Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Senin yokluğundan mı, Ya da annemden gizli gizli içtiğim sulardan mı bilemiyorum. Bildiğim tek şey ; bir yokluk deliyor geçiyor yüreğimi..” Bir dua asılı kaldı dudaklarımın iki yakasında. Çocukluğumu yirmi dokuz harfin gölgesine bağlayıp sustum adının genişliği kadar. Şimdi derinliği sesinin yokluğu kadar olan bir kuyuya sarkıttım mavi düşlerimi. Dudaklarında birikmiş tüm cümleleri suskunluğa ilmekleyip sus öylece. Ölümcül vakalar ekle düşlerinden arda kalan sayfalara. Bakıyorum da senden çok şeyler istemişim. Şimdi yoksun ya ; tenini mi zapt ettim yoksa yaraları düşlerine kirli yüzümle nüfus mu ettim ? Ya da ellerinle büyüttüğün umutlarını mı gasp ettim ? Söylesene bana, seni sensiz sevmekten öte ne yaptım sana ? Bir düş öksüz kaldı yüzük parmağımın sensiz yanında. Şimdi ayrılıkla teyemmüm ederken kirli yüzümü uykusuzluğum vuruyor kıyılarıma. Çek beni kuyulardan. Tozlu raflardan indir beni..Siyah beyaz fotoğraf albümlerden sal beni özgürlüğüme...Cam kenarları biletlerimi iade et. Ama tek bir şeyi verme bana; güllere kundakladığım, umutlarla sardığım canım kızımı sakın verme ellerime.. Çünkü ben sensiz iken ölüyüm. Tek bir cümle düşmez dudaklarımdan baharlara. Sal beni bensizliğime.... Bir kırlangıç sürüsüne kat beni... Kavimler göçünden daha uzun sürsün göçebeliğim. Dualarımda suç üstü yakalanmış iken çocukluğum, Sal beni cam kenarları özlemlere.. Ve dudaklarındaki suskunluğunla öldürmeye devam et beni. Devşir beni bensizlikle.. Ve durma sakın.. Ellerimle yeşerttiğim düşlere basmaya devam et.. Bakma gözlerimin içindeki gözlerine. Yakma içimde söndürdüğüm bisiklet sevdası çocukluğumun buzdan renklerini... Ve söyleme / Komşumuzun bahçesinden çaldığım erikleri.. Ve sakın dillendirme. Senin için işlediğim faili meçhul cinayetlerimi.. Ve saçlarını örmek için gökyüzünden çaldığım gökkuşağı için sakın beni ihbar etme. Ve sakın dönme arkana... Bir daha bakarsan ıslak gözlerime, Bu yürek senin yüreğine iltica edecek sen istemesen de.. Sen hala” bendeki senin “ öldüğünün ispatını fırlatsan da yüzüme.. Yüreğimin en çocuksu yanında yaşıyorsun sen.. Adımın üzerini karalasan da, Düşlerimin en temiz yanında nefes alıyorsun sen.. Farkındayım..Ben sende öldüm..Ya da öldürüldüm.. Ama yüreğimin iç cebinde bir resmin, Ellerimin arasında mor bir tespih ile Sen hala bana kanıyorsun… Kanadıkça cümlelerim, Yüreğimin en çöl yanına kök salıyorsun.. Ve bir düş içime kök saldıkça, Avuçlarımın semaya dönen yüzünde bir dua olup Bir Elif miktarı büyüyorsun bende… 28 Mart 2009 İsmail SARIGENE
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |