Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon |
|
||||||||||
|
Müjde Prospero müjde ben adam oldum, bıraktım serseriliği (!) dostum, adam oldum adam. İşe girdim aziz dostum, bir titrim var artık, kartvizitim, günün koşullarına göre azımsanmayacak bir maaşım, bir masam bir koltuğum hatta inanmayacaksın ama kendime ait bir odam bile var, üç vakte kadar da bir cep telefonum olacak. Adam oldum ya, sararmış nice dostluklar ufaktan yeşermeye başladılar bile, kim kimden nasıl duyuyorsa, aranıp sorulmaya başladım, “Hayırsız nerelerdesin, neden arayıp sormuyorsun” ve benzeri teranelerle silinmeye başladı kulaklarımın pası. Yalnız adam olmakla kalsam yine iyi, bey oldum üstelik bey. “Merhaba Caliban Bey, hoş geldiniz ne arzu ederdiniz falan filan; sen olsan çok daha iyi anlatırdın ben pek beceremiyorum lakin beni çok iyi anladığından da eminim.” Hani işin doğrusu beylik de yakıştı dostuna, icaplarını bir eksiksiz yerine getiriyorum. Ama akşamın kasveti çökünce o kimsesiz dünyama, oturunca rakımın yanı başına, yüreğimde gün boyu biriken zehiri balgam edip tükürüyorum akşamın ayak ucuna. Akşamlar sevgili dostum onlar da olmasa inan işten bile değil bu beyin kendisini Beylerbey’inden denize fırlatması. Neyseki akşamlar benim ve ben her akşam yine bildiğin o serseriyim. Gravatımla birlikte o yapışkan, o terli, o yılışık bey maskesini de çıkarıp suratımdan, yine rakılarım, yine şaraplarım, okuya okuya eskittiğim şiirlerin ve bir türlü kavuşamadığım,kavuşamayacağım sayılarını çoktan unuttuğum zahiri sevgililerimle ve tabi ki seninle bir araya geliyorum ya yetiyor bana desem inanır mısın? Şimdi şöyle söylediğini duyar gibiyim; “Terbiyeli bir nefsi yoldan çıkarmak ne kadar zorsa, senin ki gibi yoldan çıkmış nefisleri terbiye etmek bir o kadar zordur sevgili dostum. Ve şimdi sen, anladığım kadarı ile o her aklı başında insanın önünü çıkan iki ara ile bir derenin ayak ucundasın, yerinde olmak istemezdim işin doğrusu ama bana soracak olursan sarhoş ol Caliban olabileceğin kadar sarhoş ol, sız ve sabah olup da ayıldığın da o sarhoşluk seni hangi mecraya götürdü ise oradan, kaldığın yerden devam et dostum. Su ol ak Caliban akabildiğin yere akabildiğin kadar, pervane ol yan Caliban yanabildiğin kadar. Ama buraya benim yanıma gelme, orada bekle bekle Caliban, ben gelirim belki bıraktığımız şişeden devam ederiz, belki de gelmem ama sen bekle.” Bekliyorum Prospero, aziz dostum bekliyorum. Caliban
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bekir Öğretici, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |