Yalnızlığın acısı çöktü gene üzerime, gene yalnızlığı oynuyorum hem de başrolde. Oysa doğum günüm bugün benim ama O gelmedi. Onun için o kadar çok hazırlandım ki oysa... Onu nasıl karşılarım, gelince heyecanlanmadan nasıl dururum diye beklerken, sanki birden hançerle girdi beynime, "gelmeyecek" dedim, içime doğmuştu sanki. Gelmeyecek, gelmeyecek... Düşünürken bunu gözlerim yaşlarla doldu. onun için hazırladığım masaya yalnız oturdum sabaha kadar, onla ne yapacağımı planladığım şeylerin hepsini kendim yaptım. Öyle umutlarla bekledim ki onu, o kadar istedim ki gelmesini, gelmedi... Her zamanki gibi yarım bıraktı beni. Kalbim çok kırıldı, canım yanıyor, içimde büyüttüğüm saf aşkım, o böyle yaptıkça işkenceye dönüşüyor. Karşılıksız aşkımı hayatımda bir dertmiş, acıymış gibi yaşamaktan kaçınırken, büyük bir kasırgaya çevirdi hayatımı. Oysa bugün benim doğum günümdü, onla beraber geçirecektim. Diğer doğum günlerimde hatırlayacağım en mutlu doğum yılım olacaktı, en acısı oldu...
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.