Mutlu insanlar tatlı şeylerden söz ederler. -Goethe |
|
||||||||||
|
“Kibrit satın almak ister misiniz?” diye sormuş elindeki kibriti uzatarak. “Hayır istemem.” Diye karşılık vermiş kahramanımız. “Kibrit satın almak ister misiniz?” diye sormuş yeniden İhtiyar Adam. “Yahu istemiyorum dedim ya.” “Sadece elli kuruş beyim.” “Kaç kuruş olursa olsun istemiyorum. Hem sigara falan içmem ben, niye alayım ki?” “Ama çok işinize yarayacak beyim bu kibrit.” İhtiyar Adam’ın inadına inatla karşılık vermiş kahramanımız. “İstemiyorum yahu. İs-te-mi-yo-rum. İhtiyacım olmayan bir şeye bir kuruş bile vermem ben.” “Ama bakın,” diye ısrar etmiş İhtiyar Adam. “Eğer bu kibriti şimdi almazsanız, bir gün gelecek çok pişman olacaksınız. O gün bu kibrite sahip olabilmek için milyarlar vermeye razı olacaksınız fakat alamayacaksınız ve bu size çok daha pahalıya mal olacak.” Bu sözler üzerine kahkahalarla gülmüş kahramanımız; “Yani,” demiş. “Palavra atanı gördüm ama senin gibi desteksiz atanı da hiç görmedim. Sen bu yalanlarla beş yaşındaki çocuğu bile kandıramazsın. Haydi, şimdi yürü git işine.” “Bir daha düşün beyin, bir daha düşün. Bak çok pişman olacaksın.” Kahramanımız çay bahçesindeki garsonlara talimat vererek yaka paça uzaklaştırmış İhtiyar Adamı. Adam gözden kaybolana dek; “Çok pişman olacaksın çok” diye bağırmayı sürdürmüş. Bir an İhtiyar Adam’ın söylediklerini düşünmüş kahramanımız. “Herhalde kafayı yemiş zavallı. Bu kadar mantıksız bir olayı ancak deliler uydurabilir.” Aradan birkaç hafta geçmiş. Son yılların en sert kışının yaşandığı günlere girilmiş. Kahramanımız, o tarihlerde yeni kuracağı bir fabrikanın ön çalışmaları için doğu vilayetlerinden birinde bulunuyormuş. Bir gece yarısı, eşinin trafik kazası geçirdiği haberi gelmiş, kilometreleri telefon sinyaliyle aşarak. Eşinin önemli bir sorununun olmadığı söylense de, emin olmak ve eşinin yanında bulunmak için derhal kendi kullandığı özel aracıyla, en yakın havaalanına doğru yola çıkmış tek başına. En yakın havaalanı iki saat uzaklıktaymış. Yola çıktıktan bir süre sonra; son yıllarda hiç görülmemiş derecede şiddetli bir kar yağışı ve tipi başlamış. Kahramanımız buna rağmen geri dönmemiş, yola devam etmiş. Fakat bir süre sonra kar yağışı ve tipi o kadar şiddetlenmiş ki, görüş alanı neredeyse sıfıra kadar düşmüş. Üstelik kar yağışından dolayı yol tamamen kaybolmuş. Artık yola devam etmesi de, geri dönmesi de imkânsız hale gelmiş. Bir süre arabada beklemiş. Fakat soğuktan arabanın tüm fonksiyonları devre dışı kaldığından, içerisi hızla soğumaya başlamış. Eğer arabadan çıkmazsa arabayla birlikte kar yığınlarının altında kaybolup gidecekmiş. Artık hayatının son noktasının burada konulacağını düşünmeye başlamış. Fakat bir yandan da Allah’tan umut kesilmez diyerek dualar ediyormuş. Arabanın camını güçlükle açıp, arabada bulunan el feneriyle etrafı taramış. Biraz ileride kardan oluşmuş kulübeye benzer bir yükselti görmüş. Arabadan çıkıp neredeyse beline kadar gelen kar yığınları içinde kulübeye doğru ilerlemeye çalışmış. Büyük bir mücadele sonunda hedeflediği noktaya gelebilmiş. Evet burası gerçekten karların altında kalmış ahşap bir kulübeymiş. “Allah’ım sana şükürler olsun” diye geçirmiş içinden. Kulübenin kapısı kar yığınlarıyla kaplıymış. Elleriyle karları eşeleyerek kapıya ulaşmış. Kapı kilitli değilmiş. Az bir güç sarf ederek kapıyı açmış ve içeriye girmiş. İçerde sadece bir masa, iki sandalye ve bir de soba ile yakacak odun varmış. Kulübenin içi de neredeyse dışarısı kadar soğuk olduğundan donmak üzere olan kahramanımız hemen sobanın yanına gelmiş. Odunları sobanın içine atmış. Soba ve odun olduğuna göre kibrit ya da çakmak da vardır diye düşünerek sevinmiş umutla. Kulübenin her tarafını didik didik etmiş fakat ne bir kibrit ne de çakmak bulabilmiş. Artık bedenindeki hücreler yavaş yavaş soğuğa teslim olmaya başlamışlar. Henüz yenilgiyi kabul etmeyen beyin hücreleri başka bir çözüm önerisi sunmuşlar. Bunun üzerine kahramanımız ilkel dönemlerdeki insanlar gibi ateş yakmaya çalışmış fakat başaramamış. Tekrar tekrar denemiş ama sonucu değiştirememiş. Kahramanımız bütün umutlarını yitirmiş ve birkaç dakika sonra gelecek ölümü beklemeye başlamış. Tam o sırada kulübenin kapısı gıcırtıyla açılmış. Kapıda birkaç hafta önce kendisine kibrit satmaya çalışan İhtiyar Adam belirmiş. Üstelik elinde de bir kibrit varmış. İhtiyar Adam kibriti kahramanımıza uzatmış. Kahramanımız kibriti almak için uzanmış fakat İhtiyar Adam ani bir hareketle kibriti geri çekmiş. Kahramanımız yalvarmış; “Ne olur onu bana ver.” Demiş. “Olmaz,” demiş İhtiyar Adam. “Ne olur yalvarırım onu bana ver ölüyorum.” “Hayır olmaz. Ben sana zamanında söylemiştim. Milyarlar versen alamazsın demiştim.” “Tamam çok pişmanım, beni affet. Lütfen ver onu bana.” “Sen şansını kullanamadın. Artık çok geç, çok geç.” Kahramanımız yalvarmış, yakarmış, milyarlar, hatta tüm servetini teklif etmiş ama İhtiyar Adamı ikna edememiş. İhtiyar Adam geldiği gibi elinde kibritle kapıdan çıkıp gitmiş. İki gün sonra kahramanımızın donmuş cesedi bulunmuş bir ormancı kulübesinde… NOT: Değerli okuyucu; Öncelikle bu eserime ilgi gösterip okuduğunuz için teşekkür ederim. Lütfen yorumlarınızı benden esirgemeyiniz. Unutmayınız ki sizin yorumlarınız benim için çok değerli ve bu yorumlarınız sizlere daha güzel eserler vermemde büyük katkı sağlayacaktır. Her türlü eleştiri, görüş ve yorumlarınızı nedimargan@gmail.com E posta adresine gönderebilirsiniz. Şimdiden teşekkürler…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © NEDİM ARGAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |