..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Kent > erhan bayraktutan




16 Ocak 2010
Tren ve Çocuk  
trenlere meraklı bir çocuk

erhan bayraktutan


Evleri tren istasyonuna yakındı. Derslerini bitirdiğinde, hikaye kitaplarını okur ondan da canı sıkıldığında soluğu istasyonda alırdı. Trenlerin varış ve kalkış saatleri ezberindeydi. Trenlerin varış saatine beş dakika kala istasyona gelir, salonda oyalanırdı. Salondaki berber dükkanını pek severdi. Berberin müşterinin saçını kesmesini, usturayı masatlamasını, sabunu köpürtmesini ilgiyle izlerdi.


:BJCB:
Oniki yaşındaydı. Anadolu’da bir şehirde oturuyordu. Bir memur babanın dört çocuğundan biriydi.Temiz yüzlü, yakışıklıydı. İçine kapanıktı. Okul arkadaşları dışında pek arkadaşı yoktu. Okulu seviyordu. Derslerini hiç ihmal etmez, ödevlerini günlük olarak yapardı.

     Dostları kitaplardı. Hikaye kitaplarını okumayı çok severdi. Sait Faik en çok okuduğu yazardı. Diğer bir zevki de trenlerdi. Bu ağır, devasa makinelerin gökyüzüne doğru yayılan dumanları, tekerleklerinden ve düdüğünden çıkan değişik sesleri onu büyülerdi.

      Evleri tren istasyonuna yakındı. Derslerini bitirdiğinde, hikaye kitaplarını okur ondan da canı sıkıldığında soluğu istasyonda alırdı. Trenlerin varış ve kalkış saatleri ezberindeydi. Trenlerin varış saatine beş dakika kala istasyona gelir, salonda oyalanırdı. Salondaki berber dükkanını pek severdi. Berberin müşterinin saçını kesmesini, usturayı masatlamasını, sabunu köpürtmesini ilgiyle izlerdi.

     Bir akşamüstü her zamanki gibi derslerini bitirmiş, hikaye kitabının sayfalarını çevirmeye başlamıştı. Canı sıkıldı. Dersleri her zamankinden fazla zaman almıştı bu kez. Hava kararmıştı. Vaktin geç olduğunun farkındaydı ama yine de tren istasyonuna gitmek için içinde bir istek duyuyordu. Annesine bitişiklerinde oturan arkadaşından bir şey alacağını söyleyip doğruca istasyona gitti. Tren henüz gelmemişti. Güzel bir yaz akşamıydı. Platformda gezinmeye başladı.

      Yanına bıyıklı,orta boylu , başında kasketli bir adam yanaştı. Trenin ne zaman geleceğini sordu. Çocuk cevap verdi.Çocuğa nerede okuyorsun,nerede oturuyorsun şeklinde birkaç soru daha sordu.Beraber yürümeye başladılar.

     Adam: ”istersen bahçeyi gezelim” şeklinde bir teklif sundu. Çocuk teklifi kabul etti.Bahçenin loşluğu çocuğu biraz ürküttü. Bir ağacın altında oturdular. Adam ağacın dibindeki çalıları elleriyle etrafa dağıttı.Ortaya bir şişe çıktı.Adam:”Hiç rakı içtin mi hayatında ?”dedi.Çocuk başını yana salladı.Adam şişeyi kafasına dikti. ”Sen de bi dene istersen” dedi çocuğa. Çocuk su katılmamış rakıyı içine çekti. Genzi alev alev yanmıştı. Adam ceketinin cebinden katlanmış bir gazete parçası çıkardı. İçinde dilimlenmiş kaşar peyniri vardı.Beraber peynirleri yiyip rakıyı içtiler. Adam boş şişeyi çalıların arasında gizledi.Cebinden sigara pakeri çıkardı.Çocuğa ikram etti.Çocuk sigaranın daha önceden tadını biliyordu.Almadı.Adam da ısrar etmedi.Kendidi bir tane yaktı.

     Sohbete başladılar.Adam,yalnız olduğundan,gezmeyi çocuklarla konuşmayı çok sevdiğinden bahsetti. Sigarası bitmeye yakın paketinden bir sigara daha çıkardı, bu kez sigarayı sigarayla yaktı, derin derin içine çekti.

     Daha sonra adam çocuğu istasyon yakınındaki pastaneye davet etti. Çocuk bunu da kabul etti. Rakı çocuğun içini ısıtmış, başını hafif döndürmüştü. İki meyve suyu siparişi verdi garsona adam. Garson bir köşeden onları izliyordu. Garsonun yumuşak olmayan bakışları çocuğun dikkatini çekmişti.

     Meşrubatlarını bitirip çıktılar.Adam yine sigarayı sigarayla yaktı. Bu sefer çocuğu daha da sokulmuş, koluna girmişti.Issız bir yola girmişlerdi.Adam, gençliğinde çok yakışıklı olduğundan bahsediyor,gençlik fotoğraflarını çocuğa gösteriyordu.
     Adam:”yüzmeyi sever misin?” dedi.Çocuk evet diyince bu seferde şehre yakın olan kaplıcaya birlikte gitme teklifinde bulundu. Çocuk teklif karşısında bir ikilem yaşadı.

      İlk defa rakı içmişti hem de susuz.İçki beynini,vücudunu daha önceleri hiç olmadığı tarif edilemeyecek başka bir hale sokmuştu..Adam teklifinin kabul edilmesi için adeta içinden dua eder gibi bir halde çocuğun gözlerinin içine baktı.

     Çocuk adamın kötü niyetini gözlerinden sezmişti.”Eve gitmem gerek,çok geciktim”dedi .Adam:”Seni bir daha görebilir miyim?”dedi son defa.Çocuk bir şey demedi, adamın kolundan kurtuldu.Adamdan ayrılır ayrılmaz adımlarını sıklaştırarak eve doğru yöneldi.

     Yirmi, otuz metre sonra çocuk bir an geri döndü. Adamı elinde sigara ,hala kendisine bakarken buldu. İçinden bir oh çekti. Trenleri çok sevdiği halde istasyona daha seyrek gidiyor,hava kararmadan da dönüyordu artık.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kent kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şairler Ülkesi Bahar Bekliyor

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Genç Ölmek
Pankart Asılacak! As!
Acılara Gülümseyen Kadın: Teyzem
Koleksiyoncu Amca
İstanbul'un Kedisi
Bir Tarz-ı Muhabbet
Aşk Mektubu Görülmüştür
Ruhsar , Selim ve Gökyüzü
Yaş, Yirmi Dokuz

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Paşa"m, Can Arkadaşım [Şiir]
Soğuk Yerlerin Kızı [Şiir]
O En Güzel Oyuncağımız [Şiir]
Baba Gel, Çık Dolaptan [Şiir]
Kabil"in Sultanları [Şiir]
Bir Kalem Daha Satmalıyım [Şiir]
Oğlum Beyazlar İçinde [Şiir]
Mülkten ve Şehvetten Uzak [Şiir]
Saçlarına Yıldız Düşmüş... [Deneme]
Fikrimin Rehberi Fikri Öğretmen [Deneme]


erhan bayraktutan kimdir?

Ziraat mühendisiyim. 2006 yılından beri kısa öyküler yazmaktayım. Öykü, şiir okumayı seviyorum. Romantik, içe dönük biriyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi Ersöz,Sait Faik,Refik Halit Karay


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © erhan bayraktutan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.