Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
Sana gelen bir nehre özeniyorum.. Kırıyorum belimi, Akıyorum 29 harf, iki cümle… Dur gitme mavi bilyelerin peşinden… Ölüm ölmeden beni bekle… Kirpiklerimde bir kız çocuğu üşüyor..Uzuyor bir türlü biçemediğim hasret sancıları..Sana gelen her yola bir yaşımı bırakıyorum, büyüyorum sen miktarı…Sana geç kaldığım her zamana bir damarımı miras bırakıyorum, sana düşüyorum ben miktarı..Özlüyorum seni..Özledikçe katili oluyorum cümlelerin, kirleniyorum..Sen yüreğinde temize çek beni..Sorgusuz, sualsiz kabul et beni..Düşüyorum..Düşmeden yüreğine düşür beni..Bakışlarında avut, sonra da dinginliğinde büyüt çocukluğumu… Seni düşündükçe, Sana giden her yola büküyorum kendimi.. Bir heybeye sığdırıyorum yüreğimi.. Dolduruyorum kendimi.. Küçük bir bedene sığrıdırılmış koca bir yürek… Dur vazgeçme rengarenk balonlu bekleyişlerden.. Özlemin ölmeden beni bekle… Ben ki, kendime aciz bir cümleydim senden önce..Yorgun, kırgın adamdım ben..Mavi bilyelerini kaybetmiş bir unutulmuş..Kuyularda bir karanlık, tarih sayfalarında susturulmuş…Ama sen geldin ölümden önce..Suratıma kapatılmış kapıların aydınlığına bıraktın yüzünü..Solmaya ramak kalmış damarlarıma “ can “, kurumaya yüz tutmuş yapraklarıma “ hayat “ oldun..Esmâ ilinde keskin bıçağın dilinde ölüme koşmaya hazırlanan İsmail’e “ elif “ oldun..Sonra da sustum..Sana sustukça bir sevda gebe kaldım..Seni özledikçe 29 harf doğurdum, sonunda iki cümleyi kucağıma aldım... “ Seni özlüyorum….” Şimdi bir yaşını doldurmaya az kalmış sevdanın koynunda, Uzun bir yol oluyor cümlelerim.. Eskimiş şarkıları demliyorum yüreğimde.. Kucağımda Elif’in büyüme heyecanı, Sana büyüyorum…. Küçük bir köyün kaldırımı oluyorum sonra.. Hani kutu kutu çikolata dağıtacağımız çocukların koşuşturduğu… Sonra da küçük bir koy… Ellerimiz bellerimize kavuşup, Rengini kaybetmiş gökkuşağına renklerini iade edeceğimiz Balonların delice bırakılacağı.. Sonra da 29 harf ve bir cümle… Sen sustukça ben sana susuyorum.. Dudaklarım kurumadan, Kirpiklerinin hayat dalından sağılmış, Bir damla “ umut “ ikram et.. …… Unutmadım sana gelen yolların yarı uykulu seslerini.. Unutmadım cam kenarları özlemlerimi… Seni özlemin tuza dönen hallerini saklarken iç cebimde.. 29 harf ve iki cümleyi kurban ediyorum.. Ve adına ithaf edilen her harf düştükçe göğsüme, Babamın öldüğü ekin tarlasında, Sana büyüyorum… Dudaklarımda kuruyan ölüm ölmedikçe, İçimdeki sana yürüyorum… Susadıkça toprağın terli dudağında, Senin gözlerinden geçiyorum denizlere.. Kana kana içerken maviyi… “ 7 harf ve iki kelimelik “ bir hayata bağışlıyorum kendimi.. “ Seni özlüyorum….” 13 . 07. 2008 Mavi bilyeli adam – İsmail Sarıgene
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |