İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil |
|
||||||||||
|
Zamansız gidişlere ağıtlar yakar, yalnızlığında elleri üşür, ulu orta salar hüzünlerini geceye, efkarlanırdı. Baş belası bir yürek sol yanında, ne yapsa yar olmuyor başkasına güz. Gece düşlerinde bir damla süzülürdü yanağından. Yürek atışları sevinci ıskalarken, tarihlemezdi sızlayan günleri. Avaz avaz bağırırdı cehennem suskunluğu. Her gece ağlarken kadın aynı evin üzerinde, kanarken yaraları dört duvar yıkılırdı ahından. Dönüm dönüm karıştırırken yılları hep aynı düş gözlerinde. Dertten başka bir şey görmese de inadına kocaman gülücükler bırakıyordu aynalara. Minik mutluluklarıyla hayatı sevmeye koyuluyor, katı bir yürekle bedeli çoktan ödenmiş yıllara dayanıyor kraliçe hazan. Uyanamadığı uykulara yatmak ister her akşam, hayallerin derinine düşer çıkmak istemez. Anılar gibi bir gece çöker omuzlarına. Mavi dalgalara kavuşur özlemli bedeni, akşam sefalarının hanımeli kokusunda uzanır saçları. Gecenin tülleri alevlenir, düşünen gözleri her bakışta yıldızlara, sevdalanır aşka… Siler yaşlarını ve dayanır vurgun bakışlara. Kaybederken gerçeklerini düşlerin peşinde, ne kadar uzaktır hayat ve ömür geçer gider avuçlarından. Bildiğiniz sonbahar değildir bu hazan, bitmez çilesi bu dünyadan göçmeden… Şarkılarda söylenen yalnızlığa alışır aşka sevdalı kadın. Saatler hüznü vurdu yine. Yağmur ertesi, karanlık bir güne uyandı gözlerindeki gülümseyişle. Sevme vakti gelmişti saatlerde; geç kalmamalıydı gece saçlı, sonbahar gözlü kadın. Boynuna hüzünle bezenmiş özlemlerini taktı hazırlandı çok sevmeye. Nankör yolculukları bıraktı zamana, alnındaki karayazıyı ve hayata borçlarını sildi bir kalemde. Gecikmişlik sarsa da tomurcuklarını, gülümsedi karanlık bir güne. Derken, güneş doğdu birden bire öptü sevdalı hazanın yanağından, öyle umut doldu ki anlatamam size. Bir başka gülümsüyordu tomurcuklarına artık üşüyen elleriyle. Savurdu kendini uçurum rüzgarlarına, yalnız harflerdi dokunduğu ama üşümüyordu artık elleri. Güneş öpüyordu dokunmaya kıyamadan, sevdalı kadın her gün batımı gitmek isterdi sevdiğinin ardından, lakin gidemez. Günebakan çiçeği gibi bükerdi boynunu. Geceler bitmek bilmez işkence olmuştu güneşin özlemiyle. Sabahları ümitle beklerdi. Özledikçe suyla konuşur, yağmurlara sarılırdı sevdalı hazan. Bir yudum bakış değinceye kadar dudaklarına, yanardı suyun karşısında… Damla damla kanar biterdi geceler, kısalan günlerde hasret çarmıha gerilir, her sabah sevgili güneş yanağından öper, sonra bedeninde gezer, ayakuçlarında boynu bükük terk eder hazanın hüznünü. Özlemleri yarına ertelerdi, sevdadan yana susuz kalmış çiçekler. Hiçbir yangı yakmazdı bu kadar sevdalı kadını. Umut fidanları büyürdü gecelerde boy boy Sahilde çıplak ayakla gezer kraliçe hazan Gelecek umuduyla güneşi bekler İki yağmur damlasıdır düşler Sevdayı yazar bakışlara Her günbatımı hüzün değer kirpiklere Gece haince dokunur tetiğe Sonsuzluğa kapanır sevdalı kadının gözleri Üşür umut hazanın hüznünde Umudun üşüdüğü yerde ölüm vardır. 04/11/2007 Ayşegül TEZCAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayşegül Tezcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |