..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Mahmut Demir




24 Kasım 2008
Ayrılık Sonrası  
Modern Aşk Acısı

Mahmut Demir


Ansızın gelen sen, elimi ayağıma dolaştıran güzelliğinle ve kalbimi durduracak "Hala" varlığınla, bana bir armağansın. Bu yazıda keşke yok. O olmayacak onu anladım. Sen anı yaşamayı seçtin, ben daha çok yaşamak istedim galiba, sen anı yaşamaktan bıktın, ben senden bıkmadım hala. Sen bana mayısta geldin, ben sana haziranda aşık oldum, sen bana erken geldin, ben sana geç kaldım.


:BCEC:
Vazgeçmek mi, vazgeçebilmek mi, vazgeçirilmek mi. Senden vazgeçmek mümkün mü, yoksa zaman herşeye çare mi. Seni seviyorum derken aşk yalandı da hoşumuza mı gitmişti. Kendimi kandırabilsem ah bir. Yada seviyorum derken neye binaen sevdim bir bilebilsem. Ah unutmak o anda kolay olacak bir o kadar. Başladım yine başım duman galiba. Unutursam unuturuma döktüm işi artık. Zor zamanları geride bıraktım diyemem de her deyişimde azıtıveriyor birden özlem. Özlediğim yok beni özlemiyor diye avutuyorum kendimi el verdiğince işte. Yazmasam çatlarım anlarından biri geldi ki kalem kağıttan, monitör klavyeden uzak durasım varken uzun zamandır. Yine de yüzümde garip bir tebessüm var hani ağlamakla gülmek arasında. Olsun tebessüm tebessümdür. Şimdi bir dağ kenarında olacaktım da gece filan dinlemez çıkar seni seviyorum diye sesim kısılana kadar bağırırdım. Ne yapayım böyle de hissetmiyor değilim. Kuduruyor içimde bir yan sen sen diye hala. Elde mi değil, elimde olsa şimdiye kadar olurdu susturmak herhalde. Geçenlerde başımdan bir absürt olay daha geçti anlatmayacağım ama konuyu şöyle bağlayayım, bir saflık var bende. Temizlik manasında diyemem ama bir saflık ayanbeyan. Belki o yüzden unutmak elimde değil belkide sebep kavuşamamak. Tam bir kararsız kazım durumu söz konusu herzaman ki gibi. Niye yazıyorum neden zamanını alıyorum diye sorma. Seni sana emanet ettim ben. Sen bana aldırma. İçimde ne varsa saklayamayacak kadar açıktım sana, az çok anlarsın beni. Sana ne kadar kızsam da seni anlıyorum galiba. Aklıma geldikçe umarım iyidir diye temenni ediyorum. Bayramda biraz kızdım sana. Ara dedim aramadın, mesaj attım gitmedi, aradım telefonun kapalıydı çıldırdım. Çok özlemiştim sesini. Geçmiş gün işte, seni özlediğim günleri çuvala doldursam bir kamyon moloz çıkardı herhalde evden. Geçmiş günya geçiyor. Artık çok fazla rahatsız etmem seni. Biryerden sonra sende bıkmışındır artık. Bıkkınlık bana uğramıyor tek.
Oysa diye başlayan cümleler vardır ya. Oysa;
Senin elini tutmak vardı şimdi. Gözlerinin içine bakmak. Bakınca yüzüm kızarsın utangaç bir tavırla bakayım gözlerinin içine isterdim. Gözlerin gözlerime değdiğinde yüreğimi açayım bakışlarına, içimi ısıtsın gözlerin isterdim. Kalbim çarpsın, daha fazla çarpsın, sanki zaman durmuş hissedeyim o anda. Sonra yüzünde bir gülümseme olsun, rahatlayayım. Sana en güzel sözcüklerle dilimin döndüğünce söyleyebileceğim en güzel sözcüklerle kurulmuş cümleler kurmak. Seni anlatan, abartılı değil yüreğimden geçen yüreğine dokunacak, yüreğini bana açacak sözcükler. Hissetmesem, dünyalar güzelim dermiydim, körpe kuzucum dermiydim içindeki çocuğu görmesem, keten helvam dermiydim seni dudaklarımın dokunuşundan dahi kıskanmasam, aşkım dermiydim içimdeki sen istesemde kaybolmadıysa. Oysa; sana hiç bilmediğim yapmadığım bir yemeği, tarifine uygun şekilde, gidip malzemelerini ellerimle alıp yapmaya çalışmak ve ellerimle yedirmek isterdim. Yemek güzel çıkmazsa da yumurta kırar yedirirdim ellerimle. Sen yerken ben senin gözlerine dalmak isterdim. Sonra seninle zaman geçirmek. Başını omzuma yaslamak, ellerini tutmak, saçını okşamak, parmağımı yanağında, boynunda, omzunda dolaştırmak, kulağına masallar fısıldamak, seni seviyorum demek bıkana kadar ve seni uyutmak omzumda. Ve beklemek, ve uyuyuşunu seyretmek, nefes alıp verişini dinlemek, sabit kalmaktan kramp girsede uyandırmamak için kımıldamamak ve sen uyanınca sana sarılmak, yanındayım demek, yanağına öpücük kondurmak, kollarımın arasında kalman.Bazen 48 saat uykusuz kalıyorum da yatağa başımı koyuyorum aklıma sen geliyorsun, birden uykuya dalıyorum ve bir saat geçmiyor uyanıyorum ansızın rüyamda sen. Telefona sarılıyorum sanki aramışında ben duymuşum gibi oluyor, telefonu bulup çıkarıyorum bakıyorum ne arayan ne soran var. O an çok zor geliyor bana. Seni saatlerce düşünmekten daha zor. Çalışırken aklımı başka şeylerle meşgul edip seni unutmak kolay ki o yorgunlukla hemen uykuya dalıp seni hatırlamamak da kolay olması gerek fakat ruhuma işlettiğim sen o yorgunluğa meydan okuyuşum olarak dönüyorsun bana. O an arasam seni, canım hadi yatıp uyuyalım desen neler vermem ki öyle bir an için. Olsun varsın, seni sana emanet ettim nasılsa, ben yokluğunda varlığının hayaline de varım. Oysa diyordum değil mi. Oysalar bitmez ki. Oysalar derine indikçe artar, arttıkça ise azalır yoğunlaşır yine derine atılır değilmi, bir of çekersin nefesinle yüreğine gömersin. Varsın o da gömülü kalsın, yeterki içimde olduğu yerde mutlu mesut kalsın.
Oysayı geçtik, bazı bazı diyeyim şimdide. Bazı bazı ile ansızın birleşsin. Senin bana gelişlerin gibi. Özlediğim anların gibi. Ansızın kollarımda oluşun gibi. Bana dokunuşun beni kollarına alışın, öpüşlerin gibi. Seni parmaklarımdan kıskanan, sanki zarar görecekmişsin gibi sana dokunuşlarım gibi. Dudaklarını en güzel anımıza saklayışım gibi. Boynundan küçük küçük öpüşlerim gibi. Kulağına hissettiklerimi kalbimin atışları sebebiyle titreyerek çıkan fısıldayışlarım gibi. Tenine açlığımdan çok ruhuna dokunabilmeye açlığım gibi. Seni senden istemek gibi. Seninle senin için, seni yüreğimde hissettiğim için, senin için sevişmek gibi. Güzelliğini bana gösterdiğin kadarıyla farkettim belkide, yada daha da güzelsin de o kadarını bana gösterdin, öldürmedin süründürüyorsun beni. Ansızın gelen sen, elimi ayağıma dolaştıran güzelliğinle ve kalbimi durduracak "Hala" varlığınla, bana bir armağansın. Bu yazıda keşke yok. O olmayacak onu anladım. Sen anı yaşamayı seçtin, ben daha çok yaşamak istedim galiba, sen anı yaşamaktan bıktın, ben senden bıkmadım hala. Sen bana mayısta geldin, ben sana haziranda aşık oldum, sen bana erken geldin, ben sana geç kaldım. Bir telefonun çalışında hala içimde aynı heyecan, yalanlardan soyutlamaya çabaladığım hayatımda yine de tek gerçek sensin. Hep gerçek kal, yüreğimde kal. Pencerem açık yatışım gibi, sabah uyandığımda güneş değiyorsa yüzüme, ve ben üşüsemde her gece, sabah uyandığımda değiyorsa o güneş tenime, üşüsemde her gece, güneş değince tenime sen geliyorsun aklıma. Güneşimsinya benim, geçen yıllar boyunca ısıttığın anlar o sabah değen güneş kadar da olsa sonbaharda, keşke diyemem, bu kadarı da çok güzel hala, belkide sen güneşten de ötesin, bana gösterdiğin yanınla beni öldürmek istemedin, sadece süründürdün sevdiceğim. Karmaşık oldu ama anlatmak istediğimi anladın sen. Eskiler kadar güzel yazamıyorum farkındasındır, ama hissettiğim neyse süslemeden osun işte. Hala özlüyorum ve biliyorum sus, senin suçun değil. Çünkü sen hiçbirşey yapmadın, ben öylesine sana yandım, vuruldum.

Umarım iyisindir, kendine iyi bak olur mu. Üşütüp hasta filan olma, malum havalar soğuk. Bende iş güç devam. Senin yokluğunun haricinde hayat fena değil. Niye anlatıyorum bilmem değil biliyorum. Başkasından duymana gerek kalmaz.

Hem gelin hem güvey oldum sanki. Okuyup okumayacağını dahi bilmiyorum yada benim aklına gelip gelmediğimi dahi. Telefonla mesaj atmak gafletine düşmessem seni arıyamıyorum zaten. Bir müddet daha katlan, belkide az kaldı. Kötü bir söz etme, kalbimi kırma. Senden öncede aşık oldum ama bu başka. Herşeyin bir ilki olur işte. Bir başı bir sonu ve izi. Ben sana kıyamam bilirsin, alo desen canım derim, ve katlandığın için sağol.

Kendine iyi bak, görüşmek dileğiyle.

Sevgilerimle,

Yine senin delin.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşka Uyanmak
Sol Yanın Acıyor Mu Senin de Anne
Yıldızlar da Üşürdü, Farkettik Biz...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gidiyorum
Evlilik Teklifi
Yaşama Dair

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Felsefi Açılımlarım, Yalnız Başlıklar... [Bilimsel]


Mahmut Demir kimdir?

İstanbul sende kaldım, oysa çok yer dolaştım, hayata atılmaya, yine kollarında karar kıldım.

Etkilendiği Yazarlar:
Kant gibi körüm ben.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mahmut Demir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.