Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
Aragon'un dediği "mutlu aşk yoktur" tümcesinin gerçekliği gerçek aşkı bulmaya engel midir? Beden ruhu inkar ederken, şuursuz bir "et" parçası gibi sürerken hayat dedikleri aşkı bulmak az şey midir? Ezbere okunan aşk cümlelerinden vazgeçilir de idareli kullanılmış sözcüklere çarçur edilmişliği yükleyip bulunur gerçek aşk... Kurumuş dillerde ürperme nöbetleri varken, yavan bir toz bulutuyken yağmur içmek sanki. İçip içip kaynağından delirip gelen sellere dönmektir gerçek aşk… Gönüllü bir mahpustayız artık. Duvarlarımızda başlıksız yazılar, ellerimizde baş bağlamış çıbanlar... Sıvalarımız dökük ve içimiz renkten renge bürünüyor. Gözaltındayız ve tutuklanma emri kapımızda. Mübarek kapılarımızdan bir zat-ı muhterem misali giriyor aşk… Azrail gibi gelip sırtımızı okşuyor ama almıyor canımızı. Gerçek olanı aramadık mı hep? Konuşun hadi! Sabra boyanmış dilsiz bakışlarınızla sustunuz mu sadece aşkın hatırına? Konuşun hadi! Dilinizdeki cephaneyi ateşe verin. Olanca gücüyle keskin olsun diliniz. Küfre benzeyen ağzınızla en ayıpları sayın dökün aşka. Kabahatin büyüğü onun belki. Acıyı bize hediye eden gerçek aşk mıydı? Kabahatin büyüğü onunsa eğer vurun o zaman öldürün aşkı, telden tele yürüyen aşkı kötürüm edin… Ağlamayın yalnız. Geçecek bir acı için ağlamayın. Unutmayalım ki bu filmin devamı var daha. Ömür sürdükçe kaç kez yaşanacak kim bilir ve kimde son bulacak “hah işte buldum” dediğiniz yerde durun. Bulduğunuzda tevazu gösterin ve Kaf dağından çıkarın burnunuzu. Fazlasını beklemeyin, sevsin yeter diyordunuz ya gerçeğini arıyordunuz ya susun artık konuşmayın! Bulduğunuz yerde yapışın ona. İstesen de bırakamazsın deyin. Bir karış mesafe bile hasretlik çünkü. Tükürüğün parçalarına yapışmış “ben” deneni oluşturan en büyük parça sevdiğiniz… Kötürüm etmeyin gerçek aşkı. Adını anarken titrediğiniz gerçek aşığın bir benzeri daha yok. Değerbilirlikte çığırından çıkın. Olmaz isteklerle harcamayın onu! Bilge değilim ben. Böyle “siz” diye konuştuğuma da bakmayın. Fakat az konuşan bilgelere yazdırmadılar aşkı, şair amcalar. Bilgeler yazsaydı eğer ve yazıldığı gibi yaşansaydı aşk doğduğum an yanımda olurdu sevdiğim. “siz” diye konuştuğuma bakmayın. Kötürüm etmeyin gerçek aşkı…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Serap TAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |