Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
gimiz okula rahat gidebiliyoruz? Üniversite’ le- rin tamamı pimi çekilmiş el bombası gibi!.Be- nim ailem de önce buraya gelmeme karşı çıkmış-lar. Babam üst derecede devlet memuru , an- nem ise kendi halinde , babama uyum sağla-maya çalışan , evrim geçirmiş Osmanlı idi.Resim yapmayı seviyordum. Onun için Gazi’ nin resim bölümünü seçmiştim. Gerçi maceracı yapım ve çabuk sıkılmam, resim için pek uygun değildi.Yi- ne de resim yapmak, duygularımın tuale aktarıl-ması bana keyif veriyor. Burada ilk senem. Kişi- nin zaafları hangimizin hayatında iz bırakmıyor ki! Bazen arzularımız, ağaçkakanın hayatını sür- dürmek için delik deşik ettiği ağaç gövdesi gibi, yüreğimizi delip, delip geçmiyor mu? Karagöz' ün, gölge oyunundaki hayatın komik anlatımı, perdenin arkasındaki mum sönünce, yüzümüzdeki gülücüklerin donmasına neden ol- muyor mu? Lakin hayat hep yeni gülücükleri u-mutla bekletiyor... -İyi geceler Faruk' cuğum, görüşürüz. * * * Çocukluğum İstanbul Fatih' te, 60 odalı ahşap bir konakta geçti. Konak üç katlı idi. Büyük bah- çe kapısından girince, mermer bir avlu karşılardı gelenleri. İşlemeli , konak kapısı, o zamanlar mı öyle gelirdi bilemiyorum! Bir minare kadar yük- - 11 - sek ve ulaşılmazdı. İçeriye girer girmez sağlı sollu iki çıkışlı bir merdiven karşılardı. Aynı kata çıkan, haremlik ve selamlık olarak yapılmış, yaklaşık yüz yıllık bu yapının, hayatımda çok ayrı bir yeri var- dır. Biz, on iki bölümden oluşan bu muhteşem ya- pının, üçüncü katında, beş odalı bir dairesinde kalıyorduk. Gece yatağa yattığımda, ay ışığının içeriye vurmasıyla tavanda dans eden muhteşem işlemelere bakıp, kurduğum hayaller bugüne ka- dar canlılığını koruyor. Düşündükçe hala mutlu oluyorum. İlk okula, babam daha iyi bir eğitim a-labileceğim düşüncesi ile, beni bir hayli uzak ol- masına rağmen, Beyazıt Vezneciler İlkokulu' na yazdırmıştı. Zeyrek yokuşundan inip Saraçhane' den Vefa' ya, oradan Vezneciler' e giderdim. Yollarda gör-düğüm o muhteşem yapılar, tarih kokan sokaklar, yollardaki su taşıyan sakalar, zilli yoğurtçular, at- lı yağcılar, macuncular, dondurma, elma şekeri, hele destancılar. Destancılar nasılda etkilerdi beni.Onların hep-sinin resmini yapmak isterdim. Daha, daha niceleri... İlkokul öğretmenim Hüseyin Pehlivan... Ne harika bir insandı. İlkokuldan sonra, Vefa lisesi orta kısmına başladım. Eski sarı binada, hep hayallerimde resim heykel yapmak vardı. Yağmurlu günlerde, evimizin ya- kınındaki bir arsadan aldığım killerden hayvan heykelcikleri yapar, kendi dünyamı kurmaya ça- - 12 -
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © oğuz gölçik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |