Umutlarım her zaman gerçekleşmiyor, ama yine de her zaman umuyorum. -Ovid |
|
||||||||||
|
Mutsuzsunuz.. peki neden?, hiç neden diye sordunuz mu kendinize? Sordunuz… peki cevap ne? Bilmiyor musunuz?, bilmiyorsunuz… demek yolunda gitmeyen birşeyler var… Hiç şöyle düşündünüz mü? Mutsuzluğumun sebeplerini önce bulayım ve artık bu nedenleri ortadan kaldırmak için birşeyler yapayım diye düşündünüz mü? Hayır mı? Belki bütün rehavetinizle mutsuzluğu kader olarak benimseyip, acıları içinize gömmek daha kolay geldi size. Belki de hiçbir şeyi değiştiremeyeceğinizden korktunuz. Kendinizde mücadele gücünü bulmamış ya da işe nereden başlayacağınızı bulamamış olabilirsiniz. Bütün bunlar aşılabilecek zorluklar ve çıkmazlardır. İnsanoğlunun aşamayacağı engel neredeyse yok gibi artık çağımızda. Belki de kendinizi aşamadınız, korktunuz, gerekli cesareti gösteremediniz. Teslim ettiniz kendinizi mutsuzluğa… olamaz mı? Olabilir… teslimiyet denilen duygu insanı öylesine teslim alır ki farkına bile varamayız, teslim olduğumuzun. Bu teslimiyet duygusundan her zaman nefret etmişimdir. Ölüme teslimiyeti anlıyorum, yapacak başka bir şey yoktur. Sorgusuz, sualsiz, koşulsuz teslim alır insanı ölüm. İtiraz hakkı da yoktur, direnme hakkı da. Hiçbir şey yoktur ölüm anında. Sıfır noktası… ölünür sadece… hepsi bu kadar, bu kadar basit. Benim nefret ettiğim yaşarken sunulan teslimiyetleredir. Olaylara, yaşadıklarımıza, yaşayacaklarımıza, birilerine sunulan teslimiyetlerimizedir nefretim. Kendimize karşı çeşitli bahaneler sıralar dururuz teslimiyetlerimizi haklı kılmak için. Kimi zaman ihtiraslarımızdan, kimi zaman yüreksizliğimizden, kimi zaman işimize öyle geldiğinden, kimi zaman yılgınlığımızdan, bazen de fedakarlıklarımız boynumuzun borcu olduğundan, teslim ederiz kendimizi. Sorgulamaktan kaçar, görmezlikten gelir, kaderin kollarına bırakıveririz hayatımızın dümenini. Teslim bayrağını çeker, sonra da mutlu değilim diye dövünür “Neden?” diye sorarız. Oysa cevap açık ve nettir. Teslimiyet. Teslimiyet insan hayatında mutsuzluk olarak vücut bulur. Mutsuzsun çünkü teslim oldun. Sen teslim oldun!!! Daha ne bekliyorsun… Şimdi bir an olsun durmalı ve düşünmelisin, mutsuzluğunun sebeplerini, onları ortadan kaldıracak engelleri ve hemen işe koyulmalısın. Öncelikle de kendini çıkarmalısın engellerin arasından… Dikkat et mutsuzluğuna kendin neden oluyor olabilirsin… Mutluluğunun ipi kendi ellerinin arasındaysa eğer onu çok iyi çekmeyi bilmelisin… haydi ipe iyice asıl, daha ne duruyorsun… Samile İlter İzmiR 30.05.2007 (yazılarım,şiir ve hikayelerim adıma onaylattırılmış olup ismim belirtilmeden alıntı yapılamaz)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Samile İlter, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |