Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Bir kuşkuyu büyütüyorlardı insanlar. Nereden duyduklarını hatırlamıyordu hiçbir tanesi. Ama nedense o kadar inanmışlardı ki…”Dünya nüfusu her saniye 1.500 bebeğin çığlığı ile artmaktaydı”. Nasıl oluyordu da dünya nüfusu rakamlarla anlatılabiliyordu! Nasıl oluyordu da bu kadar kalabalık bir dünyanın bu kadar kalabalık bir ülkesinin bu kadar kalabalık kumlardan oluşmuş kumsalında bir erkek ve kadın kuşkuyu büyütüyorlardı ellerinde. Bir tanesi eline alıyordu, avuç içi ile kuşku arasında ısı geçişi oluyordu. Avucunda daha çok sıkıyordu kuşkuyu. Diğeri alıyordu sonra eline, koltuğunun altına sıkıştırıyordu soğuyan kuşkuyu ısıtıyordu koltuk altında. Bunu nereden öğrenmişti? Hatırladı, annesi okula giderken; eldivenlerini koltuk altında ısıtırdı. Birden öğürme isteği geldi. Midesi kasılıp gevşiyordu sürekli. Midesi o kadar boştu ki karnı sırtına yapışmıştı, öğürse ne çıkacaktı dışarıya kötü bir kokudan başka. Elden ele geçiyordu kuşku. Kuşku kimin elindeyse, O alıp uzaklaşıyordu diğerinden. Yalnız kalmak isteği duyduğunu söylüyordu koltukaltına kuşkuyu sıkıştıran. Kumsal boyunca yürüyordu. Ufacık kumlardan oluşmuştu kumsal, denize yakınlığı öyle uzaktı ki; insan bu kumsalın doğal bir kumsal olduğuna inanamıyordu. Ufacık, altın sarısı kumlar parmaklarının arasına giriyordu, bastığı yere gömülüyordu ayakları. O da hızlı yürümeye başladı. Diğeri de ardından. Koltuk altındaki kuşku öyle ağırlaşmıştı ki taşıyamıyordu koltuk altında. Ellerine geçirdi, elleri yere uzadı. Ardındaki yetişmişti O’na. Nefes nefese, karşı karşıya kaldılar. Gözleri değdi birbirlerine. Bir kuşkuya baktılar bir gözlerine. Henüz fark ediyorlardı kuşkuyu taşıyan ellerin sahiplerini. Ne yapacaklarını bilemediler. Kuşku daha da ağırlaştı. Artık bir kişi tek başına taşıyamazdı onu. Ellerinden bıraktı kuşkuyu taşıyan. Yanıyordu elleri, çok ısınmışlardı. Ellerini denizden esen rüzgara uzattı. Üfledi ellerine rüzgar. Soğuttu. Şimdi ne yapacaklardı? Kuşkuyu bırakıp da sahil boyunca yürüseler… Kumlar da çok ısınmıştı yakıyordu çıplak ayaklarını. Denize baktılar. Sanki daha yakınlaşmıştı dalgalar. Koşsalar denize, soğuğuna verseler ayaklarını sonra da ıslak kumları adımlayarak yürüseler sahil boyunca… Baktılar sadece, birbirlerine. Sonra birden 4 el, kuşkunun üzerinde birleşti. Bırakamadılar ellerinden. Önce 2 el kendine çekti. Sonra diğer 2 el kendine çekti. 3-4 sefer yaptılar bu anlamsız hareketi. Sonra anlamsızlığını anlayıp, birbirlerine baktılar. -“Merhaba; ben kadın!” dedi erkek olan -“Merhaba; ben erkek!” dedi kadın olan Aynı anda –“ Sanırım tek başımıza taşıyamayacağız” dediler. Beraber taşımaya başladılar koskocaman kuşkuyu. Artık birbirlerine de bakamıyorlardı, ellerinde kuşku, yan yana yürüyorlardı. Kumsala bakıyorlardı. Kumsal enine ve boyuna sürekli genişliyordu. Aynı kumlara bakıyorlardı. Sanki kumlar patlıyor ve bir kum tanesinden daha çokları ürüyordu. Ayaklarının altından kayıyorlardı. Kuşku iki kişiyle taşınabiliyordu. Ama birbirini görmeyen iki kişiyle. Kumsal kalabalıklaşmaya başladı. İnsanlar ikişerli üçerli ellerinde kuşkularını taşıyorlardı. Deniz artık çok uzaklardaydı, gözleri ya kumları ya da önlerinden giden diğer kuşkulu insanların sırtlarını görüyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © hande tunca, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |