..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Söyleşi > Ahmet Müfit Kutlu




1 Mart 2009
Karakaş'ın Kahvesi (1)  
Ahmet Müfit Kutlu
Çocukluğumda taş plakta eski bir şarkı dinlerdim ; “ Nisan – Mayıs ayları ... Gevşer gönül yayları “ Güneşin sırtımızı zaman zaman şefkatli bir el gibi okşadığı ılık bir Nisan gününde bombardımana uğramış bir perişanlık içinde olan şehir parkında ne bir kır kahvesi ve ne de bir kuru kanepe kalmadığı için yine Karakaş’ın kahvehanesine sığınmaktan başka çare bulamadım.


:BJEG:
KARAKAŞ‘IN KAHVESİ

Çocukluğumda taş plakta eski bir şarkı dinlerdim ; “ Nisan – Mayıs ayları ... Gevşer gönül yayları “ Güneşin sırtımızı zaman zaman şefkatli bir el gibi okşadığı ılık bir Nisan gününde bombardımana uğramış bir perişanlık içinde olan şehir parkında ne bir kır kahvesi ve ne de bir kuru kanepe kalmadığı için yine Karakaş’ın kahvehanesine sığınmaktan başka çare bulamadım.
Sigara içme yasağının bulunmadığı kahvehanede sigara dumanlarının arkasında saklanan Recep’i görmek biraz zor oldu .
-     Selamünaleyküm !
-     Aleykümselam !
-     Karadeniz’de gemilerin mi battı Recep , nedir bu surat ?
-     Müftü Abi ,( bana Müfit yerine dili dönmez Müftü derdi ) bu memlekette gülünecek hal mi kaldı ? Televizyonları seyretsen yüreğin daralıyor , gazeteleri okusan gözlerin kararıyor. “Bizden” dediğimiz bir gazeteci Sudan’a gitmiş ; orada bisküvi dağıtılırken , ayakta durmakta zorlanan , fakir , aç ,sefil , zavallı bir zenci çocuk elini bizim gazeteciye doğru sevgiyle uzatmış fakat ( önceden uyarı yapıldığı için ) hastalık kaparım korkusuyla çocuğun elini tutamamış.” Sudan’dan Kızıldeniz’i uçakla aşıp komşu Suudilerin şehri Cidde’ye uçarken seyahat süresince hep o aç çocuğun hayaliyle boğuştum. “ diyor.
-     Evet , Recep kardeşim .. Sudan’da açlıktan kırılan binlerce müslüman varken gavuristana giden tankerleri sayıp komisyon alan Arap Şeyhlerinin saraylarında bir kuş sütü eksik . Hani ne diyordu o güzel Peygamber “ Komşusu açken , tok yatan .... “ Daha başka neler var gazetelerde ?
-     Neler yok ki ; Başbakan’ın gezisine katılan laik gazeteciler programdaki “umre “ Kabe’yi ziyaret “ programından da yararlanıp çok duygulanmışlar. Gazetelerinde çıkan haberlerde konuşmasına “besmele “ ile başlayan Tayyip Bey’i eleştiriyorlar.
-     Eleştirirler , eleştirirler .. Onların haklarıdır. Kış kışlığını , .uşt , .uştluğunu yaparmış. Ya ne deseydi ? “ Laik , demokratik bir dünyada azdıran ve şaşırtan şeytanın adıyla ! “ diyerek mi başlasaydı ?
-     Abi , adamın biri 83 yaşına gelmiş hala bir üniversite diploması almak için çalışıyormuş. Üç dersten takıntısı varmış . Sınavları verince “iktisat “ diploması alacakmış ; ne dersin ?
-     Eskiler ‘ kırkından sonra saz çalanı teneşir paklar ‘ demiş. Horoz ölür , gözü çöplükte kalırmış. Demirel bile saltanat tahtını unutamadı. Belki bu adam da “kar – zarar” hesabını yapmak için “ iktisat diploması “ öbür tarafta işime yarar ,diye düşünüyor olabilir. Bir zamanlar Gazi Osman Paşa mahallesinde yaşayan bastonlu mücahit Ali Osman Amca’yı hatırlar mısın ? Avukat yazıhanelerinin önünden geçerken merhuma takılmışlar : “ Ali Osman Amca , bak ! Kapı gibi diplomalarımız var . Biz onları almak için yıllarca uğraştık. “ deyince Ali Osman Amca bir arslan gibi kükremiş : “ Aldatmayın kendinizi ! O diplomalar sizi öteki tarafta kurtarmaz ; ‘ İlahi Şahadetname (diploma) ‘ almaya bakın ! “
-     Müftü Abi ! Herkesin işi bu tarafta ; öbür tarafı kaç kişi düşünüyor ki ?
-     Basma damarıma Recep ! İnsanı gam ,duvarı nem ,deveyi yük göçertirmiş. Şöyle bir kendimize gelelim. Seslen Karakaş’a bize şekerli iki kahve yapsın…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Muallim Bey [Şiir]
Muallim Bey [Şiir]
Hayat Üç Perdelik Tiyatro [Deneme]
Örümcek Yuvası [Deneme]


Ahmet Müfit Kutlu kimdir?

İnançlı ve samimi insanları seven , edebiyatı edep mektebi olarak kabul etmiş bir kimseyim. 70 Yıla yaklaşan ömrümde uzun yıllar askerlik. gazetecilik ve okullarımızda muallimlik yaptım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Müfit Kutlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.