Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Ben insanların birbirlerine dürüstçe selam verdikleri bir kültürden geliyorum. Büyüdüğüm şehir ufak bir şehirdi, herkes birbirini tanırdı ve herkes dosttu. Sokakta yürürken gece kaç olursa olsun bilirdik ki güvendeydik. Babam bana hayatı öğretir. Nasihat ederdi. Birine selam verdiğinde ilk önce gülümseyeceksin, gülümsemenle selam vereceksin önce, birinin elini sıktığında parmak uçlarınla değil, kuvvetle sıkacaksın, güven vereceksin elini sıktığın kişiye. Dürüst olacaksın. Bir dediği bir dediğini tutmayan insanlardan olmayacaksın, kendine güveneceksin ve insanlarında sana güvenmelerini sağlayacaksın. Birini sevdiğinde tüm benliğinle büyük bir aşkla seveceksin, engel tanımayacaksın sevdiğin için, âşık olduğun zaman gözü kara âşıklardan olacaksın. Mazur göreceksin ufak tefek hataları ki oda senin hatalarını mazur görebilinsin. Hata ile suçu birbirinden ayırt edebilmeyi bileceksin. Maddiyat için, para için kimseye boyun eğmeyeceksin. Özgürlüğünden ve inandığın, savunduğun fikirlerinden ödün vermeyeceksin hiçbir şey için. Her şeyden önce kendine olan saygını kaybetmeyeceksin. Kimseye saygısızlık etmeyecek ve kimsenin sana saygısızlık etmesine izin vermeyeceksin. Hayata sımsıkı tutunacaksın. Hayata karşı inatçı olacaksın. Elbette ki hayat yoracak seni. Gün gelecek kırılacaksın, zaman gelecek kızacaksın insanlara, parçalamak isteyeceksin her şeyi, herkesi. İşte o zaman, dizlerin kanadığında durup düşüneceksin. Ben ne yapıyorum diyeceksin. Bütün bu yaşananlarda benim kabahatim ne suç oranım ne diye ilk önce kendini sorgulayacaksın. Sonra da dürüstçe, mertçe, cesurca karşındaki kişiye gidip soracaksın, hesaplaşacaksın, kozunu paylaşacaksın. Ama yine de dürüstlüğünden ve kendine olan saygından ödün vermeyeceksin. Hayatın boyunca yapmasan bile, asla işine yaramayacak bile olsa hep bir şeyler öğrenmeye çalışacaksın. Her şeyden önce dinlemeyi öğreneceksin. Eğer dinlemeyi öğrenemezsen zaten başka bir şeyde öğrenemezsin. Başkalarının fikirlerini bilemezsin. O zaman sadece kendi fikirlerin olur, O zamanda sığ, sabit fikirli bir olup çıkarsın ve hayatın boyunca mutsuz olursun ve başarıyı yakalayamazsın. Başarı sadece okulda, sınavlarda üstün başarılar sağlamak değil bunu unutma. Önemli olan hayatta başarılı olmak derdi babacım. Halada akşamları benle oturur uzun, uzun nasihat eder bana. Üzgün olduğumda, canım acıdığında ilk gittiğim insan yine odur. Bana her zaman doğruyu bulmamda yardım eden tek insandır. Ama ben çoğu zaman kendimi sorgularım. Acaba babamın bana ettiği doğru nasihatler yoksa yanlışlar mı? Yoksa ben mi bütün bu nasihatleri yanlış mı uyguladım? Yoksa bu zaman mı bize yabancı? Bana öğretilenler, benim yıllarca uyguladığım değerler yanlış mı yoksa? Eğer doğru ise neden benim uyguladıklarım hep bana yanlış sonuçlar doğurttu? Neden bazen hayatta başarılı olamadım? Neden babamın bana nasihat ettiği gibi aşkım için çok büyük fedakârlık ettiğim için neden mutsuz oldum? Neden ben dinlemeyi ve karşımdakinin fikrine saygı göstermeyi öğrendiğim halde neden beni kimse dinlemedi? Neden fikrime saygı duymasını istediğim insanlar benim fikirlerime saygı duymadı? Neden karşımdaki insanlara cesurca gidip neden diye sorduğumda korkulan insan ben oldum? Neden korktular insanlar bana fikirlerini açıklamaktan? Neden haber bile vermeden beni hayatlarından çıkarmayı doğru buldular? Ben maddiyat için, para için hiç kimseye boyun eğmezken, ekmeğimi kendi emeğimle kazanmaya çalışırken, neden terfi yi bilinen tabiri caizse yalakalar aldı. Neden düştüğümde, dizlerim kanadığında durup düşündüğümde ben ne yapıyorum diye düşündüğümde bendeki çoğu suçun kendime olan saygımdan ödün vermemekten başka suç bulamadım kendimde. Düşünüyorum da babamın bana verdiği tüm nasihatler çok doğru nasihatler. Hepsi olması gereken, yapmam gerekenler. Benim gibi olan ve benim gibi kaybeden o kadar çok insan var ki. Ama anlıyorum ki zaman bizim fikirlerimize uymuyor. Biz bu zamanın insanlarına, ilişkilerine yabancıyız. Sanırım bu yüzden başarısız oluyoruz. Biz bu zamanın bu yüzyılın yabancısıyız.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SABRİYE NİŞANCI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |