..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, duyguların dilidir. -W. Winter
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yerler > Abdullah Mehmed Özçam




1 Şubat 2010
İskeleler ve Ben  
Abdullah Mehmed Özçam
Şimdi yapayalnız bir iskeleyim. Hiçbir vapurun uğramadığı bir iskele. Seçiciyim elbette, öyle her önüne gelen vapur yanaşamaz bana. Ben vapurunu kaybetmiş bir iskeleyim, seferleri iptal edilmiş bir iskele. Deniz kıyısında beklediğim sürece, bu deli denizin bu garip iskeleye hangi vapuru yanaştıracağı belli olmaz diye, bir ümitle bekliyorum.


:AFGA:
Çok küçük yaşlarımdan beri iskelelerin yalnızlığı ve bekleyişleri beni etkilemiştir.
Büyükadaya günü birlik gidişlerimizde, akşamüstü sahildeki çay bahçelerinden birinde vapurun kalkış saatini bekleyişlerimiz aklıma geliyor. Sanırım vapurların kalkış saatleri arasındaki zaman bir saatten fazlaydı. Önce iskeleye gidilir, vapurun kalkış saati kontrol edilir, sonra çay bahçesinde o saate kadar zaman geçirilirdi. İşte ben tarifeye bakıp çay bahçesine yönelmeden önce bir süre o iskelenin yalnızlığını seyrederdim. Sahildeki çay bahçelerinden birinde oturup vapurun kalkış saatini beklerken de, iskelenin dışında biriken kalabalıkta, İstanbul'daki işlerinden dönecek olan sevdiklerini karşılamaya gelen adanın yerlilerini, adaya günü birlik gelenlerden ayırmaya çalışırdım. Eskiden günü birlik gelenler az, ama sevdiklerini karşılayanlar çok olurmuş. Hele yeni evlilerin kavuşmalarına şahit olmak, eski Türk filmleri gibi duygulandırırmış insanı.
O zamandan bu zamana iskeleler hep duygulandırmıştır beni. Yalnızlıkları, bekleyişleri ve bayram yeri gibi, düğün, nikah salonu gibi kalabalık kavuşma anları.
Bazı iskeleler şanslı; 15-20 dakikada bir vapur yanaşıyor, vapur kalkıyor. Bazı iskelelere 1-2 saatte bir, bazılarına sabah akşam, bazılarına ise haftada 1-2 vapur yanaşıyor. Bir de artık hiçbir vapurun uğramadığı iskeler var. Yalnızlıkları içinde kendi kendilerini yiyip bitiren iskeleler...
Özellikle denizden çekilmiş boş iskele fotoğraflarına bakmaya, ya da vapurda giderken gördüğüm uğranılmayan iskeleleri görmeye dayanamıyorum. Kendi yalnızlığımı görüyorum o iskelelerde. Bazen insan aynada kendine bakar da ağlar ya, işte kendimi öyle hissediyorum.
Bir zamanlar ben de işlek bir iskeleydim. Çünkü benden ayrı kalmaya dayanamayan bir vapur vardı. İçini doldurur da gelir, bütün içindekileri boşaltır, benim içimdekileri alır, boş zamanlarında ise hep bende demirli kalırdı. Benim bir parçamdı sanki. Mesela ben Beşiktaş iskelesiysem o da Beşiktaş-Üsküdar vapuruydu. Bana aitti yani. Ne bana başka bir hattın gemisi yanaşır, ne de o gider başka bir iskeleye yanaşırdı. Ben hep onu beklerdim, o hep bana gelirdi. Bana vapur lazımdı, ona iskele. Öyle güzel tamamlıyorduk ki birbirimizi...
Şimdi yapayalnız bir iskeleyim. Hiçbir vapurun uğramadığı bir iskele. Seçiciyim elbette, öyle her önüne gelen vapur yanaşamaz bana. Ben vapurunu kaybetmiş bir iskeleyim, seferleri iptal edilmiş bir iskele.
Deniz kıyısında beklediğim sürece, bu deli denizin bu garip iskeleye hangi vapuru yanaştıracağı belli olmaz diye, bir ümitle bekliyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşkı Dinlemek
Yalnızlığın İlacı
Sevmek, Tapmak
Şişeleri Satanlar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bekliyorum [Şiir]
İşte Seni Bunun İçin Çok Seviyorum [Şiir]
Beni Başkalarıyla Bir Tutma [Şiir]
Sevmek, Sevilmek [Şiir]
İçimdeki Seni Ararken [Şiir]
Sarıl Bana [Şiir]
Ben Seni Sultan Zannettim [Şiir]
Sarhoş Eden Kadeh [Şiir]
Gidiyorum [Şiir]
Anlarsın ki Herşey Rüya İmiş [Şiir]


Abdullah Mehmed Özçam kimdir?

Doğum ile ölüm arasına sıkışmış kısacık bir hayat.

Etkilendiği Yazarlar:
klasikler


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Abdullah Mehmed Özçam, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.