Bir an, yok olan bir sınır çizgisi ve bu sınır çizgisinde kaybolan insanların olduğunu düşünün. Sınırların ortadan kalktığı bir dünya farzedin, Uçmanın keyfine varın. Ekranlada Gülerek izlediğiniz aile dramlarını düşünün,
Kırılgan bir pazartesi
Hüzün dolu bir salı
ve sonrası.....
Her zaman iyi umutlar besleyin. Ülke içinde bir iç ülke istemeyin, kaybolmaya yüz tutmuş bir yürekle kaybetmeye alışmış bir sevdayı, aynı anda, birlikte yollara düşürmeyin. Unutulmayı seçin ama ne olur özlemeyin. Sevin, sevilin fakat aşık olmayın......
Hırslarınızın kurbanı olurken en çok "para" kelimesinden korkun en az "barış". Bazen tam tersini yapın tüm dünyanın saflığına rağmen. Uzaklara gitmek isterken bir o kadar yakınları seçin çünkü hiç bir zaman uzaklar fayda sağlamamıştır kaçmak istediğimiz şeylerden. Eğlencenin zirvesinde en tepeye çıkmaktansa masun bir gölgelik bulun, güneş teninizi kavurmasın. Eğer çok kızmışsanız efkar dağıtmak için alkollü bir içicek yerine sadece bir bardak çay için daha iyi gelecektir. Korkularınızı "Korkularınızın üstüne gidin" cümlesi gibi değil "cesaret yürek ister" cümlesindeki mana gibi yenin. Yalnızlığınızı sokaklarda değil bir başkasına ait cadde isimlerinde arayın. Uzun soluklu konuşmalardan kaçının neden derseniz hemen hemen hepsinden tartışmayla çıkacaksınız. Yüz yüze gelmeyin. Ufuklara bakarken geleceği düşünmeyin. Sözün bittiği yerde siz devam edin.
Aslında asılolan hayattır.
Hayatınızı kaale almayın.
Bırakın tüm bu saçmalıkları, herşeyi durdurun ve sadece ama sadece kendinize zaman ayırın.
Zamanı değerlendirebilmek için yaşayın.
Bu söylediklerimi isterseniz düşünürsünüz, isterseniz gerçekleştirirsiniz. İstersenizde benim gibi hayallerde yaşarsınız. fakat siz de bir deneyin..