Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Ben bu satırları sana yazarken, sen defteri kalemi alıp dersine çalışmaktasın. Uzaklığıma inat daha bugün duyduğun yarı uykulu sesim hala yankılanmakta kulaklarında. Farkında mısın bilmiyorum sesim, varlığın olmuş ey sevgili..Duymasan bir an, boğuluyorsun avuç içlerimde. Konuşmasam bir zerre, dibe çekiliyor yüzün. Çabalama sakın ellerini iki yana açıp. Basiretsiz ve bi o kadar kör/ebe bir durağın içinde ne kadar susabilir ki gönlün. Ben sen’li hayatı severken hangi suskunluğun bana hükmedebilir ki ? Susturamazsın benli gönlünü. Yüzünde açan bahara inat siyah’ın hükmü geçiyor sende. Sana kızdığım tek nokta bu. Siyah’a bürünen yüzün..Oysa yüzün en çok aydınlığın resmedişine tanıklık etmeli, hüznün karalığına değil.Küçücük ellerimle siliyorum siyahlığını / sen giyin umuda çoğul hayatı.. Taze bir çığlığın ortasındayım / tekil bir kavganın dışında kanamaktayım. Ait olduğum yerlerden tek tek sınırdışı edilmişken bir de sen susma ne olur. Kimsesizliğime bir de sensizliği ekleme sakın. Yokuşlardayım / terim sızmakta ayak uçlarıma. Daralmakta çember, perdelenmekte gözlerime ince bir keder. Tut ellerimi / bırakma beni bensizliğime. Yatağım yok artık sırtımı yumuşakça bırakabileceğim. Yastığım yok başımı koyup rahatça ağlayabileceğim..Kovuldum mu, kovduruldum mu bilmiyorum ama nüfusumu yitirdim kendi evimde..Yetimliğim, öksüzlüğüme gebe kaldı.Ne olur ses ver sevgili. Adressizliği doğurmak istemiyorum kendi cephelerime. Kıyısızım bari sen sahiplen beni, üstüme ört kendini..Bilirim, beni en iyi sen anlarsın / sen de bana el gibi bakma.. Suskunluğum mu bana mı revâ yoksa uzaklığın nâr mı bana bilemiyorum. İçimdeki boşlukları ifşa ediyorum sen varlığınla doldur diye. Yüreğimi ikiye ayırdım ; sussuzum ve bi o kadar kurak. Sustum en bildiğim cümleyle, sen sağnak halinde içime yağ diye..İşgalindeyim etrafımın.Kozum kalmadı nüfus kaydımda. Eksildim, bitirildim. Kirli bir yalnızlığın dibindeyim..Çek beni varlığına..Dudağıma mutlulukları serp, gözlerime renkli balonları bırak. Yuvarla beni mavi bilyelerimin ardına. Sonra yine sen çağır beni yanına..Dün gece sana söylediğim gibi; ipim çekildi artık / rehinim kendi iç denizimde.Yabancı sulara girdi bildiklerim / bıçak bilendi bana..Kendi dalımda, kendi toprağımda ölmeye ramak kaldı / bari sen susma..Her kelimene beni aşıla.. Yarı uykulardan uyandır beni ey zenân, Üşüyorum, sabrımı ört üzerime..Susuyorum, kelimelerini bırak kekeme halime. Astım duvara üryanlığımı, sen kapa nüfussuzluğumu. Sorgudayım yabancı odalarda, beni sen kavuştur suçsuzluğuma.Siyah’ı çıkar, beni giyin omuzlarına. Sonra da kırıklarımı topla avuçlarımdan..Önsözüme bir söz de sen ekle şimdi / varlığınla kutsa beni ey suskunzâde..Adımın başharfini ezmişken, yeni bir isim ver zanlı yanıma.Kirli yüzümü örtbas et demiyorum sadece dört Elif miktarınca yıka beni.Sonra da as beni suskunluğuma.Bir nefes daha ver bana / borcum borçtur bilesin..Tek bir hayat sağnağı da daha ver gözlerinin vahasından..Tek bir umut tanesi daha sun yüreğinin " can " tarafından.. Sana eksiğim ben / tamamla beni benle.. Cürmüm dürüldü hesabıma / sakın düşme sende beni defterlerinden..Eğildim öksüzlüğüme sen doğrult durduğum varlık safına..Eylemsizliğim reddedildi bari reddedilmişliğimi sen kabul et. Yumdum gözlerimi, aç dediğinde açılsın gözlerim..Çek beni yukarıya kefenimden. Yama iliklerimi siyah hüznünden..Giydir çocukluğumun üzerine öksüzlüğümü..Ölmeye üryan, nüfusuma isyandan vur beni en kör yanımdan..Bırak kanasın en tuzlu yanım. Ağırlığımca gelen hüznümü elleme..Kirli başımdan guslet beni, öyküsüzlüğümden değil..Hadi susma diyorum..Daha kaç gün bekleteceksin beni..Hem dudak ucumda kaç kelime kaldı ki 29 harften..Öksüzlüğümden düşüldü " ö ", yetimliğimde yitirildi " y " . Susma ölçüm alınmadan, sen dikil karşına öyküsüzlüğümün.. İki büklüm sıratım / vurmayın köprü ayaklarımı.. El ense edildim ey zenân..Pis bir ispiyonda öldürüldü iç yanlarım..Kıyısızım. Kıyılarına çek beni. Sen hariç tüm cümlelerden bertaraf edildim / al beni yanına..Yitirdim harflerimi, hadi gözlerinden yeni alfabe bul bana.Kirli yüzüme temiz sicil istemiyorum senden..Sadece yeni bir mevsim saçlarıma, yeni bir secere ömür sathıma..Ölmeye müstahâk gözlerime yeni bir gözyüzü çiz siyahından arta kalan renklerinde.Sonra ör saçlarımı gül kurusu sinmiş ellerinle..Sonra sil gözyaşlarımı eteğindeki sonbahar yapraklarıyla.Hadi bir söz hakkı bırak dudak kenarında bir gün öznesizliğime fırlatılmak üzere..Hadi sevgili, ört üstümü sesinle. Kapat gözkapaklarımı..Ve sakın kızma bu kadar çok uyuyorsun diye..En huzurlu yanım uykunun ayak uçlarında çünki..Uyandırma beni ey Elif’ e gebe Zenân..Kaldırma göz kapaklarımı çünki nüfusum zapt edilmekte. Bari sen verme beni bensizliğime. Sobeleme beni arkamdan, döndürme beni en kıyısız yönüme..Korkuyorum..Ölmekten değil ey zenân; öldürülmekten korkuyorum..Hem de suçsuzken..Ve nüfussuzken kalbim , katilin kanından olmam meşrulaştırılıyor hükmümü..Vuruldum alfabemden / sen bari yaşat beni en sığ halimden.. Yüzümde darp izi yok diye sakın ihmal etme beni sevgili..İçimde hezeyan ırmakları akıyor zula edilmiş topraklarıma. Ahmakça bir suçun infazındayım..Derim yüzülüyor içimden sen bari yardım et bana..Konuşamıyorum diye üstünü örtme içimdeki çocuğun / susturuldum en iç yanımdan..Ağlamıyorum diye gözlerime uğramayı ihmal etme kirpiklerimin suyu çekiltirildi diplerinden..Uzat ellerini morg kokan ellerime. Gıyabımda kılınmış cenazeme iştirak etme sakın..Sen de beni öldü bilme sakın.. Ey zenân, Yeni bir alfabe dik dudaklarıma.. Senle başlayıp Benle biten.. Yeni bir mevsim bul bana.. Sadece umudun var olduğu, İçinin sadece " can" ile doldurulduğu.. Uyandırma beni cesedimden.. Dökme yollarıma yaşlarını.. Ölen ben değilim ki zenân.. Yusuf’tu lisanını kaybeden Kenan ilinde.. İfşa edilse de adressizliğim Yarı uykulu sesimden öp beni.. Yitirildi alfabem.. Tüm sözlerim sana aittir.. Eksildi nüfusum.. İlticam sanadır.. Guslettim suçsuzluğumu, Kaldırdım derin uykumu.. En sığ halimle kabul et beni cümlelerine.. 8 Mart 2008 İsmail Sarıgene
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |