Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov |
|
||||||||||
|
Peki niçin? Bunun cevabı çok basit aslında; insanın yalnızlığını ancak diğer insanlar giderebilir ve insanlarlar her geçen gün birbirlerinden biraz daha kopuyor, maddeten kopmasalar dahi manen kopuyorlar birbirlerinden. Arkadaşlarıyla, dostlarıyla, aileleriyle, komşularıyla iletişimleri zayıflıyor. Peki niçin? İnsanoğlu teknolojik açıdan ne kadar ileri giderse, insan ilişkileri açısından o kadar geri gidiyor. Bu kaçınılmaz bir şey, çünkü bir şeyi yapmak ne kadar kolaylaşırsa o şeyin değeri o kadar düşüyor. Eski aşk hikayelerinde sevgilisiyle görüşmek için binbir çile çeken aşıkların maceraları anlatılırdı. Oysa ki bugün siz "cepten arasaydı ya" deyip işin içinden çıkabilirsiniz. Cep telefonuyla görüşmek, tenha bir köşede yürek ağızda yapılan kısa bir görüşmenin yerini tutabilir mi? Ya da mekanik sesle gelen bir sms, postacının getirdiği sıcacık bir mektubun yerini tutabilir mi? Daha elektriğin icadedilmediği günleri gözünüzün önüne getirin; kışın soğuk akşamlarında sıcacık evlerinde biraraya gelen ailelerin neler yapabileceğini bir düşünün. İster istemez birbirleriyle iletişim halinde olacaklar, ya sohbet edecekler, ya oyun oynayacaklar, hep beraber yemek yiyecekler, kimse benim karnım tok demeyecek, herkes aynı iştahla oturacak sofraya, oyunlara hepsi aynı hevesle katılacak, kimsenin gizleyecek, saklayacak bir şeyi olmayacak, konuşacaklar, dertleşecekler, mutluluğu da, hüznü de yedikleri yemek gibi paylaşacaklar. Peki bugün durum nasıl? Ev halkını bir arada görebilmek ne mümkün, hadi diyelim ki birarada yakaladınız, biri odasında bilgisayarın başında, biri kulaklığını takmış müzik dinliyor, biri televizyon seyrediyor, öbürü başka bir televizyon proğramını seyretmek istediği için diğer televizyonun başında, tüm aile bir arada ama kimse birbiriyle iletişim halinde değil, birbirleriyle konuşmuyorlar ve birlikte hiçbir şey yapmıyorlar. İnsanlar her geçen gün birbirlerinden biraz daha uzaklaşıyorlar. Mesela evlerin eskisine nazaran birbirlerinden daha uzaklara yapıldığına dikkat ettiniz mi hiç? Eskiden evler birbirine daha yakın, hatta içiçe yapılırdı, şimdi ise yanyana dairelerde oturdukları halde birbirlerini tanımayan insanların yaşadığı apartmanları dikkate almadan, sadece müstakil evleri gözönüne alırsak, iki ev arasında neredeyse dağlar var. Neredeyse kimsenin komşusu yok, çünkü en yakın evle arasına neredeyse bir köy kurulur. Eskiden evler o kadar iç içe yapılırdı ki yangın çıktığında bütün evler birden yanardı. Şimdi ise evlerin arasında geniş yollar, büyük otoparklar var. Otomobil icad edilmeden önce yollar şimdikilere nazaran çok daha dardı, evler birbirleri ile içiçeydi, dolayısıyla mahallelerde herkes birbirinin komşusuydu. Herkes birbirini tanırdı. Anne-baba, abi-kardeş, yakın akraba, uzak akraba, arkadaş, komşu, tanıdık esnaf ve kendimize yakın hissettiğimiz herkes yalnızlığımıza ilaç olacaktır. Yalnızlığın ilacı sadece insandır, yanlarında kendimizi güvende hissettiğimiz, bize bir kötülüklerinin dokunmayacağına emin olduğumuz insanlar. Gerisi boş.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Abdullah Mehmed Özçam, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |