Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei |
|
||||||||||
|
Bizler yani bizim kuşağın gençleri hayalde olsa az çok 12 Eylül darbe günlerini hatırlar. O küçücük dimağlarımızda, ellerinde tüfeklerle, akşam vakti karartmalarla ve sokağa çıkma yasakları ile yer etmiş darbe günlerini kötü birer anı olarak hepimiz az da olsa hatırlarız. Siyasi yönetimin başarısız olduğu için askeri yönetimin bir sabah ansızın yönetime el koyması ve o dönemin siyasetçilerinin birer birer tutuklanarak cezalara çarptırılması, bu darbe işinin böyle olduğunu her birimize öğretmişti. Darbeden kendilerine pay çıkaranlar yada darbenin iyi bir şey olmadığını savunanlar her konuda olduğu gibi bu darbe konusunda da farklı görüşler sergilemişlerdir. Seksenli yıllar. Asker yönetime el koyuyor, siyasetçiler tek tek alınıyor sorgulanıyor ve kimisine cezalar yağdırılıyordu. Simdi iki binli yıllar. İktidarda bir siyasi parti. Olacakları önceden his edercesine, daha günler öncesinden Askeri personelin sivil yargıda yargılana bilmesi için yasa tasarısı ve kanun değişikliği yapılıyor. Ve yine aynı hissiyatla bazı komutan ve erbaşlar hakkında soruşturmalar başlatılıyor. Neler oluyor. Bu ülkede birileri tarafından bizlerin askere ve buna bağlı olarak da ordumuza olan güvenimizi ve sevgimizi yok etmek isteyen birilerimi var. Neden sivil siyaset mensuplarının hakkında işlem yapılamıyor onların dokunulmazlığına neden esneklik getirilemiyor da ; halkımızın güven duyduğu inandığı ve her Türk evladının seve seve gitmekten gocunmadığı askeriyemiz hakkında böylesine bir uygulamalar zinciri oluşturuluyor. Görevde olan komutanlarımızın o siyasetçiler kadar hiç mi dokunulmazlığı yok da, daha dün karargâhında emirler yağdıran komutanlar bu gün ceza evlerinde birer mahkûm ve hatta vatan hainiymiş gibi muamele görüyor. Eskiden askeriyenin yapmış olduğu davranışların adı darbe oluyor da, sivil siyasetin yaptığı kahramanlık mı dır. Hayır, her şeyin bir yolu, bir yordamı var. Göz yaparken kaş çıkarmanın ne yeri ne de zamanı. Yıllarca, vatandaş darbe söylentilerinin esareti altında yaşamış her bir vatandaş darbeden çekinmiş kesinlikle kimse darbe taraftarı olmamıştır. Yıllar önce fikirlerinin ters düştüğüne inanılanları büyücü, deli ve bunun gibi şeylerle itam edip cezalandıran tarih öncesi zihniyet, şimdilerde ise başka bir konumda kendini tekrar etmektedir. Macellan dünya dönüyor dediğinde deli olduğunu düşünmüşler, Hz. Musa asasını yılan yaptığında büyücü demişler. Şimdi ise iktidar partisine karşı fikirli olanlar Ergenekoncu olarak cezalandırılıyorlar. Artık her zaman dediğim gibi. At gözlüklerini çıkaralım. Bu ülkede herkes haddini ve yerini iyi bilsin. Ne siyasetçi’ ye bölücü, ne de askerimize suçlu muamelesi yapılmasın. Yargı bağımsızlığını, siyaset iktidarını, muhalefet safını, askerde otoritesini muhafaza etsin. Her kez haddini bilsin ki çocuklarımıza Atatürk’ten miras gelişmiş sorunlarını halletmiş modern bir Türkiye bıraka bilelim. Murat TEMÜROĞLU
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © murat temüroglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |