Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Buna ister nostalji deyin isterseniz dertleşme... Ama gerçekten de bir başkaydı benim memleketim! * Eskiden: -Sadaka vereceğimiz zaman karşımızdaki kişinin gururunu incitmekten,reddedilmekten çekinirdik. Şimdi: -Şimdi ise adam başına 20 lira,ya da birkaç yiyecek paketi dağıtacağını açıklayan birisinin evinin önünde binlerce insan birikiyoruz.Birikmekle kalsak,birbirimizi ezerek,kavga döğüş ederek büyük bir izdihama neden oluyoruz. * Eskiden: -Yapacağımız hayrı kimsenin duymasını istemediğimizden gizlice yapardık. Ş imdi: -Üç kuruşluk bile olsa yapacağımız hayır,basına duyurmaya çalışır olduk. * Eskiden: -Yoksul bir çocuğa bir şey aldığımızda kimsenin haberi olmazdı. Şimdi: -Birkaç numara büyük aldığımız giysilerle kameralar önünde bu çocuklara poz verdirir olduk. * Eskiden: -Evimizin kapısını kilitlemeden gezmeye giderdik ya da gece kilitsiz kapılı evde uyurduk. Şimdi: -Çelik kapımıza kilit üstüne kilit vurmayla yetinmeyip,değerli şeylerimizi kasalarda saklar olduk. * Eskiden: -Trafik kazasında yaralanan birisini gördüğümüzde en yakın hastaneye yetiştirmeye çalışırdık. Şimdi: -Ya bana ne deyip oradan uzaklaştık,ya da yaralının ceplerini karıştırp işe yarayan şeylerini yürütür olduk. * Eskiden: -Borcumuzu ödeyemeyeceğiz diye endişe duyar,uykusuz geceler geçirirdik. Şimdi: -Borç vereni ya suçladık,ya da tanımamızlıktan gelmeye başladık.Etraf dolandırıcı doldu.En yakınlarımızı bile dolandırmanın yollarını arar olduk.Mahkemeler,icralar alacak-verecek davalarıyla doldu. * Eskiden: -Sağdaki soldaki gençler birbirleriyle kavga ederlerdi.Ama ne sağdaki ne de soldaki emperyalizmin uşağı olmayı kabul etmezdi. Şimdi: -Sağ,sol kalmadığı gibi küreselleşme yutturmacasıyla emperyal güçlerin ya kalemi ya da ağzı olduk. * Eskiden: -Kıbrıs için canımızı vermeye hazırdık. Şimdi: -Ya Rumlar'a ya da AB'ye Kıbrıs ı peşkeş çekmenin yollarını arar olduk. * Eskiden: -Ülkenin bir yerinde doğal bir afet olduğunda,bir askerimiz şehit düştüğünde yasa bürünürdük.O ateş kor gibi yüreğimizi yakardı.Bölücülere aman vermezdik. Şimdi: -Bu tür olaylardan etkilenip etkilenmediğini anlamak için gözlerimizi borsaya dikip;TV lerdeki, gazinolardaki eğlencelerimize devam eder olduk.Bölücüleri kardeşimiz ilan edip,kucağımızı açtık.O da yetmedi:Altlarına meclisten koltuklar ikram eder olduk. * Eskiden: -Bir politikacının yakını vergi kaçırsa,hayali ihracat yapsa ortalığı yıkardık. Şimdi: -Gemiciklerde yumurta kırıp,mısır patlatan politikacı yakınlarını "Adamlar işini biliyor! " deyip takdir eder olduk. * -Böyleydi -Şöyle oldu -Böyleydi -Şöyle oldu * Bu dertleşme bitmez. En iyisi ben,kafama bir huni geçirip, Diyojen gibi elime bir fener alıp gideyim dostlar:! -Nereye mi? -Memleketimin o asil İNSANINI aramaya!...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |