Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
şimdi sen aklımda kalan hüzünlü bir öyküsün göğsümde raks ediyor geçmişten gelen sızın yağmurlar öykünü anlatıyor ıslanan benim yüzüm içimde gecenin korkusu üşüyorum ıslanınca gözlerim ayak izlerini arıyorum her satırında öykünün adın yok senin kim neden nerede kaybetti seni ve şimdi ben nasıl bulacağım? isimsizliğin geçiyor aklımdan sessiz adımlarınla telaşsız bir selvi boy veriyor içimde ürkek, sakin, zamansız ağlıyorum demir bir levhaya oyulmuş takma adın “O” gerçekten “Sen” misin? hırçın rüzgarlar dolduruyor içimi gün batımında kulağımda ılık nefesin ürperiyorum… gölgen gölgeme karışıyor görünmüyorsun gece körlüğü vurmuş gözlerime bakıyorum gözlerim boşlukta dağılıyorum karanlıkta bahar sabahlarına uyanıyorum Kazdağı eteklerinde cümbüş eteklerin savruluyor ortalıkta çiğdem, nergis, sümbül kokusu adını arıyorum zeytin dallarında yoksunluğum sen yoksun ağlarını örüyor balıkçılar kısmetin kısmet çok bu gün etrafta balık hıçkırıkları ortalıkta kedi, martı çığlıkları öksüz bir kız ağlıyor meydanda annesiz bir elinde bakraç bir elinde sopası peşinde üç beş kaz kimse yok yanlarında kimsesizlikleri içimde bıçak yarası körfezin lacivertine ismini soruyorum bilmiyor yüksündüğünden susuyor biraz da gece, karanlığını salıyor umutlarıma bir ürperti sarıyor bedenimi sessizliği duyunca üşüyorum yoksa “Sen” misin? kızlar zeytin topluyor eteklerine çiçekler çoktan açmış gökyüzü maviye boyamış bağrını Kazdağı saçlarına bulanmış sapsarı tepelere adın verilmiş ağustos geliyor artık başlar neredeyse bayram sen nerdesin? toprak baharı doğurmuş koynunda kuşu böceği doyuruyor seni arıyorum etekliğin mor yemenin beyaz mıydı? gözlerin gök mavisi mi yoksa zümrüt yeşili miydi? bilmiyorum bir hıçkırık delip geçiyor kulağımı kaç yıl sürer bu arayış sana bulanmış çocukluk düşlerim düğüm düğüm örülmüş saman sarısı saçların yüreğinde çobanların tasası ellerinde çağlayan Akçay’ın soğuk suları mor menekşeli şalvarın başında beyaz yemenin sonunda buldum çok derinlerde izlerin anladım sen Biz(im)sin en çok Biz(den) oluşunu sevdim. Samile İlter İzmiR 28.05.2007
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Samile İlter, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |