Karıncanın biri, dertli olduğu halinden belli bir şekilde ormanda geziniyormuş. O sırada karnı acıkan bir eşek arısı topluluğu aşağıda bir başına gezen karıncayı farketmişler. Reisleri karıncayı ürkütmeden yaklaşmayı önermiş, fakat bir bakmışlar ki, karınca çok içten ağlıyor ve çok üzülüyor.

Bunun üzerine meraklanmışlar ve saldırmaktan vazgeçip meselenin aslını öğrenmek istemişler. Eşek arılarının Reisi ise:

-Hep beraber gitmeyelim çünkü ne kadar da olsa düşman türleriz, ben meselenin aslını tek başıma giderek öğreneyim, demiş.

Bunun Üzerine Eşek arısı karıncaya usulca yaklaşıp, yapabildiği en tatlı vızıldama ile:

-Karınca Kardeş, sakın korkup kaçma sana sldırmayacağım. Çünkü Sana saldırmayı düşünüyorken, senin çok dertli olduğunu ve içten ağladığını gördük, açıkçası bir karıncanın tek başına gezmesi de alışılmış bir şey değildir. meraklandık. Lütfen anlatır mısın bize meslenin aslını

Karınca ise ilk başta ürkse de, Arının samimiyeti karşısında ona inanır ve şöyle der:

-Kolonimden dışlandım, beni cezalandırdılar ve aralarına almıyorlar, aralarına dönecek olursam muhakkak ölüm bekliyor beni, ama diğer yandan da, bir karınca doğası gereği tek başına yaşayamaz, o yüzden ne yapacağımı bilmiyorum, diye cevap verir.

Eşek arısı bu durum karşısında karıncanın yerine kendisini koyar ve yüreği burkulur, diğer yandan da aklına harika bir fikir gelmiştir. Bunun Üzerine Karıncaya şöyle der:

-Karınca Kardeş sakın Ayrılma buradan, sana bir teklifim olacak ama önce kolonime danışmalıyım, der ve uçar.

sonra arkadaşlarının yanına döner ve onlara karıncanın durumu hakkında bilgi verdikten sonra aklına müthiş bir fikir geldiğini söyler ve anlatmaya başlar:

- Bakın sevgili Arkadaşlar, asırlardır karıncalarla düşmanız ve onların yuvalarına bir türlü giremiyoruz. yuvaları aynı kale gibi, fakat bu karınca bize yardımcı olabilir, çünkü onların en zayıf noktalarını şüphesiz ki biliyordur. Bu sebeple ona kolonomizde yer açmayı hatta bizim reisliğimizi önereceğim, ne dersiniz?

Arılar İlk başta benimsemese de, bu fikiri çarpıcı bulup anlaştılar ve bu sefer hep beraber karıncanın yanına vardılar ve Arıların Reisi karıncaya tekliflerini sundu:

-Karınca Kardeş Eğer bizim başımıza geçip kralımız olursan, bizi yönetirsen, karıncaların zayıf olduğu noktaları da bildiğin için onları rahatlıkla yok ederiz ve sen de hem bir koloniye kavuşup yanlız yaşamazsın, hem önemli bir kişi olursun, hem de intikamını koloninden almış alırsın.

Bunun üzerine Karınca kısa bir müddet düşünüp şöyle cevaplar hadiseyi:

-çok teşekkür ederim Arı Kardeş, Şu anda güçlü bir düşmanınız var ve bana ihtiyaç duyuyorsunuz. fakat düşmanınızı ortadan kaldırdığınız zaman bana bir ihtiyacınız kalmıyacak ve ben ne yaparsanız yapın isterseniz kralınız yapın, sadece bir karıncayım.
en önemlisi karıncalara kral olmuş bir arı ancak karıncaların yemeği olabilir. arılara kral olacak karıncanın da bir farkı yoktur bence. elbette bu durumda da hiç parlak değil halim fakat en azından karıncalarla kavgalı olsam da, karıncalığa ihanet etmeyeceğim.

Bunun üzerine Arı der ki:

-Ama bu durumda öleceksin, biz saldırmasak tek başına olduğun için başka varlıklar saldıracak, bizim yanımızda yaşama şansın var.

Karınca ise olayı şöyle noktalar:

-evet sizinle olursam yaşarım, en azından bir müddet daha yaşarım, fakat bu krallık verseniz bile size köle bir yaşam olur. Burada Kalırsam Ölürüm fakat bu köle olmadan ve ihanet etmeden onurlu bir ölüm olur.
Arı Kardeş, ''Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır.'' Herkes yaşar, ama hiç kimse gerçekten yaşadım diyemez. ben yaşamamak adına yaşamayı seçmektense, şu kısacık kalan anımı yaşam kılmak için ölümü seçiyorum, der

Bunun üzerine doğanın kanunu gereği Arılara yem olur fakat bir karınca olarak....