Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein |
|
||||||||||
|
tüm şehri ıslatıyordu ardından bi rüzgar esmeye başladı tüm gücüyle öyle sert öyle ürkütücüydü ki her yer sanki karanlıga bürünmüş sadece iki ses vardı çatıya vuran kaya gibi yagmur tanelerinin sesi ve o korkunç rüzgarın ugultusu bi tek biz vardık sokakta o karanlıkta çılgınca çıplak ayaklarımızda asfaltlarda koşuyorduk farklı yollara ,sanki kaçarcasına sen beni ben seni düşünüyordum sadece koşan bendim ama içim sen koşan sendin ama için ben sonra anlamsızca çok uzaklara gittk korkuyordum ıssızlıktanmı yagmurun gülültüsümü rüzgarın sertliğimiydi beni korkutan yoksa sensizlikmi bişey vardı kaçtıkça sana doğru .... içim acıyordu anlamsızca sonra bi anda gözlerimi açtım rüyaydı korkuyla gülümsedim sagıma döndüm baktım ki sen yoktun içim sızladı olsun ama gelicek dedim kuş cıvıltıları kulaga hoş geliyordu penceremi açtım güneş muhteşemdi gülümsedim güzelce güzel bi gün dedim ,salona gittim çaydanlıgın altını yakıp kahve suyumuzu ısıttım dişlerimi sensiz fırçaladım sonra fincanımı bir kahve alıp geçtim oturdum koltuga hafif bi müzik açtım dinliyor bi yandan sigara içiyor bi yandan kahvemi yudumluyordum sensiz ilk sabahımdı neşeli bi hüzün vardı yüzümde sonra internete girmek istedim o siteyi açtım ilk arama motoruna senin baş harfini yazdım hemen altta senin sayfanın butonunun çıkmasını bekledim yoktun hemen ismini yazdım olmadı sayisminide yazdım tıkladım arkadaş olarak ekle linkini gördüm elimde yanan sigara bi anda kendini aşağı attı halının üstünde halıyla sevişircesine yanıyor hafif bi koku sarıyordu odamı bi anda o güzel bahar sabahı kapkara bulutlar sardı beynimde müthiş bi ateş hisediyordum tepkisizdim suskundum yerdeki sigaraya bakıyor almak istiyor halıyı kurtarmak istiyor ama yapamıyordum çünkü sen yoktun sen gitmiştin sen sen beni silmiştim nefesim daralıyor nefes alamıyordum biraz toparlanıp sigaramı aldım söndürüp kültablasına koydum hiçbir şey olmamışcasına şaşkınca bakıyordum boşluğa.... aylar sonra ayaga kalktım odama gidip, sanki ilk kez aynaya bakmışcasına kendime bakıyor hiç susmadan konuşuyordum bu sefer korku yoktu saçmalama diye içimden seslerde gelmiyordu söyledim ,seni söyledim, seni kendime itiraf ettim, evet dedim sonra ne mi oldu kendimden nefret ettim kendimden sogudum seni anladıgım gün ben bana küstüm.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © birsen safi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |