Anlamak beğenmenin başlangıcıdır. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Terkedilmişlik değil bunun adı hem terkedilmişlik olur mu hiç bekleyişin adı? Belki ölümün insanlar üzerine serptiği o kahrolası yalnızlık. Bugün dışarı çıkmadım.Yo sigara almaya çıkmıştım.Aslında bir şey daha almak için evden ayrıldığımı hatırlıyorum ama şu an ne için olduğunu bir türlü aklıma getiremedim. Aslında bu da oldukça anlamsız. Kendi kendime verdiğim bir emri yerine getirdim demek daha doğru olur. Bu sıralar vücudum alkol ve nikotinden başka bir şey istemez oldu.Yemek yemek mi? Bilmiyorum bazen bir şeyler yediğim oluyor. Buna da bir görevi yerine getirmek diyelim olsun bitsin. Neredeyse bir aydır kimseyle oturup iki çift laf etmiyorum hem edebilecek kimsem de yok! Yok aslında gitarım var bir de Afrika Menekşesi -Sahibini severim hem de çok- Ya bu bekleyiş… Sanırım sigaram bitti. Yok bir tek daha kalmış onu da içmeli. Ya sonra… Sonra yine akşam oluyor ve kahrolası yalnızlık dost bulur kendine. Sanki canımı acıtmaktan zevk alırlar. Sanırım sigaram bitti.Evet bitmiş. Bakkala gitmeli. Gece geliyor.Katmış yalnızlığı yanına gece geliyor.Bir şeyler bulmalı beni avutacak.Biraz şarap ve bir kaç paket sigara… Belki bir eczaneye gitmeli ve çabuk uyutacak bir şeyler bulmalı! Afrika Menekşesi sahibini çok severim.O da beni sever.bilirim; ama kimi zaman bilmek yetmez insanoğluna. Aslında kimi zaman bana yettiği olur. Bilirim yanımdadır ya da beni düşünür; ama bu kahpe yalnızlığa söz anlatamam. Sanırım sigaramı düşürdüm; ama pek emin değilim.Aramalı mı? Yaktığımdan emin değilim dedim ya -Afrika Menekşesi!- Bakkal kapatmadan bir şeyler alıp kimselere gözükmeden eve dönmeli. Yalnızlık bulaşıcıdır. Olur ya yakmayalım kimsenin başını hem o da giderse o zaman ne ad vereceğim halime? Yalnızlık işte dahası var mı? Daha koyusu , daha çoğulu ya da daha tekili… ‘Yalnızlık…’ Ne berbat yalnızlıklar bile yetmiyor yalnızlığımı çoğaltmaya. Sigaram yine yok; ama yakmıştım. Evet, bu sefer eminim. Yok onu söndürdüm ya. Evet, galiba söndürdüm. Neyse yeni bir tane yakalım ve konuyu tatlıya bağlayalım.Bugün gece üçte uyandığım gün ve hala yeniden uyumaya çalıştığım.Odamın halini sormayın.Oldukça iyi, yani halime yakışıyor diyorum. Hem gelenim gidenim de yok ki… Böylesi daha iyi.Her taraf düzenli olsaydı onca düzenli eşya arasında çok sırıtırdım Aslında biri gelmişti ya nasıl gitti? Şu an hatırlamıyorum! Afrika Menekşesini severim.Aslında o da beni; ama biraz geveze bulurum onu. Bazen sahibi rüyama girer.Her seferinde yattığım yere kadar gelir ve ben uzandığım yerden yavaşça kalkıp elimi uzattığımda odamdan yavaş adımlarla ayrılıp beni de peşine katmak isterdi. Sanki alıp da götürecekti beni. Ben kalkıp onunla gitmek isterdim tam kalkıyorum, evet bu sefer peşinden gidip ona kavuşacağım derken uyanı verirdim. Aslında bir kez bu oyunu başardım. Tam odamdan çıktım onun peşinden mutfağa doğru gidiyorum ama kapıcı sağ olsun.Ya niye sağ olsun ki! Hem ben bir daha ne bileyim ne zaman yatağımdan kalkıp onun peşinden gidebilecektim. Ne gereği var sabahın köründe