..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > Tayyibe Atay




4 Eylül 2002
Zor Yıllar -10-  
Tayyibe Atay
Seni her okuyuşumda Adiloş Bebem! Bir Ahmet Arif geçer şiirlerden, Bir de yüreğim!..


:AHBB:
Neyse!..Halamın anası olan halamın evindeydik .İki tabak turşu, mis gibi köy ekmeği, haşlanmış patates yemek için toplanmıştık bir araya. Gözümü ayıramıyordum sofradan. Kral sofrası gibi görünüyordu bana; kuru, kepekli ekmeği tomurduğumu hatırlayınca. Patatesler pastaya; turşular salama, sucuğa dönüşüyordu bakışlarımda..Belki de çikita muza!..Öylece bakıyordum onlara. Büyüklerden birinin ”hadi başlayın! “demesini bekliyordum. Bu emri duymadan elimizi bile süremezdik; açlıktan ölsek bile! Bunu anlatırken büyük usta Ahmet Arif’ in “Adiloş Bebenin Ninnisi” şiiri geldi aklıma. O’nun kalemine ve duygusuna sahip dili, ne güzel anlatıyordu bu halimizi.Hepimiz biliriz o şiiri.O şiirin gerek yapı, gerek dil, gerek duygu yoğunluğuna erişmek haddimize düşmez elbet. Erişmek de istemeyiz zaten! Özellikle ben Ahmet Arif! Bağışla beni ve sana yazdığım şiirimi oku lütfen!

Seni her okuyuşumda Adiloş Bebem!
Bir Ahmet Arif geçer şiirlerden,
Bir de yüreğim!..
Barajlar oluşur gözlerimde
Ve
Kapakları açılır savakların, kendiliğinden...

Topraklar kayar yamaçlardan
Sular basar ovaları....
Yuvası bozulan bıldırcınlar havalanır yükseklere..
Acı yumağıdır figanı...
Ve
Bir mahpus ölür zindanında, sabaha karşı..


Sabaha karşı,
Sular çekildiğinde yani;
Gözlerim yumulur...
Bir bıldırcın yavrusu olurum,
Eli ayağı çamur kınalı...

Anlarsın ya
Biter açlığım,
Biter susuzluğum.
Biter yaşama kavgam, soluğum!...
Ölürüm gayrı..

Acaba nereden, nasıl, kim tarafından verilen emirle !..Bir bilebilsem!..

Biz de almıştık emrimizi halamın anası olan halamızdan.”Hadi buyurun!” demesiyle birlikte uzandık patateslerin en irisini, yani pastaların en kocamanını alabilmek için. Kabuğunu bile soymadan yiyorduk; ziyan olmasın diye. Turşunun ise bir damlasını bile akıtmadan katık yapıyorduk patateslere. Ne de olsa onlar bizim çikita muzlarımızdı. Bu kral sofrasından karnımız tok kalkmak istiyorduk. Bir ara:’Hala!..Ben sana neden hala diyorum’ dedim .”A halanın, ben senin babanın ablasıyım. Babanın gız gardaşlarına hala denir” dedi. Demek babamın ablasıydı ve halam oluyordu benim Ebe Halam!.Beni doğurtan; adımı bana sormadan koyan, bize kral sofrası hazırlayan, hatta evimize sık sık gelip giden bu kadını, o tarihten sonra daha çok sevmeye başladım. Kanımdan biri olarak..

İnsan ismiyle özdeşmiş derler. Doğru galiba! Adımın Arapça oluşundan çok; içeriği, yani taşıdığı anlam ilgilendiriyor beni artık. Adların sadece ayraç olduğunu düşünüyorum. Sese ses veren bir engel yapıyor bizi isimlerimiz. Buna EKO deniliyor fen bilimlerinde. Ne garip!..Ekoyu oluşturan iki öğeden ikisinin de insan olabileceğini hiç düşünmemiştim doğrusu...Hangi sesler bize çarpacak acaba?

Var mısınız "SENİ SEVİYORUM!.." diye bağırmaya, hep bir ağızdan...

4.9.2002 (devam edecek)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zor Yıllar -1-
Zor Yıllar -2-
Zor Yıllar -4-
Zor Yıllar -8-
Zor Yıllar -14-
Zor Yıllar -20-
Zor Yıllar -24-
Zor Yıllar -17-
Zor Yıllar -13-
Zor Yılar -16-

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Amma Uçmuşuz
Sinekler
İmam Olacağım
Ey Hayat
Zırlamayı Bırak
Zamana Kırıntı
Selam Efendim
Ah Canım
Bitanemi
Dedüdü Dedüdü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Araba [Şiir]
Bizim Otobüs [Şiir]
Masa 2 [Şiir]
Bostan [Şiir]
Pezoooo [Şiir]
Köprü [Şiir]
Tavşan [Şiir]
Ötanazi [Şiir]
Damlacıklar 4 [Şiir]
İçsel Haber [Şiir]


Tayyibe Atay kimdir?

Yeni şiirin,uzun yıllar yazmama rağmen yeni şairiyim. İnternet ortamı sayesinde okuyucu önüne çıktım henüz. Ne kadar şair olduğumun yanıtını ise okuyucuya bırakıyorum. Bayan yazarların çok az olduğu bir ülkede,duygu ve düşüncelerimi,şiirin ruhu okşayan ,elleyen tarafıyla anlatmaya çalışıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Arif,Behçet Necatigil,Nihat Behram...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.