Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Sanırım başlığı yanlış yazdım. KANAL İSTANBUL diyecektim. Bazı şeylere körü körüne inanmak, bazı şeyleri sırf birileri öyle istiyor diye benimseyip kabullenmek insanlığın hem karakterine hem de zekâsına zarar veriyor. Kitabımız Kuran- ı Kerim bile ilk ayeti oku iken, bizler sırf birilerini dinleyip ona göre her şeye inanıyor ve hüküm veriyoruz. Bazen inanmak için ne dendiğini bile tam dinlemiyoruz. İnandığımız insan söylüyor ya mutlaka doğrudur, bir bildiği vardır diyoruz. Tabi bu en vahimi.. Kanal İstanbul’un TV kanalı olduğunu sanıp bu ülke için gerekli olduğunu savunan beyinler, ülkenin gerek ekolojik gerek ekonomik gerekse siyasi anlamda kaderi ile oynayacak Kanal İstanbul projesi hakkında fikir beyan etmesi beklenemez tabi. Kanal İstanbul’un Gemi geçişleri için yapılacak bir geçit olduğunu bilenler ve bu kanalın Türkiye için olmazsa olmaz olduğuna inanlar, sırf inandıkları kişi bunu istiyor diye artı ve eksilerini düşünmeden projenin güvenirliğini sahiplenen bir kesim var ki… O tam facia.. Bundan tam dokuz sene önce 14.05.2011 tarihinde kaleme almıştım. O yazıma saygıdeğer bir okuyucum, Kanal İstanbul’un şimdi ki zaman için değil ileriki yıllar için yapılan bir yatırım olduğunu ve artık İstanbul boğazının gemi trafiğini karşılayamadığını yazmış. İleriye dönük bir çalışma olduğu konusunda hem fikirim. İlerde ne gibi problemler çıkacağını şimdiden bilim adamları söylüyor zaten. Gerek Ekolojik denge yönünden, gerekse konu mu itibari ile Fay hattında olduğundan oluşacak bir deprem sonrasında yaşanacak facia açısından gelecek için endişe duyuyorum. Ayrıca, sadece rant sağlamak adına böylesine bir projeye imza atmak gerçekten çılgınlık olsa gerek. Gelelim ekonomik getirisine.. Şu anda İstanbul boğazından geçen tüm gemiler üç adet fener parası ve ayrıca römorkaj ücreti ödemektedir. İsteyen devletin kıyı emniyet sitesine ve ya boğaz geçişlerinde acentelik hizmeti veren DÜZGİT acentası’nın internet sitesine girip fiyatlara bakabilir. En son Kanal İstanbul tartışmaları sürerken, kıyıya çarpmak üzere olduğu iddia edilen “” Songa Irıdıum “” gemisinin kaptanını alkışlıyor böylesine güzel gemi yanaştırdığı için kendisini tebrik ediyorum. Ve bunu kaza olduğuna inanan o belli kesimin insanlarını da Yüce Allaha havale ediyorum. Ayrıca Karadeniz’de söz hakkı olan diğer ülkeler bu projeye ne diyecekler. Öyle ya ekolojik denge bozulacak, Kara denizde her şey değişecek. Son olarak geleceğe dönük bir endişem daha var. Bu hükümetin yıllarca yaptığı otobanlara, köprülere, tünellere uyguladığı gibi, yine geçmeyen gemi parasını bizler mi ödeyeceğiz. Katarlılar boğaz keyfi yaparken, parsellenen arazilerin paraları birilerinin cebini doldururken yine biz vatandaşlar mı çile çekeceğiz. Söylenecek çok söz var. Ama daha önce yazdığım yazının sonunda söylediğimi tekrar etmek istiyorum.. Bu ülkenin yeni kanala değil yeni zihniyetlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Sizce..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © murat temüroglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |