mesaj yaz dediğini ne çabuk unuttun,dedi adam.,hani mesajlarım sana can veri- yordu? Kadın onu duymuyordu bile.Çok gergindi o gün.Sanki başka bir dünyada yaşıyordu.Hep ekonomik olumsuzluk- lardan söz ediyordu.Sürekli olarak vurguladığı bir şey vardı,para!Çok para kazananları,jeep ve yatlarla gezenleri imrenerek anlatıyordu.O arada cep telefonu çalmış ve kızı ile konuşurken birden bire ağlamaya başlamıştı.Adam onun bu ani ağlamasına şaşırarak ne diyeceğini bilememiş ve büyük bir sıkıntı içinde olduğunu ancak o zaman anlamıştı.Kadın çok büyük paralardan söz ederek kendisine sıkıntı veren borcunu itiraf etmişti.Sürekli olarak onu arayan ve “sapığım “dediği kişi hakkındaki sırrı da nihayet,. -Bir içkili yemekte çok sarhoş olmuştum,diye ağlayarak açıklamaya başlamıştı,eşimden ayrı- lalı bir yıl kadar olmuştu ve o yemekte benden on iki yaş genç ve daha önce birkaç kez karşı- laşıp sohbet ettiğimiz bir mühendis o gece hep benle dans etti.Beni çok genç gördüğünü, ben- den hoşlandığını falan söyledi durdu ve o gece de arabasıyla beni eve bırakırken beraber olduk. Böyle başlayan beraberliğimiz.beş ay sürdü.Tüm paramı ve evimi falan hepsini,güya or- tak olduk diye,harcayıp onun işleri için kamyonlar aldık.Bankadan da kredi almıştık..İşler um- duğumuz gibi gitmeyince aldığımız kamyonları değerlerinin çok altında satarak banka borcu- nu ödemek istedik yetmedi.Benim evi sattık yine yetmedi.Hala çok borç var ve durmadan da faiz üstüne faiz geliyor.Bankadan kredi alırken imzaları da hep ben atmıştım. -Onun bir şeyi yok muydu? -Yoktu. -Ve imzaları da sana attırmıştı.Giden senin paraların ve evin oldu? -Evet. Birden her şey aydınlanmıştı.Kendisinden on iki yaş genç birine bir gecede aşık olmuş ve o genç de onu kullanarak alınan krediler için tüm imzaları ona attırmıştı.Üstelik evini bile ona sattırmış ama hala bitmemiş borçla uğraşıyordu. -Bir jigolo uğruna ha!... dedi adam alaylı bir sesle kendini tutamayarak.,çok iyi olmuş.Ger- çekten sevindim. Kadının rengi uçtu bir anda,çok öfkelenmişti.Ondan hiç bunu beklemediği belli oluyordu.Bir dakika kadar ona ters ters baktıktan sonra, -Haklısın,demekten başka bir şey diyemedi.. Beynindeki o güzel kadın imajı bir anda bir jigolo hastası kadın imajına dönüşmüş ve ondan tiksinmişti.O da sanki gözlerinden okumuştu o duygularını.Sonra kalkıp sessizce yürüdü gitti ve adam yerinden bile kalkmadı.Çok güvendiği kale meğersem kumdanmış ve bir dakika için- de darmadağın olmuştu. 19.03.03 İstanbul reşit yaman resit_yaman@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Reşit YAMAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |