Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
de. Sevdalar, hasretler, umutlar, mutluluklar. Hepsi bir arada yaşanmayacak tabii ki. Bö- lüm bölüm izleyeceksiniz. Ruhundaki fırtınala- rın nasıl estiğini, bu adamın yüreğinden... * * * Kadın mutluluktan uçuyordu. O gün evlenme teklifi almış, ama cevaplamamıştı. Atlas yorganın üzerine, yüzü koyun yatmış. Ellerini güzel başını desteklercesine, çenesinin altına yerleştirmişti. Sevgililer gününde, yani bu gün, aldığı teklifi düşünüyordu. Lakin, henüz partnerini tanıdığı pek söylenemezdi. Bir tren istasyonunda tanış- mışlardı. Adam, yirmi beş - otuz yaşlarında,bir şirkette muhasebe işlerinde çalışıyor, vasatın biraz üzerinde çehre sahipti. Bir yetmiş beş ci- varında boyu ile, koyu kahverengi gözleri, a- çık alnı, onun düşüncelerini pek açıklamayan biri olduğu izlenimini veriyordu, karşı tarafa. Kısaca kız , bir altmış beş boylarında, kahve- rengi gözlü, kısa siyah saçlı, şakakları belirgin olmakla birlikte; ince dudaklı, insana eh işte de-dirtebilecek biri idi. Kız çiçekçi dükkanında tezgahtarlık yapı- yor, hayallerini her genç kız gibi, prensesleri bi- le kıskandıracak bir erkek süslüyordu. * * * Tren tam gara yaklaşmak üzere iken, yün pal- tolu genç bir adam, yanındaki kızla tartışıyor; fakat etrafındaki insanların, kendisini duyma- masını sağlamaya çalışıyordu. Tam bunlar olurken, genç kız adama ani bir tokat attı. Adam kızı bileklerinden tutup, sars- maya başladı ve genç kız adamın elinden kur- tulup, perona girmekte olan trenin önüne kendini bıraktı. Bir anda, peronda birkaç tiz çığlık duyuldu. İnsanlar panik içerisinde ne yapacağını bilmez bir halde, kimi donup kalmış, kimileri ağlamak- lı, sağa sola koşuşturuyorlardı. Genç adam, hiçbir şey olmamış gibi, tokat ye- diği yanağını ovuşturuyordu. .................................................. Sen varken aklımda hiçbir şey yazamıyorum. Yazı yazdığım sayfanın üzerine geçip otur- dun ve bana gülümsüyorsun. Öyle tatlısın ki! Bak şimdi de, o pespembe dilini, dişlerinin arasına sıkıştırıp, öylesine bana bakıyorsun. Ne mümkün başka bir şey düşünmek! Canım benim, seni öyle özledim ki, inan da- yanacak gücüm kalmadı. Şimdi yanımda olsan, sana şöyle bir sımsıkı sarılsam, seni seviyorum bebeğim, sensiz olmuyor, bunu bir kez daha anladım. Artık sensizliği yazmak istemiyorum. Seni özlemek istemiyorum... Hep yanımda ol! Benim masum ve güzel ka- dınım. Bahar gözlüm, seni seviyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © oğuz gölçik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |