Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Biliyor musun yoklugunda aynalar kesti kücücük yüregimi...Seninle mutluluklara uzanan sevda pınarlarım kurudu karanlıklarında...Gecelerin dolunayla dansında yakamozların avuçlarından uzanıp hep o beyaz saçlarına dokunmak istedim. nereye baksam hep sen,nereye dokunsam sanki tenin var,inan unutamadım seni canım babam.dönmeyeceksin biliyorum bir daha geri,hiç gelmeyeceksin gittiğin yerden.gitmeden bir kez göremedim seni,koklayamadım,öpemedim elini. Kaç kez firar ettim ölümünü söyleyen zaman dilimlerinden..Hep prangalara vurdum sensizliği hatırlatan anıları...Ah şimdi gelsen gecelerime, yıldızların dansını izleyiverseydik karanlıklar içinde ,Ellerin beni bendeyken okşayıp sararken ,Kalbinde hızlıca atan ritimlerden ne türküler bestelerdik seninle babacığım.Biliyorum gittiğin yerlerden dönsen, yıllardır kirpiklerimde alevlenen özlem yağmurlarında nice düşlerim kanatlanırdı semalara.Acılarıma bir gülüşlerinle düşsen ılık meltemler dolardı içimize. Yoktun işte,Son durağın biletini sonbahar yağmurlarıyla alıp gittin. Görmedin ki sen Giderken ayazlar vardı gökyüzünde..Ve yüreğimizde ise ağıtlar ve kanla karışık gözyaşları...Yoktun işte...Sensizlikle gecen koskoca yıllar...Zaman ne çabuk akıyor değil mi ?.Her gece yıldızların koynuna girip göz yaşlarımla hasret mektupları yazdım sana....Selam yolladım sana,özlemlerimi yolladım sana,yüreğimi yolladım sana hasretliğini duyduğum yalnızlıklarımın yağmurlarında ıslanırken arka sokaklar..Bir zil çalsa da sen gelseydin demir kapımızı aralayarak.Keşke ülkemin en ücra kentlerinde olsan da senede bir kez uğrasaydın sana ve gülüşlerine hasret sensiz soframıza... Denemedim sanma sensizlikte toprak kokan bedenine sarılmaya.Kaç kez denedim senin yanına gelmeyi vakitli vakitsiz...Yüreğimi benden koparıp sana koşmak istedim..Düştüm, yollarında..Yaralandım üzerine serilen hasretin karanlıklarında...Toprağına koşmak, ellerimle kefenindeki beyazlığa sarmak istedim yokluğunun ateşini.Olmadı yapamadım işte... Yıllardır bayramlarda ellerini öpmek için mezarının başında sana gülümsüyorum...Bayram namazlarından sonra herkes babalarının ellerini öperken ben senin toprağa karışmış bedenini öpüyorum....Bazen kokuna delice koşmak için uzaklardan kanatlanıyorum...Biliyorum Takdir- İlahi..Hiçbir zaman isyan etmedim..Hep yokluğunu içimde kuruyan nehirlere akıttım...Kurumuş güllerime ve saksıda annemin büyüttüğü çiçeklere hep senin gülüşlerini fısıldadım... Mahkumdum sana ve hasretine.Çaresizim iste.Toprağa sarılmış bedeninde kalkıp gelemezsin ki..Kollarımı açtığımda üzerinde filizlenmiş çiçekleri avuçlarına alıp yüreğime dönemezsin ki ,ama güneş küsse de umutları beklemek bahara muhtaç bir fidan gibiyim,dalların sevgiye susamış bir mucizenin hasret tohumlarına bırakacağı iki damla …belki de yüreğimde açacak bir tutam kavuşma..bil ki bunun için hep seni bekleyeceğim.Sanma ki adını herkese söyledim.Gittiğini hep içimde anımsadım..Gitmedin sen..Uzaklardaydın ve bir gün gelecektin...Belki de uzaklardan bana umutları ve baharları doldurup gelecektir.Gitmedin ve hep seni gitmedin bildim yüreğimde..hasretliğinin avuçlarında uyumak için tahta beşiklerin içindeki toprakları yatak bildim,Taşları ise sana akıttığım göz yaşlarım için sildiğim bir çiçek bildim...Kaç gece rüzgarlar kapımızı vursa, sen geldin zannettim.Kaç gece yıldızlar odamı delicesine aydınlatsa, o tatlı gülüşlerin sandım... Kavuşmamızın bir gün olacaklığını biliyorum.Şimdi hasretini elimde ki kalemimin mürekkebime bırakıp klavyelerden alıyorum yokluğun sancılarını..Her tuşa basan ellerimle en çok senin ellerini öpmeyi özledim oysa...Sensizlikte kaçıncı güneş bu göz yaşlarımı sensiz kurutmaya gelen...Kaçıncı bahar bu yokluğundaki yüreğimde arsız karları eritmeye gelen.Bilemiyorum..hâlâ baş ucumda asılı duran resminle avunurum.her gün batımında bulutların kızıllaştığı anda yanına gelmeyi düşlerim hep. Gittin, takvimler sanma ki seninle değişti..Gönül takvimlerinde yokluğunun tarihi var...O hiç çıkarmadığın gözlüğün ise hala duvarda.Bir gelsen içimdeki büyüyen hasret dağlarını eritiriz gülüşlerinle..Bir uzansan yüreğime, göğsünde ağlayıp senin kollarında uyusam keşke.. Öyle özledim ki babacığım...Kelimeleri kanatıyorum senin hasretini anlatamadıkları için..Fırtınalarla kavgalardayken sensizliğin ateşlerini kusuyorum onlara..Yoksun işte..Sanma ki senin gibi suskunum..Bak dilim cümlelere yüreğim hasretinde gecelerindeki karanlıklara koşuyorum Yalnızlığında ,bakır tenli bulutların eteklerinden damlayan yağmur taneleriyle bir mektup yazdım sana...Yüreğimdeki özlemimi pul diye yapıştırıp sana yolladım bu gece...Dualarımda ıslattığım seccademde senin ismini anıyorum yine..Hasretinde seni özlüyorum canım babacığım..Cennetin en güzel bahçelerinde ,serpiştirdiğim harflerimden mısralara dökülen bu mektubumu alman dileğimle.Ağlamak güzel şey Deniz gibi Hüzünlerimizde,Yüreğimin ortasında Bir başka sen varsın.Ve ben,Seni yağmurlarla sevemedim ki Yağmurların durduğunu gördüm,Seni güneşlerle sevemedim ki Güneşlerin battığını gördüm, Seni yıldızlarla sevemedim ki Yıldızların söndüğünü gördüm,Seni bulutlarla sevemedim ki Bulutların gittiğini gördüm,Ve Ben seni , yüreğimle, gönlümle, kalbimle,Sevdim Çünkü yüreğimin hâlâ yaşadığını Gördüm. Unutmayasın ki seni her ziyaretine gelişimde;mezarında biten karanfilleri koklar ,göz pınarımla sevişen toprağını okşarım seni incitmeden.İşte, Seni hasretle sevdiğim günleri hatırlarım. Hıçkırarak haykırışlarını duyabilsen yüreğimin sensiz akşamlarında sessiz çığlıklarında inan Özlüyorum seni,hem de çok özlüyorum,Ama yürekten,Ama gönülden,Ama kalpten,CANIM BABACIĞIM İsmail Sarıgene - H.Hüseyin Anmak
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ismail sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |