..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Ahmet Öztürk




7 Kasım 2008
Sevgilime Mektuplar 22. Mektup  
Ahmet Öztürk
yaşanmış günlerim


:BBJD:
22. Mektup

Senden bana kalan en fena söz hatırıma geldikçe, gönlümde bir gönül dağı yıkılır. Hayatım boyunca hatırlayacağım utanç verici biz söz kulaklarımda bir şamar sesi gibi yankılanır durur. O söz gelince aklıma aşkta can gibi gırtlağımdan çıkmak için gelir dayanır boğazıma.
Bazen bir sözün aklıma gelir mutsuz olurum, bazen de kendi kendimi mutsuz ediyorum. Yeni yeni hüzünler icat ediyorum sanki kendime. Keşke herhangi bir kişi olsaydım. Kendine umutsuzluk icat edip kendini karanlıklara atmayan birisi. Sıradan öylesine ama umutlu mutlu bir insan olmak için neleri vermezdim ki. Umutların günlerine güneşler doğmuş baharlar gelmiş bir varlık olarak mesut olarak yaşamak ne güzeldir.
Bazen adını dahi anmaktan sıkılır utanır oldum. Seni anmak bir büyük ihaneti anmaktı. Bir ölümü yeniden hatırlayıp yeniden derinden üzülmek oluyor. Peki neden di bu ihanet. Bitmez dediğin şey nasıl niçin bitmişti. Neden söylemedin ki. Gönlüme ferah verecek birkaç cümle söylemek bu kadar ağır mı geldi sana. O sır sana kaldı artık. Belki de bilmesem de bana bahşedilen güzel bir armağan o sır.
Kaç gece acın özlemin sel olup gözlerimden aktı. Düşündükçe ağladım, ağladıkça acılar içinde çırpındım. Elim kolum bağlı zavallı bir akılla gönlümdeki dertlere dermanlar aradım. Düşünce dünyasında gezmedik gitmedik yerler bırakmadım. Bir umuda varmak için elemleri kaşık kaşık yedim. Yudum yudum özlemi bitirmeye çalıştım. Kainat karardıkça karardı. Simsiyah günler yaşadıkça yaşadım.
Hayat her insan için aynı hayat mı ki? Yoksa bir ben miyim böyle zavallı gibi yaşayan. Fakir umutlarla yüzü gülmeyen. Bir de diğer varlıkları acılarını dinlemek lazım. Kaç varlık var ki geçmişteki onca güzellikleri acılara dönüşsün. Oysa ben geçmişteki onca güzelliği bir gün acı olsun diye biriktirmişim. O geçmişi ne zaman ansam acılarım yeniden tazelenir durur.
Su gibi akıp giden bir nefeslik dünyada doya doya sevmek için can atıp dururken, sonu gelmeyen hasretlere düşmekte varmış ömürde. Aşk denilen varlığın güzelliğine kapılıp yaşamak yok artık benim için. Belki aşk diye baktığımız o duygu basit bir duygu bir hismiş meğer. Ya da aşk kor ateşler içinde yanmak, eriyip çelik bir zırhla yeniden ayağa kalkmakmış. Belki de büyük acılara boyun eğmemektir. Kim bilir belki de aşk, insana bir ömür boyu yeten abıhayat suyudur.
Belkiler, bilmiyorumlar, acabalar ve daha nice aciz kelimeler beynimde ardı ardına sıralanıp duruyor hep.
Şimdi ahlarda çeksem susup hiçbir şeye karışmasam da giden gitmiş artık. Değişen sadece ben varım. Her gün kötüye giden ışık nedir bilmeyen bir gönülle ben. Geriye ne kaldı ki bende. Uçsuz bucaksız çok büyük bir acılar deryası kaldı.
Ve bir ömür değişmeyecek büyük bir ibret kaldı. İnsanın güzel insanları unutması, elbette en zoru. Kolay kolay unutulmuyor güzellikler. Eğer ki insan ekmeğini nankörlük sofrasında paylaşmamışsa unutulmuyor güzel insanlar. Ama sözler çabuk unutuluyor. Hele hele güzel sözler hiç acımadan mazi denilen bir mezarlığa bir daha çıkmasın söylenmesin diye gömülüyor işte. Acılar ise daha da büyüsün diye hiç unutulmuyor hep besleniyor. Bazen acı çekmekte mutluluk veriyor insana. Nasıl ki gün geliyor mutluluklar acı veriyorsa insana, gün oluyor acıda mutluluk veriyor insana. Sanki birbirine bağlı yaşayan, zıt ama iki vefalı dost gibi. İnsan ömründe bir parçada acı olmalı. Ama hep acı hep acı olmamalı. Hayat hem çok güzel bazen de çok acımasız bir öğretmen. Sende dinle hayatı. Elbet sana da güzellikleri acıları gösterir bir gün.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgilime Mektuplar - 1. Mektup
Sevgilime Mektuplar 19. Mektup
Sevgilime Mektuplar 23. Mektup
Sevgilime Mektuplar 18. Mektup
Mutluluk
Sevgilime Mektuplar 20. Mektup
Sevgilime Mektuplar 21. Mektup
Sevgilime Mektuplar 9. Mektup
Sevgilime Mektuplar 10. Mektup
Sevgilime Mektuplar 12. Mektup

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çanakkale Destanı Ne Demekti?
Haramın Hayalini Kurmadan Yaşamak

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ağlama Çocuk [Şiir]
Kara Bulutlar [Şiir]
Bir Boğaz Destanı [Şiir]
Ne Güzel Şey Seni Sevmek [Şiir]
Sensiz Ankara [Şiir]
İstemezdim [Şiir]
Olmadığın Yerde [Şiir]
Gitti [Şiir]
Gurbet [Şiir]
Miras [Şiir]


Ahmet Öztürk kimdir?

hayat güzel. Yeter ki niyetin mutlu olmak olsun. Hele hele edebiyatla hayat bambaşka güzel. Yeter ki, güzelliği ararken, düşünürken, emek harcarken, yorulduğunda tatlı bir tebessüm olsun dudaklarında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
şimdilik yok


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.