Biliyor musun, bazen onu o kadar çok özlüyorum ki! Onun yokluğu ne değiştirdi hayatımda, onla yaşayıp görmek isterdim. Belki her şey çok daha farklı olacaktı, belki değil, hiçbir şeyin aynı olmayacağı kesindi. Ama daha iyi bir yaşantım mı olurdu, yoksa kötü mü işte onu bilmiyorum. Kader derler ya, kaderde ne varsa onu yaşarsın derler ya, ona bazen inanıyorum ama bazen de insanların hüzünlerini bununla ört pas ettiklerini düşünüyorum. Kaderini kendin seçersin derler, ben istemedim ki babasız bir yaşam sürmeyi, ben istemedim ki küçük yaştan beri baba kelimesinin gerçek anlamını bilmemeyi. Kimsenin hayatı dört dörtlük olamaz tabi ama biliyor musun onun eksikliğini her an yaşıyorum. Hayatın her yerinde babasız olmak çıkıveriyor karşıma. Gece geç saatte dönerken, beni duraktan alacak birinin yokluğu, paraya ihtiyacım olduğunda, küçüklüğümde yaptığım gibi şımarıklık yaparak para isteyemediğim birinin yokluğu (para kesinlikle en son planda), baban ne iş yapıyor dediklerinde, övünerek cevaplayabileceğim birinin yokluğu, eve geç döndüğümde bana “neden geç kaldın?” diye kızacak birinin eksikliği, evde her akşam normal ailelerde olduğu gibi yemek pişirme heyecanının eksikliği, bir sevgilim olduğu zaman onla her saat, istediğim her an rahatça görüşebilmenin verdiği rahatsızlık. Ama en çok neyi özledim biliyor musun baba? Ben günlük yaşamımda yaptığım ve geleceğime dair yaptığım bütün güzel şeylerde, senin “aferin kızım, kimin kızı” diyerek beni pohpohlamanı özledim. Ben şimdi ne yaparsam yapayım, ne beni senin kadar yükselten ne de sözleriyle destekleyen biri var! Ama ben biliyorum ki, sen benimle uzaktayken, birbirimizi göremezken bile övünüyorsun. Senin hep başarılı kızın olarak kalacağım, böyle olmayı sen öğrettin bana, inan burada olmamana rağmen, BANA SENDEN ÇOK ŞEY KALDI!!!