apartman yıkamanın?Artık uyuyamıyorum.Sonra Afrika Menekşesi de çok susar oldu sıkıldı mı ne benle konuşmaktan? Sahibini severim hem de bütün hücrelerim söyler bunu bana. Hissetmeyi bilen bütün hücrelerim! Sanki anlaşıp hep beraber kalbimde toplanmışlar. Sonra niye durup dururken böyle canımı acıtırlar hiç anlamam? Afrika Menekşesi!.. O gittiğinden beri gitarım suskun. Ben değil, o benim ona dokunmamı istemiyor. Kaç kez yanına gidip tellerine dokunmak istedim; ama sanırım yalnızlık ona da bulaştı. Olacak gibi değil hücrelerim yine bana acımıyor. Bir şeyler bulmalıyım. Biraz uyumalıyım.Hem onlar da uyumalı her an canımı acıtmaktan vazgeçmeliler artık. Afrika menekşesi!.. En son bilmem ne zaman gördüm sahibini o da rüyamda. Uyuya kaldığım koltuğun karşısındaki eşikte durup gülümsüyordu. Ne vardı ki gülümseyecek canım acıyor… diyorum canımı acıtıyorlar. Neden anlamaz ki bunu? Yoksa onunkini acıtmıyorlar mı? Kim demeyin kim olacak canım hücreler işte. —Kemal Bey… Kemal Bey! İşte yine o ses… Ben uyuyorum.Evet, uyuyorum. Müziği duymuş olacak. Açmalı mı? Neden, neden açmalı ki? Hem o değil miydi onun peşinden gitmeme engel olan? Sanırım gitti. Tabi, anladı hatasını. Afrika Menekşesi’ni severim, sahibini de. Belki son gelişinde beni öylesine bir başıma bırakmasaydı.Yok olmasaydı öyle… İnanırdım onun da Afrika Menekşesi’ni sevdiğini. Bir koku!..Sanırım duyularım benimle alay ediyor. Ne kokusu canım? Böyle kötü kokacak ne vardı ki evde? Sonra yiyecek tek bir şey yoktu etrafta. Sabah yediğim. Yok öğlen… Aslında zamanını tam çözemedim. Ne olurdu yok olmasaydı öylece? Günlerdir odamdan çıkmıyorum.Aslında bir şey için çıkmıştım ama o kadar işte.Üstelemeyin onu düşünecek halde değilim. Yine o koku. Hem ne böyle kokabilirdi ki? Canım yine çok acıyor. Güneş doğuyor, nihayet güneş doğuyor. Sigara, bir sigara daha yakmalıyım. Belki şu koku silinir kafamdan. Afrika Menekşesi artık güzel kokmuyor mu yoksa? Nedense odamdan çok koridorda duyuyorum bu kokuyu. O da bakkala diye odamdan çıktığımda. Dışardan mı geliyor yoksa benden mi? Yok canım hatırladığım kadarıyla daha geçen gün banyo yaptım. Yo aslında gitmiyorum nedendir banyoya bilmiyorum ne zaman banyo yaptığımı. Ama benden gelmiyor bu aptal koku. Hem canımı çok sıkmaya başladı bu iş. İyice sinirlerim bozuldu. -- Kemal Bey!.. Kemal Bey!.. Yine o aptal ses! Tanrım! Delirtecek bu ses beni. Yeter adam sus, sus artık. Bu koku, sonra Afrika Menekşesi yoksa artık güzel kokmuyor mu? --Kemal Bey!.. Sus be adam, sus. Açmayacağım işte. Hep senin yüzünden gidemedim onun peşinden. Dışarıdaki sesler çoğaldı mı ne? Yok bu pis herifin sesi kulaklarımda çınlıyor. Hayır hayır başka sesler de var arada. Evet, bir kadın sesi bu.Alttaki kocakarı olsa gerek. Kapıcıyla birleşip insanları rahatsız etmeye bayılırlar. Onlarda kokudan bahsediyorlar. Ya ben ne bileyim nerden geliyor? Hem benim evimde kokacak ne var ki? Gidin başka yerlere bakın. Evde bir ben varım bir de Afrika Menekşesi -Sahibini çok özledim- Yine hücrelerim… Bir de bu koku olmasa… Dışardan geliyor herhalde. İçerdeki odaların birisinde açık kalan bir pencereden girmiş olacak; ama her taraf kapalı olsa gerek. Öyle havasız ki odam boğulacak gibiyim. Artık sadece sigara dumanını ve bu pis kokuyu çekiyorum içime. Afrika Menekşesi -Sahibini çok severim- Biraz sonra kapı önündeki sesler artıyor ve sanki her seferinde biraz daha katlanıyor.Katlandıkça kafamda milyonlarla çarpılıp beynime iletiliyor.Delirecek gibiyim.Bu koku olmasa belki, belki… Bilmiyorum işte. Yeter artık, bırakıp yakamı gitsinler kapımın önünden. Hem ben neden kapımı açmak zorunda oluyorum ki? Sesler katlandıkça katlanıyor. Sonra kapımı art arda çalmaya başlıyorlar. Açmayacağım işte. Zaten açacak halde miyim değil miyim onu da bilmiyorum. Uzun süredir öylesine yığılmış odama kalmışım. Bilmiyorum. Sesler artıyor. Nerdeyse kapıyı kıracaklar. Sesler kalabalıklaşıyor. Bütün apartman sanki kapımda ‘Aç Kemal Bey Yoksa Kıracağız.’ Diyorlar. Seslenmek istiyorum. Bırakın yakamı demek istiyorum; ama sesim çıkmıyor. Sanki bağırmaktan tüm ses tellerimi yitirmişim. Birden kapıma yükleniyorlar.Birinci deneme : kapıyı kıracaklar… Evet, kapıyı kırmak üzereler. Kalkıp engel olmak istiyorum. Dedim ya gücüm yok. Sonra Afrika Menekşesi!.. Sonunda başardılar. Hep Birlikte büyük bir curcunayla daldılar odama. Bu koku, herkes kokudan bahsediyor. Evet, duyularım benimle alay etmiyorlarmış. İçlerinden bir kaçı koşup tepeme dikiliyor. --Kemal Bey!.. Kemal Bey!.. Ben onlara kafamı kaldırıp bağırmak, defolun demek istiyorum. Ama yalnızlığım işte… Ya onlara da bulaşırsa… Ya beni koyup giderse … Daha kötü bir yalnızlık alırsa beni diye ürküyorum. İçeri girenler kokunun peşine takılıyorlar. Sonra, sonra çığlıklar… Niye, niye bilmiyorum. Bilmiyorum dedim ya! Afrika Menekşesi sahibini çok özledim hem de çok. ‘Onu bulduk.’ dediler arka odalardan birinde. Bilmiyorum, bilmiyorum işte kimi buldukların da! Afrika Menekşesi sahibini çok özledim! ‘Polisi arayın!’ diyordu koca karı --Polisi arayın! Bir o eksikti. Seni koca karı!.. Siz yetmediniz bir de polis çağırın. --Bulduk ölmüş! Kim ölmüş, ne diyorsun be kadın? Ne saçmalıyorsun? Kimse yok ki… Ben sadece yorgunum ve ilaçlardan kafamı kaldıramıyorum. Evet, gözümü de açamıyorum; ama bu ölmüş olduğum anlamına gelmez ki. Hem ben arka odada değilim. Girişteki odadayım. Siz delirmişsiniz. --Koku buradan geliyormuş. --Ceset çürümüş. --Bir haftadan fazladır burada böylece kalmış. --Pislik herif kim bilir ne yaptı kadına. Ya siz delirmişsiniz. Neler söylüyorsunuz . Bir rüya, bir rüya olsa gerek bütün bunlar. Uyandığımda yok olacak hepsi. Sonra tekrar o içimi acıtan sessizlik. Evet şimdi , şimdi uyanırsam… Afrika Menekşesi!... Yo olamaz O değildi gelen. O değildi Ne zamandır görmüyorum onu. En son rüyama girip beni peşinden içeriye götürmeye çalıştı. Ama o kadar işte.Altı üstü bir rüya … Afrika Menekşesi !.. Sahibini öyle özledim ki Gelmedi işte o değildir dedim ya. Biri geldi ama o değildi.O değildi Zaten nereye kaybolduğunu da görmedim gelenin. Can ERDEM
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © can erdem, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |