Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Sözler uzadıkça uzadı, karanlık geceler bitmez diyen bir gönlüm vardı. Ya şimdi sevdiğim ne haldeyim bilir misin? İyi kötü geçen hiçbir günüm bilmemiştin. Bu günümü de bilmeyeceksin artık. Şimdi bir anda kararan günlerim bir anda aydınlandı. Belki de aşkın nurani ışığı aydınlattı yollarımı. Koskoca bir kabustan uyandım artık. Yüreğimdeki o güzel duyguları meğer kendi kendime zehir etmişim. Kendime beyhude hayallar kurup perişan olmuşum. O uzun kara yılları sanki uzun kara bir gece gibi yaşayıp kurtuldum o vebalı günlerden. Yorgun uykusuz bir gece geçirmiş gibiyim. Ne kadarda kısa geliyor insana. Şimdi tatlı tatlı tebessüm ediyorum kendime. Kararan umutlarım bitti. Bir anda huzur, umut doldu yüreğime. Tertemiz bir bahar sabahı var artık duygularımda. Ne güzel duruyor o kuşlar o bitkiler. Onlarda tıpkı insan gibiler. Solarlar, hoyratça çiğnenirler, bazen de tertemiz insanların elinde tatlı sözlerle okşanırlar. İşte o ağaçlar o çiçekler bir tek sevgi için belki de her bahar yeniden merhaba diyor insanlara. Şimdi tertemiz bir gül kokusu gibi gönlüm. Duygularım tertemiz ve saf olarak döndü bana. Bahar dalları misaliyim. Aklımda tek bir şey var artık. Yalnızca aklımda değil her yanımda tek bir şey görmek istiyorum. Her tarafa saçılmış hayatın biricik gayesi olan mutluluğu görüyorum. Ne büyük nimetmiş mutluluk. Ve ondan uzak kalmak işte en büyük azapta buymuş dünyada. Nasıl ki mutluluğun bittiği yerde hüzün başlıyorsa, şimdi de hüznün bittiği yerde mutluluk başlıyor. Uykularım değişti. Uykumda huzur, uyanışlarımda huzur var. Duygularım tazelendi, değişti. Sanki görünmez bir el değdi gönlüme, yeri belli olmayan şekli belli şekli belli olmayan zehiri çekip aldı içimden. Ciğerlerime tertemiz havalar dolduruyorum. Kaçmıyorum artık her bir varlıktan. Şimdi her bir varlığa koşup sizleri seviyorum ey dilsiz ama gönlü büyük varlıklar demek geliyor içimden. İşte anlatamadığım bir duygu içinde, akıyor içimdeki sevgi seli. Gönül gözümle huzuru görüyorum artık. Şaşıyorum kendime. Ben miyim bu mutlu umutlu adam diye. Et gözlerimin görmediğini, gözleri olmayan gönlüm ile görüyorum artık. Yunusun niçin aşkta yanarken huzur bulduğunu anlıyorum az çok. Boşuna yoğrulup pişmedi aşk otağında. Dile kolay kırk yıl yandıkça yandı pişti Yunus Emre. Belki ilahi bir aşk değildi bizimki, ama mutlu olmaktı işte aşk. Aşk sorular içinde boğulan bir dünya değilmiş. Bildikçe tanıdıkça daha çok sevmek, sevdikçe huzura ermekmiş. Ne güzel şey sevmek. Sevdikçe mutlu olup ulaşılmaz bir hazzın içinde hayran hayran dolaşmakmış. Hani aşkın bittiği yerde hayranlık başlar, hiçbir kelime ile anlatamayız da sadece gönül görünmez bir huzur ile dolar ya, şimdi öyle bir yerdeyim. Artık aşkı hiç tatmadım sevmedim sevilmedim diyemem. Aşkı, aşkı yaratanı, yaşatanı, aşkın yaşattıklarını, aşk içinde yaşadıklarımı sevdim yeniden. Ne büyük haksızlık etmişim geçen günlerime. Bir ama gibi bakıp görememişim o güzel günleri boş yere heba etmişim. Şimdi az çok idrak ettim aşk denilen varlığın kim olduğunu. Korktuğum kaçtığım en berbatından üzüldüğüm karanlıklardan geçip aydınlığa geldim yeniden. Şer dediğim şey meğer bir büyük armağanmış bana. bilmek hissetmek ama anlatamamakmış aşk. Dosdoğru bir insan olduktan sonra her şey güzel oluyormuş meğer. Ve insan ancak kendine düşman yada dost oluyor ey sevdiğim. Ya seni hiç tanımasaydım aşk. İşte asıl o zaman beyhude yaşadım derdim kendime. Senin derdin de güzel, nimetin de. Hep kor alevler ölümcül bir varlık bilirdim seni. Şimdi rabbime ne kadar şükretsem teşekkür etsem azdır. Elbette azdır. Ne güzel şu gönül. Ne güzel şu gönlün içinde güzellikleri barındırmak. Ve o gönle sonsuz bir aşkı yerleştirmek. Ve o aşkla her şeyi sevmek. Aşk sevilmesi gerekeni sevmektir. O sonsuz gücün ve affetmeyi çok seveni sevmek var ya işte aşkın ta kendisi. Allah sevgisinin sonsuz bir sevgi, sonsuz bitmeyen bir dostluk mutluluk içinde yaşanacağını anladım. Şimdi ummadığın kadar mutlu ummadığın kadar huzurluyum. İnsanı aşk, aşkı Allah yüceltiyor. Ve Allah’a aşık kullar ise en yüce mertebelerin sahibi oluyor. Yaralarımı yaradanım sardı. Hamd olsun yegane tek yaracımıza. Aşk güzellik içindeki güzellik… Tek kişilik olmayan büyük bir nimet. Hele ki bu ilahi bir aşksa kim mutsuz edebilir ki insanı. İnsan gönlüne Allah aşkı düşünce, huzura, hayranlığa doyuyor. Bitmek bilmeyen bir nimet azığı oluyor. Sevgilinin can azığı aşktır demişler. Ne büyük bir söz. Ne büyük bir nimetsin sen ey aşk. Aşk; insan dilinin anlatamadığın diyemediği, aklın anlama sınırın çok ötesinde kainat kadar büyük bir sır ve nimet. Akıl bir yerde yorulup kalıyor. Bir sınır var orayı geçemiyor işte. Oysa gönül hiç yorulmadan arayıp buluyor. Yeter ki insanın gönlüne mevlasının aşkı düşsün. Uzadıkça uzamasın artık sözler kelimeler. İncinmesin aşk, incinmesin gönül dünyamız Ve sana son sözüm ey sevdiğim, Kim gönlünde hakiki bir aşk taşıyorsa Allah ona cehennemi haram cenneti helal eylesin. Ve rabbim sana her iki cihanın da en güzel nimetlerini versin. Bir gün aşkı bulman en güzel aşkı yaşaman duyman hissetmen dileğiyle, Hoşça kal Ahmet Öztürk
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |