Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon |
|
||||||||||
|
Köprüleri atıp gittiğin günden beri sevgi kelimesi dilime o kadar yaban ve yavan kaldı ki sevdiğim. Artık o muhteşem güzel kelimeyi dilime dahi alamıyorum. Ara sıra hayal meyal kalbimden geçiriyorum. Mutsuzluktan mutsuzluğa sevgisizlikten sevgisizliğe savrulup duruyor ömrüm. Mutsuzu kim nasıl mutlu edebilir ki. Sevgisize kim sevgi ekebilir ki. Kim sevgi seninde hakkın sevmek sevilmek seninde en doğal hakkın diyebilir ki artık. Sevse ne olur ki, sevilmedikten sonra. Zamanla mutlu olurum diye düşünüp durup kendimi avutuyorum. Yüreğimi ateşe atıp gittiğin günden beri avare dolanıp duruyorum gök kubbe altında. Öyle büyük öyle derin ve saf bir söze inanmıştım. Tüm beynimle tüm yüreğimle senin için işte bu insan bu ay yüzlü gül bakışlı insan bana bir ömür yetecek hiç bitmeyecek bir sevda verir dediğim. Şimdi ne haldeyim ah bir bilsen. Ömür bitmeden biten sevginin hüznü içindeyim. Şimdi o sevgi denizinde bir sabun gibi eriyip duruyorum artık. Gidişi olup da dönüşü olmayan yola çıktığın günden beri her dostun dos doğru dost olmadığına inandım artık. Gözlerimde kulaklarımda yüreğimde o unutulmaz sözünü taşıdım. İnsanız elbette kusurlarımız kabahatlerimiz olur elbette. Kırılırdım burkulurdum incinirdim ama yine de küsmezdim küsemezdim sana. Akrepten yılandan çıyandan daha zehirli yalanını duyduğum günden beri gerçek bir mutluluk için emek sarf etmediğimi anladım. Anladım ki bu bir kusur değildi. Affedilmesi mümkün olmayan büyük bir günahtı benim nazarımda. Hayat adamı gönül insanı olmayı isterken hayata gönüllere gönlüme gönlüne küstüm. Aşkın koca bir yalan olduğuna inandım. Hayatın getirdiği dertlere kederlere kimine gülüp geçtim, kimini içime atıp sustum. Bir yudum bir nefeslik insanız. Aldırma hoş gör gitsin. Unut acıların bitsin dedim. Yine de hoş gördüm ama bitiremedim hala seni. Yüzümün kanlara boyandığı günlerde dahi karanlığa sessizce seni fısıldadım. İhanet kimi mutlu etti ki seni mutlu etsin ey sevdiğim. Çoğu kez artık şeytan görsün yüzünü diyorum kendime. Gel gör ki heyhat. Heyhat ki ne heyhat. Yine acıyan sızlayan benim yüreğim oluyor. Yalan üzerine kurulan yıkılmaya mahkum hayatlar gibi bizimde sevgi hayatımız yıkıldı şimdi. Her gün sana sımsıcak sevgiler getirmeyi hayal ederken şimdi seni ne zaman anımsasam derin bir acı kaplıyor yüzümü. Anladım ki mutluluğun mutluluğu oluyor. Acının mutluluğu olmuyor sevdiğim. Nasihatçı bir vezir olan aklım her gün unutmamı bıkmadan usanmadan hatırlatıyor. Bitmeyen kavgalarla dolu beynim ve gönlüm ne aklıma kulak asıyor nede başka bir çareye dönüp bakıyor. Gönlüm hep şunu diyor, benim azığım ne akıldır ne fikir ne de başka bişey. Benim azığım aşktır aşk diyor bana. Yana yakıla aşkı arıyor yeniden. Ebedi sırra erip o sır içinde yok olmak o sır içinde huzuru bulmak istiyor. Her günümde düşündüğüm olmazsa olmaz dediğim, sevgi yok artık. Yerinde büyük bir hüzün var. Ne zamana nereye kadar böyle sürer bir hayat bu acılar bilemiyorum. Bir bilinmezliğin içinde içimde ölmeyen bir sevgi taşıyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |