"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Kara bulutlar kapatsada ay ışığını güneş hep doğacaktır. Ölüm durdursada insanları zaman hoyratca esmeye devam edecektir. Her kötü bir olay gelecek olan güzel olayların habercisidir. Sevebilmeli insan hayatı… Anlayabilmeli değerini… Elimizden yıldız misali akan senelere inat bir sonraki yılın geleceğini düşünerek sevebilmeli hayatı… Her karanlığın aydınlığa, her aydınlığın karanlığa ulaşacağını bilerek sevebilmelidir insan hayatı… Ölüm bir yılan misali yanımıza kıvrandığında anlamamalı insan hayatın değerini… Nefes ve kalbin durduğu anda,azraille yüzleşince pişmanlık duymamalıyız. İş işten geçmeden bazı şeylerin farkına varalım. Derdini paylaşacak bir dost, bir arkadaş, bir sırdaş bulabilmeli insan… Sahip olduğumuz güzelliklerin,kaybettikten sonra değerini anlamamalıyız. Eğer herşeye rağmen hayatı sevemiyorsak, bulunduğumuz kıyıdan uzaklaşalım ve yeni yerler keşfedelim. Kıyısından ayrılmayan okyanustaki diğer adaları göremez. Göremediği için de hayatı sevmez. Şu adaletsiz dünyaya sevgisiz, merhemetsiz olarak ayak uydurmaya çalışmamalı insan… Tüm herşeye rağmen iyi niyetle bakmalıyız bir olaya.. Dikenli gülü fazla sevmemeli,koklayıp bırakmalyız… Yağmurun neşesine, karın saflığına, güneşin sıcaklığına, öfkesine, fırtınasına ortak olmalı doğanın! Yürümeye başlayan bir çocuğun neşesine,bir gencin düşlerine, yaşlı birinin geçmişlerine… Herşeye ortak olmalı insan! Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için;kaçırmamalı! Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç çaresiz kalmamışsan,dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan,neşesizdir kahkahaların; merhaba dememişsen,anlamsızdır elvedaların... Sevgisi büyük olmalı insanın! Herkese yetebilmeli. Ellerini kocaman açmalı hayata,herkesi kucaklayabilmeli; hayatı sevebilmek için… Ama kapasitesi yeterli omalı ki;bir teşekkür bir elvada için .. Sözün özü, lafın kısası; sevmeye önce hayatı severek başlamalı insan, zaten sonra gerisi gelecektir. Zamanın ninnisini dinlemeyelim ki uyumayalım!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © hülya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |